Şehir hastaneleri sağlık değil, sermayeye kâr sunuyor

“Kamu-özel ortaklığı” adı altında inşa edilen şehir hastaneleri için devletin özel sektöre ödeyeceği miktarlar dikkat çekiyor.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 20 Kasım 2017
  • 08:36

Sermayenin sağlık alanına da tamamen nüfuz etmesi amacıyla inşa edilen şehir hastanelerinde çalışanlar köleliğe mahkum edilecek. “Kamu-özel ortaklığı” adı altında sermayeye peşkeş çekilen hastanelerin kamuya maliyeti de dikkat çekiyor.

Cumhuriyet’ten Şeyma Paşayiğit’in haberine göre, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel, “31 tane şehir hastanesi yapılacağını biliyoruz. Tüm şehir hastaneleri yapıldığında yıllık toplam kira bedelinin 5 milyar civarında olacağını tahmin ediyoruz. Yıllık kira bedellerine ayrıca hizmet bedelleri de eklenecek” dedi.

‘Hastaneler şehir dışında’

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Başkanı Raşit Tükel, konuyla ilgili Cumhuriyet’e değerlendirme yaptı. Kalkınma Bakanlığı’nın “Dünyada ve Türkiye’de Kamu Özel İşbirliği Uygulamasına İlişkin Gelişmeler 2015” başlıklı raporunda 17 şehir hastanesi için devletin 27 milyar dolar kira ödeyeceği bilgisine karşın devletin bütçesinden 2018’de 2 milyar 544 milyon 317 bin lira ayrılmasını sorduğumuz Tükel, “18 sözleşme tamamlandı. Bu 18 şehir hastanesinin kiraları, bizim hesaplarımıza göre yılda 3 milyar lirayı geçiyor. 31 tane şehir hastanesi yapılacağını biliyoruz. Tüm şehir hastaneleri yapıldığında yıllık toplam kira bedelinin 5 milyar civarında olacağını tahmin ediyoruz. Yıllık kira bedellerine ayrıca hizmet bedelleri de eklenecek” yanıtını verdi.

Tükel, devasa şehir hastanelerinin yapılmasına karşın verimliliğin sağlanamayacağını belirterek, “Bu hastaneleri yaparken bir taraftan da şehir içindeki hastaneleri kapatmak zorundasınız. Çünkü Başbakanlığa bağlı Yüksek Planlama Kurulu şehir hastanelerinin yapılmasına ancak bu koşulda karar veriyor. Kurul açılacak şehir hastanesi yatağı kadar hastane yatağını ya da bununla orantılı olarak hastane kapatılması durumunda onay veriyor” diye konuştu.

Adana il merkezinde kamu hastaneleri 3 bin 11 yatak kapasitesi ile hizmet vermekteyken Adana Şehir Hastanesi yapıldıktan sonra 3 bin 25 yatak kapasitesi ile hizmet verilmesinin planlandığını belirten Tükel “Ankara’da Etlik ve Bilkent şehir hastaneleri yapıldığı zaman 12 tane hastane kapatılacak. Böyle bakıldığında kolay ulaşılabilir, şehrin içinde etkili, verimli çalışan hastaneler kapatılır ya da yatakları azaltılırken, ‘şehir hastanesi’ adı adında büyük bloklardan oluşan, sağlık hizmeti vermenin çeşitli zorluklar içerdiği, ulaşımda zorluk yaşanacak hastaneler yapılmış oluyor” ifadelerini kullandı.

Sır sözleşmeler

“Ticari sır” olarak kabul edilen sözleşmelere ancak dava dosyalarına girdiğinde ulaşılabildiğini vurgulayan Tükel, Adana Şehir Hastanesi’nin sözleşmesini örnek vererek, “Hastanede görüntüleme, nükleer tıp, laboratuvar, radyasyon onkolojisi, patoloji alanına ilişkin tıbbi hizmetler ve tüm tıp dışı hizmetler, şirketin verdiği taşeronlar tarafından işletiliyor. Tıbbi hizmetlerin taşerona verildiği alanlarda hekim dışındaki tüm personel taşeron firmanın çalışanları. Bu alanlarda hekimlerin de taşeron firma elemanı olarak çalıştırılması gündeme gelebilir. Şehir hastanelerinde kamu çalışanı olma vasfının kaybedileceğini, güvencesiz, sözleşmeli çalışmanın hâkim hale geleceğini öngörmek zor değil” dedi.

İleride de masrafları devlet ödeyecek

Şartnamelerde hastanenin yüzde 70 doluluk oranına göre belirlenen miktar üzerinden fiyatlandırma yapıldığına dikkat çeken Tükel, “Hasta sayısı yüzde 70’in altına düşerse o zaman garanti edilen bu fiyatı ödemek durumunda kalıyorsunuz. 6428 sayılı kanuna göre şehir hastanelerinin kiraları döner sermayeden ödeniyor. Kanuna göre döner sermayeden yapılacak ödemelerde öncelik bu kiranın karşılanmasında. Hastanenin döner sermayesi yetmezse, ki yetmesi mümkün değil, kira ve hizmet bedelleri Sağlık Bakanlığı bütçesinden ya da Hazine’den karşılanıyor. Sonuçta, siz oradan sağlık hizmeti almasanız bile sizin cebinizden bir şekilde para çıkacak” diye konuştu.