Ukrayna savaşı: Ufukta bir son görünmüyor

1000 gündür süren savaşın ardından Ukrayna'da yakın zamanda ateşkes ve hatta barış olacağına dair çok az işaret var.

  • Çeviri
  • |
  • Basın derleme
  • |
  • 21 Kasım 2024
  • 08:00

19 Kasım Salı günü, Vladimir Putin'in 24 Şubat 2022'de Ukrayna'da "özel askeri operasyon" başlatmasının 1000. günü. Rus yorumcular Ukrayna'daki olayları İkinci Dünya Savaşı'yla kıyaslayarak bu terimin örtmece niteliğini kendileri kabul etseler de Rusça terim 1945'ten bu yana Avrupa topraklarında yaşanan en büyük savaşa bu şekilde atıfta bulunmaktan kaçınmak için kullanılan bir örtmece: ne de olsa geçmişteki savaşa da "Büyük Vatanseverlik Özel Operasyonu" demiyorlardı.

Siyasi olarak ne Rusya ne de Ukrayna bu 1000 günlük savaş sırasında hedeflerine ulaşabildi: Rusya Ukrayna'nın "denazifikasyonunu" (Nazilerden arındırma) ve "demilitarizasyonunu" ya da Kiev'in NATO entegrasyonundan kalıcı olarak vazgeçmesini başaramadı; Ukrayna sadece varlığını koruyabildi, Batı'nın askeri ve mali yardımı ile inatla kendini savunmayı başardı. Bu haliyle, 2022'den, hatta 2014'ten bu yana Rusya'ya kaptırılan toprakların geri kazanılması bir yana, böyle bir ihtimalden söz bile edilemiyor.

Rusya şu anda Ukrayna'nın savaş öncesi topraklarının yaklaşık %20'sini işgal ediyor: Kırım, Donbass'ın büyük bir kısmı, Azak Denizi'nin kuzey kıyısı boyunca ve Dnipro'nun sol kıyısı boyunca birkaç düzine kilometre derinliğinde bir toprak parçası. Ukrayna'nın bombardımanı mevcut köprüleri tahrip ettiği ve dolayısıyla ikmal yollarını kestiği için Rusya 2022 sonbaharında nehrin sağ kıyısındaki Kherson şehrinden ve çevresinden çekilmek zorunda kaldığından beri bu bölge iki ordu arasında doğal bir bariyer haline geldi. Rusya ayrıca 2022 sonbaharında Ukrayna'nın kuzeyindeki Kharkiv bölgesinde savaşın ilk günlerinde bir darbeyle ele geçirdiği toprakları ve Kiev bölgesinde savaşın ilk günlerinde ele geçirdiği ancak daha sonra elinde tutamadığı bölgeleri de bırakmak zorunda kaldı. Rus tarafı şimdi Kiev'in kuzey ve batı bölgelerinin boşaltılmasının, Ukrayna'nın Minsk ve İstanbul'da müzakere edilen barış anlaşmasını sonuçlandırmasını kolaylaştırmak için bir iyi niyet jesti olduğunu söylüyor. Bunun tilkinin ekşi üzümden şikayet etmesinden öte bir şey olup olmadığı belirsiz.

Buna karşılık Rusya, savaşın orta derecede başarılı geçen ilk yılından çabuk ders aldı ve 2023'te büyük beklentilerle başlatılan Ukrayna yaz taarruzunun başarısız olmasına neden oldu. Kiev birlikleri, özellikle cephenin Azak Denizi'nin kuzeyindeki bölümlerinde Rus ordusunun kurduğu derin mayın tarlaları ve tahkimatlarda ağır kayıplar vererek batağa saplandı. Şu anda, bu taarruz sırasında Ukrayna'nın elde ettiği küçük toprak kazanımları, Rus karşı saldırıları tarafından boşa düşürülmüş durumda. Ukrayna'nın Rusya sınırına yakın Kursk bölgesine ilerlemesi de Kiev'e umduğu askeri rahatlamayı getirmedi.

