Sağlık alanının ticarileşmesi, sağlık hakkının daha fazla paralı hale getirilmesi hastanelerdeki çarpıklıkları daha fazla su yüzüne çıkarıyor. Bir yılda acil servislere başvuruların sayısı 111 milyona dayanırken, Türkiye bu sayıyla birlikte acil servis başvurularının ülke nüfusunu geçtiği tek ülke oldu. TTB Genel Sekreteri Bülent Yılmaz, bu rekorda paralı sağlık uygulamalarının yattığına dikkat çekerek, bunun sonucunda sağlık hizmetinin verimsizleştiğinin de altını çizdi.
BirGün’den Burcu Cansu’nun haberine göre, Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü İstatistik, Analiz, Raporlama ve Stratejik Yönetim Dairesi Başkanlığı’nın 2017 Yılı Ocak- Ekim Dönemi için ‘Her Branşta İlk 100 Hastane’ istatistiğine göre en fazla muayene acil servislerde yapıldı. Bakanlığın en son verilerine göre bir yılda 110 milyon 915 bin 407 milyon kez acil servislere başvuruldu. Dünyada acil servislere başvuru oranlarına bakıldığında Türkiye, nüfusundan fazla sayıda acile başvuru yapılan tek ülke oldu.
Katkı payı yığılma sebebi
TTB Genel Sekreteri Bülent Nazım Yılmaz, “Nüfusunun üzerinde acil başvurusu olan başka ülke yok” diyerek acil servislerde yaşanan yoğunluğa dikkati çekti. Acil servise başvuruların temelinde “katkı payı” alınmamasının yattığına değinen Yılmaz, şunları söyledi:
“Katkı katılım payı, reçete bedeli, ilaç başına ücret gibi çok sayıda kalemde yurttaşların sağlık hakkı paralı hale getirildi. Katkı katılım payı ödeyemeyen hastaların ilk durağı acil servisler oldu. Hasta grip, üst solunum yolu enfeksiyonları için kulak burun boğaz hastalıkları polikliniğine gitse katkı payı ödemesi gerektiğini biliyor. Fakat hasta acil servise geldiğinde Bakanlığın ‘kırmızı alan’ kriterine uymuyorsa katılım payı ödemek zorunda kalıyor. Acil servise başvuran hastalara bakıldığında büyük bir çoğunluğu Bakanlığın ‘yeşil alan’ diye tanımladığı acil olmayan hastalar.
“Ayrıca hastalar hastanelerde muayene olmak için randevu alıp sonrasında hastanelerde çok uzayan süreleri beklemek istemediği için acil servislere başvuruyor. Poliklinikte tetkikler için saatlerce bekletilen hasta tetkik sonuçlarının biran önce çıkıp ilacını alıp evine gitmek istiyor. Hastaların büyük bir çoğunluğunda da serum vurulduğunda ya da iğne olduğunda çabucak iyi olunacağına ilişkin yanlış bir algı var. Bu yanlış algı da yoğunluğun başka bir sebebini oluşturuyor. Sistemdeki hatalar ve hastalardaki yanlış algılar bir araya geldiğinde durumu gerçekten acil olan hastalar mağduriyet yaşıyor.”