Sermaye düzeninin neo-liberal politikalarla “dönüşüm”e uğrattığı sağlık alanı, sermayenin kâr edebileceği bir alan haline geldikçe toplumun ihtiyaçlarını karşılamaktan da uzaklaştı. Özellikle AKP döneminde hayata geçirilen “sağlıkta dönüşüm” politikaları ile hastaneler kâr mantığıyla işletilmeye, hakları gasp edilen çalışanlar daha ağır sömürüye maruz kalmaya başladı. Bunun yanı sıra ‘parasız sağlık’ hakkı ortadan kaldırıldı ve emekçiler yaşamsal ihtiyaçlarını “müşteri” olarak parayla satın almak zorunda bırakıldı.
Bu ilişkilerin ve dolayısıyla da piyasanın tamamen egemen olduğu sağlık alanı, bunun sonucunda kapitalizmin doğasından kaynaklanan krizler ve sorunlar üretirken, bu alandaki çarpıklıklar da daha fazla su yüzüne çıkmaya başladı. Bu çarpıklıkların son örneği Aydın’da yaşandı. Hamile bir sağlık emekçisi, kuvöz olmadığı için bebeğini yitirdi.
Söke ilçesindeki Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi’nde tıbbi sekreter olarak görev yapan Dilek Yaldız, hamileliğinin 32. haftasında sancılanarak çalıştığı hastaneye geldi. Erken doğum yapması öngörülen Yaldız, hastanede kuvöz olmadığı için Aydın Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi’ne sevk edildi. Bu hastane de kuvözlerin tamamının dolu olduğunu bildirince ambulans görevlileri Denizli’deki özel hastane ile anlaştı.
Kuyucak ilçesi Gencelli yakınlarında ambulans arızalanarak yolda kaldı. Bölgeye yeni ambulans sevk edilirken, 30 dakika sonra geldiği belirtilen ambulansta hamile kadının bebeği yaşamını yitirdi. Kendi durumu da ağırlaşan Yaldız, özel bir hastanede tedavi altına alındı.
Sağlık müdürü, ölümü “erken doğum” diye açıkladı
Aydın İl Sağlık Müdürü Fevzi Yavuzyılmaz ise bebeğin ölümünün sorumluluğunu “erken doğum”da buldu. “Duyunca biz de üzüldük” diyen sağlık müdürü “Hasta 32 haftalık erken doğum nedeniyle sevki yapılmış. Yolda giderken de ambulans arıza yapmış ama 5-6 dakika içinde yeni bir ambulans sevk edilerek yola devam edilmiştir. Erken doğum olduğundan bu üzücü olay yaşanmıştır” ifadelerini kullandı.