ABD Başkanı Joe Biden, görev süresinin bitimine iki aydan az bir süre kala, Ukrayna’nın Rusya topraklarına saldırmak için ABD yapımı ATACMS füzelerini kullanmasına izin verdiğini ilan etti. G20 Zirvesi’nde katılımcıları Rusya’ya karşı savunmasında Ukrayna’yı desteklemeye çağıran Biden, “ABD, Ukrayna’nın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü güçlü bir şekilde destekliyor. Bunun bu masadaki herkes için de geçerli olması gerektiğine inanıyorum” dedi.
Biden yönetiminin bu kararının, yeni seçilen Donald Trump’ın göreve başlamasından iki ay öncesine denk getirilmesi dikkat çekici bulunuyor. Yanı sıra ABD’nin bu hamlesi, Zelenski’nin Ukrayna ordusunun Rus askeri hedeflerini vurmak için ABD silahlarını kullanmasına izin verilmesi için aylarca yalvarmasının ardından geldi.
ABD’nin Ukrayna’nın Rus topraklarını vurmak için uzun menzilli silahlar kullanmasına izin vermesiyle durumun daha da ağırlaşacağı ve savaşın daha da tırmanacağı var sayılıyor. Bu kararın, Rusya ile Ukrayna arasında barış görüşmelerini zora sokacağı da ifade ediliyor. Zira Wall Street Journal’ın yaptığı bir araştırma, pek çok Avrupa başkentinde çatışmadan çıkış yollarının arandığını ve bunun “giderek daha gerekli” görüldüğünü gösterdi. Washington Post ise geçen hafta 10 AB veya NATO diplomatına atıfta bulunarak, “Ukrayna’nın bazı müttefiklerinin Moskova ile Kiev arasındaki müzakerelerin temellerini atma sürecinde olduğunu” bildirmişti. Ukrayna’nın da koşulların baskısı altında Brezilya ve Çin’in sunduğu barış planına karşı yumuşadığı söylenmişti. Bu arayışlar devam ederken savaş ateşine benzin döken Biden, “Batı’da müzakere isteğinin gözle görülür biçimde arttığı bir dönemde, kontrol edilemeyen bir gerilimi tırmandırmakla” suçlanıyor.
ABD hükümeti, Ukrayna savaşının ilk iki yılında ATACMS füzelerini tedarik etmeyi uzun süre reddetmişti. Uluslararası gözlemciler, kararın esas olarak Kuzey Kore askerlerinin Rusya tarafına konuşlandırılmasına verilen bir tepki olduğunu öne sürüyor. Adı açıklanmayan bir Amerikalı yetkili, Washington Post’a yaptığı açıklamada, “bu hareketin amacının Kuzey Kore’yi Rusya’ya daha fazla asker göndermekten caydırmak olduğunu” iddia etti. New York Times da ABD hükümet çevrelerine atıfta bulunarak füzelerin başlangıçta Kursk Oblastı’ndaki Rus ve Kuzey Kore askerlerine karşı kullanılacağını öne sürdü. Rusya, halen Ukraynalılar tarafından işgal edilen Kursk bölgesini yeniden ele geçirmeye hazırlanıyor. Aralarında Kuzey Korelilerin de olduğu iddia edilen yaklaşık 50 bin askerden oluşan birliklerin burada toplandığı belirtiliyor.
***
Zelenski ile Batılı destekçilerinin çoğu, aylardır ABD’ye Rusya’daki askeri hedeflere saldırılarda bulunmak için Batı silahlarının kullanılmasına izin vermesi çağrısında bulunuyordu. Aksi halde Ukrayna’nın savaşı kaybedeceği belirtiliyordu. Bilindiği üzere Zelenski, ABD’nin vaat ettiği silahların yalnızca ara sıra ve geç teslim edildiğinden şikayet ediyordu. “Bürokratik ve lojistik engeller” nedeniyle Nisan ayında vaat edilen 61 milyar dolarlık paketin şu ana kadar sadece yüzde 10’unun Ukrayna’ya ulaştığına ilişkin dert yanıyordu. Biden kararını ilan ettikten sonra pazar gecesi bir video yayınlayan Zelenski, Ukrayna’nın uzun menzilli silahları kullanabilmesini “zaferin anahtarı” olarak değerlendirdi ve “Bugün medyada, ilgili eylemler için izin aldığımıza dair çok fazla konuşma var. Ancak saldırılar sözle gerçekleştirilmez. Böyle şeyler ilan edilmez. Füzeler kendi adlarına konuşacaklardır” diye yüksek perdeden konuştu.
