11. Kalkınma Planı, ilk bakışta kadınlara ve kız çocuklarına dair maddeleriyle göz kamaştırıyor. Söz konusu maddelerde kadınların eğitimden iş hayatına, çalışma yaşamında daha aktif ve söz sahibi olabilecekleri konumlara gelebilmelerinden kadına yönelik şiddete kadar bir dizi konuya yer veriliyor. Planın amacı ve sermaye eksenli yaklaşımı göz ardı edildiğinde, AKP-Erdoğan iktidarının kadın haklarını gözettiği bile sanılabilir. Oysa dikkatle bakıldığında, kadının toplumdaki yeri, istihdamı ve iş yaşamındaki güvencesi üzerine kurulan parıltılı cümlelerde bile, sömürü politikaları ve kadına biçilmiş toplumsal görevlerin altının çizildiği görülecektir.
11. Kalkınma Planı’nın 2019-2023 dönemi için kadınlara dair hedeflerine bakıldığında bu daha iyi anlaşılacaktır.
Planın “Nitelikli insan, nitelikli işgücü” başlıklı kısmındaki 541. maddesinde, “Ailenin güçlendirilmesine yönelik politikalar, toplumsal bütünleşme ve sosyal riskleri azaltmaya dönük kamu politikalarının en etkililerinden ve en önemlilerindendir. Onbirinci Kalkınma döneminde; aile politikalarının tüm paydaşlarının dahil olduğu katılımcı bir yaklaşımla oluşturulması, aileye yönelik hizmetlerin kalitesinin, yaygınlığının ve etkisinin arttırılması yönünde önemli politika ve tedbirler hayata geçirilecektir” deniliyor. Bu yaklaşım, aile merkezli bir müdahale ve bunun ihtiyaçları doğrultusundaki adımların öncelikli olduğunu içermektedir.
“İstihdam ve çalışma hayatı” başlıklı bölümün 570.2 nolu maddesi benzer bir yaklaşımı şu cümle ile ifade ediyor: “Kadınların işgücüne ve istihdama katılımlarının arttırılmasını teminen bakım hizmetlerine erişimin kolaylaştırılması başta olmak üzere iş ve aile yaşamını uyumlaştıran uygulamalar dinamik bir biçimde hayata geçirilecektir.”
Toplamında kadınlar ile ilgili maddelerde, kadınların iş yaşamında daha fazla yer almalarının, eğitimdeki ve teknolojideki ilerlemelerden faydalanmalarını sağlayacak eğitim süreçlerine katılımlarının teşvik edileceği; güçlü toplumun güçlü kadınlar ile yaratılabileceği vb. vurgular var. Fakat cümlelerin alt metni okunduğunda aslında güçlendirilmeye çalışılanın aile kurumu olduğu görülüyor. Dahası aile kurumu içerisindeki kadının konumu “göz önüne alınarak”, yani bu konuma dokunulmayarak her şeyin planlanmak istendiği anlaşılıyor.
11. Kalkınma Planı, gerçekte sermayenin sorunlarına çözüm üretme planıdır. Sürmekte olan kriz döneminde sermayenin buna ihtiyacı vardır. Kadının istihdamda olma talebinin öne çıkmasının temel mantığı da yine sermayenin dönemsel ihtiyaçlarına dayalıdır. İşçi ve emekçilerin yaşam seviyelerini refah düzeyine çekmek, çalışma koşullarında iyileştirmeler yapmak veya kadınların toplumsal yaşamın birçok alanında özgürleşerek yer almalarını sağlamak gibi bir amaç yoktur ortada. Planda yer alan “güçlü kadın ile güçlü toplum” ifadesi, “güçlü aile ile güçlü toplum” tezinin bir yansımasıdır esasında.