Sağlık sistemindeki çok yönlü kriz hastanelerin ödemelerine de yansıyor. Sağlık alanının özelleştirilmesi politikaları kapsamında kamu hastaneleri borç batağına sürüklenerek, sağlık giderek paralı ve pahalı hale getirilirken, AKP iktidarının “yap-işlet-devret” modeliyle inşa ettiği şehir hastanelerinden sermayeye sunacağı peşkeş göze çarpıyor.
Şehir hastanelerini işletecek şirketlere bir yılda yüz milyonlarca liralık ödeme yapılacağı konuşulurken, kamu hastanelerinin on bin lira mertebesindeki ödemelerini zamanında yapamadığı görülüyor. Sağlık alanında ortaya çıkan bu krizin faturası da işçi ve emekçilere ödettiriliyor. Zira sermayeye sunulacak peşkeş büyük çoğunluğu emekçilerden toplanan vergilerden ödenirken, nitelikli ve parasız sağlık hakkı da daha fazla gasp ediliyor.
Gazeteci Çiğdem Toker, Sözcü’de bugünkü yazısında, inşası tamamlanmadan 18 Mart’ta açılacağı duyurulan Bilkent Şehir Hastanesi’ne sunulacak peşkeşi ve Trabzon’da kamuya bağlı Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin yaşadığı ödeme krizini ele aldı.
CCN Holding’e bu yıl 420 milyon lira ödenecek
Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin röntgen cihazı için batarya alımı yapacağını aktaran Toker, hastanenin yapacağı ödemedeki aksamaya değindi ve diğer yandan şehir hastanesine sunulan peşkeşin vardığı boyuta şöyle dikkat çekti:
“...İhaleyi kazanacak olan firma, döviz üzerinden ithal edilen bataryaları hastaneye teslim edecek. Ama parasını Ekim 2019'da alacak. Bu durumun tek bir hastaneyle sınırlı olmadığı ise herkesin bildiği sır.
Peki devlet hastanesi 15-20 bin TL'lik batarya bedelini “Ancak sekiz ay sonra öderim” diye yazı yazarken, Sağlık Bakanlığı Bilkent Şehir Hastanesi'ni işleten CCN Holding'e bu yıl ne kadar “hizmet ve kullanım bedeli” ödeyecek biliyor musunuz?
Tam 419 milyon 219 bin 128 lira 63 kuruş.
Halk sağlığı, medikal sektörü ve bütçe açısından bu tablo nasıl sürdürülecek?”