Alınan kararın Batı’nın çatışmaya doğrudan müdahil olmasına neden olacağı uyarısında bulunan Rusya, kararın “acil bir tepkiye” yol açacağını belirtti. Rusya parlamentosunun üst meclisi Federasyon Konseyi’nin kıdemli üyesi Andrei Klishas, Telegram’dan yaptığı açıklamada “Batı öyle bir gerilimi seçti ki, Ukrayna devleti sabaha kadar harabeye dönebilir” iddiasında bulundu. Rusya Üst Meclisi Uluslararası İlişkiler Komitesi birinci başkan yardımcısı Vladimir Dzhabarov ise, Tass haber ajansına konuştu ve kararı, “Üçüncü Dünya Savaşı’nın başlamasına doğru atılan çok büyük bir adım” olarak nitelendirdi. Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov pazartesi günü yaptığı açıklamada, ABD’nin Ukrayna’nın Amerikan füzelerini Rusya’nın derinliklerine ateşlemesine izin vermesinin, ABD’nin çatışmaya doğrudan dahil olduğu anlamına geleceğini söyledi. Biden’ın onayının ardından Fransa ve İngiltere’nin de silahlarının Ukrayna tarafından kullanılmasına izin vereceği yönünde haberler çıktı.
Biden’ın gerilimi tırmandıran kararı üzerine Çin, gerginliğin azaltılması çağrısında bulundu. Çinli askeri uzman Song Zhongping Pazartesi günü Global Times’a verdiği demeçte, Ukrayna’nın Rusya’ya Batı yapımı uzun menzilli silahlarla saldırması, Rusya’ya Batı’nın Ukrayna’ya sağladığı silahları ve ikmal hatlarını hedef alması için yeterli gerekçe sağlayacağını, yanı sıra bu füzelerle Rusya’nın yenilmeyeceğini, hatta önemli bir hasara bile uğratılamayacağını söyledi.
***
Kısa bir süre önce Alman Şansölye Olaf Scholz, Aralık 2022’den bu yana ilk kez Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile telefonla görüştü ve Rusya’yı “Ukrayna ile müzakere etmeye istekli” olmaya çağırdı. Telefon görüşmesinin ardından Kremlin’den yapılan açıklamada ise Putin, görüşmeleri hiçbir zaman reddetmediğini ve görüşmeleri her an yeniden başlatmaya hazır olduğunu yineledi. Scholz, ABD politikasındaki değişiklikten sonra bile Almanya’nın Ukrayna’ya sağladığı silahların kullanımına ilişkin kısıtlamaları kaldırmadığını ve Taurus seyir füzelerinin tedarikini reddetmeye devam ettiğini vurguladı. Eski Maliye Bakanı Christian Lindner ise, çarşamba günü Federal Meclis’te “Ukrayna’nın da Taurus silah sistemiyle donatılması” yönündeki talebini yineledi. Lindner, bunun için “parlamentoda çoğunluk bulunduğunu” iddia etti.
Geçtiğimiz Eylül ayı sonlarında Putin, ABD’nin yakında Rus şehirlerine uzun menzilli saldırılara izin vereceği yönündeki haberlere, Rusya’nın nükleer doktrininde bir değişiklik önererek yanıt vermişti. Putin, “Nükleer silaha sahip olmayan bir devletin Rusya’ya yönelik, ancak nükleer silaha sahip bir devletin katılımı veya desteğiyle yaptığı bir saldırı, Rusya Federasyonu’na yönelik ortak bir saldırı olarak değerlendirilmelidir” demiş ve şunu eklemişti: “Rusya ve Beyaz Rusya’ya yönelik bir saldırı durumunda nükleer silah kullanma hakkımızı saklı tutuyoruz.”
ABD emperyalizmi, Batılı müttefikleri ve NATO, Ukrayna ve Ortadoğu’da süren ve giderek yayılan savaşların da Asya-Pasifik’te tırmanan gerilimin de baş sorumlusudur. Sarsılan hegemonyasını yeniden tesis etmek amacıyla saldırganlık ve savaşlara daha fazla baş vuran ABD, dünyayı nükleer savaşların ateşine atacak politikalar izliyor. Sorumlusu ve suçlusu olduğu Ukrayna savaşına sürekli benzin dökerek, çıkarları uğruna çılgınlıktan kaçınmayacağını gösteriyor.