Fransa'da kamuya ait demiryolu şirketi SNCF'de yetkili tüm sendikalar, nakliye yan kuruluşu Fret SNCF'te gerçekleştirilmek istenen bölünmeye karşı 21 Kasım Perşembe günü için 24 saatlik eylem çağrısı yaptı.

Demiryolu sendikaları CGT, Unsa, Sud-Rail ve CFDT tarafından yapılan basın açıklamasında, eylem çağrısının, aralık ayı boyunca sürdürülmesi planlanan grevlerden önceki son ültimatom olduğu vurgulandı.

Sendikalar, Fret SNCF'te hedeflenen bölünmenin ise önceleri güçlü ve birleşik olan SNCF grubunu “balkanlaştırmak” suretiyle sahadaki uyum ve bağlılığı zayıflatacağı tespitinde bulundu. SNCF'nin CEO'sunun istifalarla küçülmeye bel bağladığına dikkat çeken sendikalar, sınırsız mali karlılık ile sosyal sömürü amaçlayan bu tasfiyeyi, “Bu toplumsal katliam karşısında kaderimiz ortak!” diyerek reddetti.

Sendikaların reddettiği bölünme sürecinin tohumları 2018 yılında çıkarılan ve rekabete yol açan “karşı-reformcu demiryolu yasası” ile atılmıştı. Bu süreç, SNCF'nin o dönemki 35 milyar Euro’luk borcunun azaltılması karşılığında halka açık anonim bir şirkete dönüştürülmesiyle başladı. 2023 yılına gelindiğinde ise, 1 Ocak 2025 itibariyle demiryolu ile yapılan mal taşımacılığının yarısını gerçekleştiren Fret SNCF'in ortadan kaldırılarak Hexafret ve Technis isimli iki şirkete devredileceği açıklandı.

Hedeflenen devirden sonra neler olacağı ise belirsizliğini koruyor. Çalışanlar arasında yapılan bir araştırmada, “işlerine çok güçlü bir bağlılık duymalarına rağmen” demiryolu işçileri, “derin bir adaletsizlik hissiyle karşı karşıya kaldıklarını” belirtiyor. Yapılan bir anketin sonucunda ise, yöneticiler dahil olmak üzere her on katılımcıdan dokuzu, bölünme projesinin kendileri için “anlaşılmaz” olduğunu ifade ediyor.

Kamuya sızan planlara göre rekabet ve istifalar yoluyla personel sayısında yüzde 10'luk bir azalma öngörülüyor. Gelişmelere dair açıklama yapan CGT-Demiryolu ise, az işçiye çok iş yaptırılarak “yıkıcı personel yönetimi politikası” uygulandığı ifade edildi. Uzmanlar da 2009'dan bu yana 7500 işçinin, yani işgücünün yüzde 63'nün zaten kaybedildiğini belirtiyor. 2018'de başlayan bu sürecin demiryolu işçilerinin iş güvencesini tehdit ettiği ve yeni kurulan iki yan şirket aracılığıyla da özelleştirmenin önünün açılacağı ifade ediliyor.

Kızıl Bayrak / Paris