Üniversite hastanelerinin yağmalanması da 11. Kalkınma Planı’nda

AKP iktidarı üniversite hastanelerini ticarethaneye dönüştürme ve Sağlık Bakanlığı’na devretme hedefini 11. Kalkınma Planı’na dahil etti. “Hizmet” ve “eğitim”i ayırma, hastaneleri piyasaya daha da açma hedeflerine sağlıkçılar karşı çıkıyor.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 17 Temmuz 2019
  • 16:07

AKP iktidarının sağlık alanını özelleştirme, sermayeye peşkeş çekme ve yağmalama politikaları devam ediyor. Bu yöndeki son hedefler 2019-2023 arasını kapsayan 11. Kalkınma Planı’nda yer aldı.

11. Kalkınma Planı’ndaki hedeflere göre, üniversite hastanelerinde sağlık hizmetlerinin eğitimden ayrılarak gasp edilmesi çabasıyla hastaneler Sağlık Bakanlığı’na devredilecek. Planda bununla ilgili şu ifadeler yer aldı:

“Üniversite hastanelerinin hastane işletmeciliği ayrıştırılarak, eğitim ve öğretim hizmetlerinin etkin bir şekilde sunumuna imkân verecek şekilde yönetim, hizmet sunumu ve finansman yapısı itibarıyla sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulacaktır.”

Devletin gözünde hastaneler ticarethane

Sağlık Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurumu’ndan yapılan açıklamalarda da bu doğrultudaki hedef dile getirilmişti. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Hastane hizmeti bir işletmeciliktir” diyerek kapitalizmin sağlık alanına yaklaşımını ortaya koyarken, üniversite hastanelerinde eğitim ve hizmetin ayrılması gerektiğini söylemişti. YÖK’ün de üniversite yönetimleriyle bu konuyla ilgili görüşme halinde olduğu belirtiliyor.

Konuyla ilgili Gazete Duvar’dan Serkan Alan’a konuşan hekimler, üniversite hastanelerinin bilinçli bir şekilde ekonomik yük altında bırakıldığına dikkat çekerek ‘eğitim’ ve ‘hizmet’in ayrılmasının doğru olmadığının, iyi eğitim verebilmek için mevcut yapının korunması gerektiğinin altını çizdi.

Üniversite hastanelerini zor duruma sokmaktan vazgeçilmeli”

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Sinan Adıyaman şu ifadeleri kullandı:

“Üniversite hastaneleri o kadar zor duruma geldi ki işler yürümüyor. Malzeme alımında sıkıntılar var. Dolayısıyla rektörler istese de istemese de ekonomik olarak zor durumda kaldıkları için muhtemelen mali olarak Sağlık Bakanlığı’na bağlanmak isteyeceklerdir. Bunu kabul etmemeleri ve buna itiraz etmeleri gerekiyor. Üniversite hastanelerinin ne için bu hale geldiği belli ve tepkilerini dile getirip bir tavır ortaya koymaları gerekiyor. Üniversite hastanelerinin, rektör atamalarından bölüm başkanı atamalarına kadar demokratik sisteme geçmesi gerekiyor. Özerk üniversite yapısının Türkiye’ye gelmesi, mevcut iktidarın üniversite hastanelerini ekonomik olarak zor duruma sokmaktan vazgeçmesi gerekiyor.”

Üniversite hastanelerine bütçeden pay verilmezse çıkmaza girer”

Diyarbakır Tabip Odası eski Başkanı HDP Batman Milletvekili Necdet İpekyüz ise dönem dönem konunun gündeme geldiğinden bahsederek “Türkiye’de sorunların özüne inmeyip geçici çözümler bulunmaya çalışılıyor” dedi ve şöyle devam etti:

“Bugün Türkiye’de üniversite hastaneleri neden kötü durumda? Neden borç batağında? Ne için iyi eğitim ve hizmet veremiyorlar? Bunlara yoğunlaşıp çözüm bulmak gerekirken devretmeyi düşünüyorlar.”

“Üniversite hastaneleri genel bütçeden değil SGK’dan yararlanıyor. Gelen her hastayı kabul etmek, tedavi etmeye çalışmak ve araştırmadan hizmet vermeye çalışıyor. Üniversitelere araştırma, eğitim, bilim yuvası denmiş ama genel bütçeden pay vermez performansa bağlarsanız bu iş gün geçtikçe çıkmaza girer. Türkiye’de üniversite hastanelerinin yönetimiyle ilgili bir kamu düzenlemesi yok. Tüm öğretim üyelerinin, asistanın ve öğrencilerin etkin olabileceği bir yönetim anlayışının benimsenmesi gerekiyor.”

Para ve şirket bakış açısıyla olmuyor”

Her şey tüketim, para ve şirket bakış açısıyla değerlendirilince olmuyor. Bizim Sağlık Bakanımız bir şirketten gelip Bakan oldu ve o gözle bakmaya devam ederse bilimsel açıdan ilerleyemeyiz” diyen İpekyüz, eğitim ve hizmetin birbirinden ayrılmasına da karşı olduğunu şu sözlerle anlattı:

“Hizmeti başkaları versin diyorlar ama bu hizmetin ameliyatını kim yapacak? Dersini kim anlatacak? Asistanını kim yetiştirecek? Seminerini konferansını kim verecek? Bunlar iç içe işler. Tıp alanında ve tıptaki bütün profesyonel çalışanlar için teorik ve pratik iç içedir. Hizmet ve eğitim iç içedir.”

İLİŞKİLİ HABERLER