Genel olarak, İkinci Dünya Savaşı'ndaki gibi bir harekât savaşı beklentilerinin yanlış olduğu kanıtlandı; sadece 2022 sonbaharında Harkiv'in doğusundaki Ukrayna saldırısı bir dereceye kadar onunla karşılaştırılabilir. Ancak genel olarak savaşın seyri, özellikle Donbass'ın yoğun şehirleşmiş bölgelerinde aylarca süren mevzi çatışmalarıyla karakterize oldu. Ukrayna uzun süre avantajlıydı çünkü şehirlerdeki prefabrik yüksek binalara ve sanayi tesislerine yerleşebildi. Belirleyici silah sistemleri İkinci Dünya Savaşı'nda olduğu gibi tanklar değil, bir yanda toplar diğer yanda insansız hava araçlarıdır. Savaşın ilk haftalarında tanklar, üretimi nispeten ucuz olan bu insansız nesnelere karşı savunmasız olduklarını kanıtladılar ve bu nedenle giderek cepheden çekildiler. Rusya, eski Sovyet stoklarından çok az maliyetle modernize edilen ve cepheden birkaç düzine kilometre gerideki mevzilerden uçaklardan fırlatılan ve uydular yardımıyla Ukrayna mevzilerine yönlendirilen süzülme bombalarıyla büyük bir taktik avantaj elde etti. Ukrayna'nın bu silahlara karşı koyacak eşdeğerde hiçbir şeyi yok.

Her iki tarafın da kayıpları yüksektir, her iki taraf da diğer taraf için bağımsız olarak doğrulanamayan, ancak yarım milyon ölü ve ağır yaralıya varan rakamlar vermektedir. Her iki taraf da kendi kayıplarını sayısal olarak ifade etmiyor; bu kayıplar ancak iç bölgelerdeki mezarlıkların genişlemesi gibi açık verilerden dolaylı olarak tahmin edilebiliyor. Üç kat daha fazla nüfusa sahip olan Rusya'nın kayıplarını, askere alma çabaları yolsuzluk, kitlesel firar ve yurtdışına kaçan askerler nedeniyle sekteye uğrayan Ukrayna'dan daha kolay "absorbe" edebileceği açıktır. Sonbahar 2022'deki kısmi seferberlik sırasında on binlerce potansiyel askerin ayrılması dışında, Rusya'da benzer bir olay rapor edilmemiştir.

Ukrayna'nın sanayi ve enerji altyapısı Rus bombardımanı ve füze saldırılarından ciddi şekilde etkilendi; örneğin termik santrallerin en az yüzde 70'i tahrip edildi ve her yeni saldırı dalgası -geçen hafta sonu olduğu gibi- elektrik arzında yeni gedikler açıyor. Ukrayna'nın bu "enerji savaşı" karşısında ne kadar güçsüz olduğu, en son resmi enerji tedarik senaryolarının insanlar tarafından etkilenemeyecek bir faktöre, yani yaklaşan kışın ne kadar soğuk olacağına bağlı olarak farklılık göstermesinden de anlaşılıyor.

Arka plan: Trump'ın teklifi

Donald Trump, seçim kampanyasında Rusya-Ukrayna savaşını 24 saat içinde sona erdirme ve tarafları müzakere masasına oturtma vaadinde bulundu. Bu sözlerin ne kadar gerçekçi olduğu belirsizliğini korurken, Rusya bunun bu kadar hızlı gerçekleşmeyeceğini açıkça belirtti. Trump'ın, Rusya’yı Ukrayna’ya sınırsız silah desteği sağlamakla tehdit etmesi ihtimaller arasında, ancak böyle bir senaryo Moskova için kabul edilemez olacaktır. Zira Rusya’nın öncelikli hedefi, Ukrayna’nın NATO üyeliğini kalıcı olarak engellemektir. Trump’ın NATO üyeliği konusunda 20 yıllık bir moratoryum teklif etmesi halinde bile, bu Moskova açısından yalnızca sorunun ertelenmesi anlamına gelecektir. Vladimir Putin’in halefine silahlanmış bir Ukrayna bırakmak istemeyeceği açıktır. Öte yandan, Trump’ın Ukrayna’ya desteğin maliyetini AB’ye yükleme isteği biliniyor. Bu durumda Brüksel, kârlardan da pay talep etme düşüncesine girebilir. Hatta, Ukrayna’ya verdiği desteği gerekçe göstererek, Ukrayna’nın doğal kaynaklarının kullanımında ABD’ye rakip olmayı umut edebilir. Ancak bu düşünce hem tehlikeli hem de gerçek dışıdır. AB, Rusya’ya karşı sürdürülen vekâlet savaşının öncüsü olarak, uzun vadede çatışmayı sürdürmek için gereken kaynaklara sahip olmadan bu rolü üstlenmektedir.

Çeviri: Kızıl Bayrak

Junge Welt- Reinhard Lauterbach / 19.11.2024