Bedelli askerlikle ilgili hükümler öne çıksa da yasada özellikle sağlık alanıyla ilgili çok önemli düzenlemeler yer alıyor. Yasayla, alanında uzmanlaşmış doktorların Sağlık Bakanlığı ile yapılacak protokolle yurtdışından gelecek hastaların tedavisi için akredite edilecek kamu hastanelerinde de çalışabilmesi sağlanıyor. Sağlık turizminin teşvik edilmesi gerekçesiyle çıkarılan yasayla, ödenecek tutarın yüzde 50’sinin tedavi hizmetinde yer alan personele verilmesi öngörülüyor. Ancak bu düzenlemeyle devletin hasta garantisi verdiği şehir hastanelerinin yaratacağı açığın kapatılmasının amaçlandığı kaydediliyor.
Cumhuriyet’ten Emine Kaplan’ın haberine göre, düzenlemeyle ilgili değerlendirmeler şöyle:
TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman: Doktorların nasıl seçileceğiyle ilgili bir kriter yok. Birden fazla işyerinde çalışmada hem üniversite hastanesinde hem devlet hastanesinde ya da planlandığı gibi şehir hastanesinde çalışıldığı zaman bunun istihdamı nasıl olacak? Bunlardan hiçbiri belli değil, tamamen Sağlık Bakanlığı’nın keyfiliğine bırakılmış durumda. Bazı gazetelerde 200 bin liralık doktor maaşından bahsediliyor. Biz bunun uygun olmayacağını düşünüyoruz.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Eş Genel Başkanı Gönül Erden: Sağlık ile turizmi aynı cümlede kullanmak bile başlı başına bir yanlıştır. Bu sistem çalışan emekçilerin iş yükünü artıracağı gibi emek sömürüsünü de derinleştirir. Kendi ülkemizin sağlık sorunlarını hâlâ çözememişken sadece ekonomik gelir üzerinden bunu tariflemek doğru değil. Hekimlere yaptığı işlemin yüzde 50’sini vermek demek, aynı zamanda esnek çalışmaya zorlamaktır. Tam gün yasası nedeniyle kendi alanında yetkin olan doktorların çoğu devlet ve üniversite hastanelerinden özele geçiş yaptı. Şimdi ‘gel ikinci bir yerde çalış, yüzde 50’sini sana vereceğim’ demek hem esnek çalışmayı hem iş yükünü artırır.