Macron yönetiminin “küresel güvenlik yasası”na karşı dün yine eylem günüydü. Fransa'nın birçok merkezi kentte kitleler sokağa çıkarak yasanın polis şiddetini korumak için olduğunu haykırdı.
Hafta içi çok sayıda polisin bir Afrikalıyı evine girip döverken çekilen görüntülerinin ortaya çıkması yasanın neyi yasaklamaya çalıştığının somut bir örneği olduğu için kitlelerdeki tepkiyi artırdı. Yalnızca Paris’teki eyleme 200 binin üzerinde katılım olurken, Fransa genelinde 500 binden fazla kişinin eylemlere katıldığı belirtildi. Parlamentoda onaylanan ve senatoda görüşülmesi beklenen yasaya karşı, işçi sendikalarının da eylemin organizasyonunda rol alması katılımı yoğunlaştırdı.
Koronavirüse rağmen, uzun bir dönemden sonraki güçlü ve kitlesel eylemler, kitlelerdeki mücadele isteğini ortaya koydu. Ortak sloganı “Liberté!” (Özgürlük) olan eylemler, Fransız devletinin dilinden düşürmediği “eşitlik, özgürlük ve kardeşlik” sloganlarının bir aldatmaca olduğunu da gözler önüne serdi.
Paris'teki eylemin adresi République Meydanı'ydı. Devlet eylemi zayıflatmak için yürüyüşü yasaklayıp sadece meydanda tutmak istedi. Fakat CGT'ye bağlı gazeteciler sendikasının mahkemeye itirazı kabul edilerek yürüyüş izni tekrar alındı. République Meydan'ında saat 14.00 sularında yoğun polis kuşatması altında, arama noktalarından geçerek alana giren kitleler polis yasasına karşı dövizler, pankartlar ile bu yasanın amacını teşhir ettiler. Sendikaların da organizasyonda olmasıyla eylem genel miting formunda yapıldı. Önce sendikaların ses araçları ve kortejleri, ardından Fransız sol güçler kortej düzeni aldı. NPA, FrontSocial, Lutte Ouvriere, Kağıtsızlar hareketi, Feminist kadın korteji eylemde düzenli kortej kuranlar arasındaydı. Türkiyeli örgütlerdense sadece ACTİT, DİP ve Bir-Kar flamalarıyla yer aldı.
Eylem yoğunluk nedeniyle 14.30 sularında başlamasına rağmen çok ağır ilerleyebildi. Polisin yürüyüş başını tutma çabası da militan bir saldırıyla püskürtüldü ve polis kortej başından süpürüldü. Ardından kitle ağır adımlarla ilerlemeye devam etti. Bastille Meydan'ına girilmek üzereyken hala République Meydanı'nda olanlar vardı. Yürüyüş sonuna yaklaşılınca polisin de saldırısıyla birlikte çatışmalar başladı. Eylemciler önce BMW acentesini ardından da bir banka şubesini hedef aldı. Burada polisin saldırısı kısa sürede püskürtüldü. Polis meydanı kuşatmaya alarak, iki nokta dışında tüm alanları kapatmıştı. Bunun üzerine eylemciler de polisin kapattığı noktalardan birini hedef aldı. Kitlelerin önce havai fişekler ardından da taşlarla karşılık vermesiyle kalkanlarının arkasına sığınan polisler noktayı tutmakta zorlandı.
Burada uzun süre çatışmalar devam etti. Polis göz yaşartıcı ve ses bombaları kullansa da kitle durmadan polis barikatına yüklendi. Takviye güçlerle polis zaman zaman kitle içerisine girmeyi denese de her girişiminde başarısız oldu. Daha geniş alanda eylemcileri püskürtemeyen polis sokağın iç tarafındaki dar alana çekildi. Böylece attıkları gazlar sokakta dağılmadığı için etkisini arttırdı. Polis, meydanın çeşitli noktalarından çok geniş bir alanı gaz bombası yağmuruna tuttu fakat atılan gazlar kısa sürede eldivenli eylemciler ya da tekmelerle tekrar uzaklaştırıldığı için biber gazlı saldırının etkisi zayıflatıldı.
Polisin yakından saldırı girişimleriyle birlikte yakın temaslı çatışmalar yaşanırken, birçok polis yerlerde tekmelendi. Kitlenin militan direnişiyle bazı yerlerde polisler kaçmak durumunda kaldı. Ve polis bu tarz eylemlerde sıkça yaptığı kitle içerisine girip gözaltına alma girişimlerini bu sefer yapamadı. Kitle çatışmaya çok hazırlıklı ve kitlesel geldiği için daha organizeydi. İki saate yakın süren çatışmalar sırasında kararlı duruşunu koruyan kitle polis saldırılarının başarıya ulaşmasına da engel oldu. Eylem bitimine yakın alanda hala onbinler vardı.
Orak-çekiçli kızıl bayrak çekim merkezi
Komünistler de eyleme TKİP flamalarıyla katıldı. Bir-Kar ve TKİP'nin kızıl flamaları eylemde dikkat çekti. Birçok eylemci flamaların kime ait olduğunu öğrenmek için yürüyüş boyunca gelip sorular sordu, sohbetler gerçekleştirildi. Özellikle genç eylemcilerin merakı daha göze çarpıyordu.
Lorient’te de tepki büyüdü
İnsan Hakları Ligi'nin (Ligue des Droits de l’Homme) 2. çağrısıyla yeni bir eylem gerçekleştirildi. Yaklaşık yirmi dernek, siyasi parti, sendika, kolektifin örgütlemesiyle isçiler, gençler, emekliler katıldılar. Ayrıyeten Bir-Kar ve Kürt hareketi bayraklarıyla eyleme katılım sağladı.
Lorient Belediyesi'nin önünde 4 binin üzerinde kitle toplandı, yasaya karşı basın açıklaması yapıldıktan sonra yürüyüşe geçildi. Şehir merkezindeki uzun yürüyüş polis dairesinin önünde sona erdi. Orada polis şiddetine karşı konuşmalar yapıldı. Gençliğin katılımı bu yürüyüşte yoğundu.
Diğer kentlerde de öfke hakimdi
Bordeaux'daki eyleme on binin üzerinde katılım olurken bu sayı Sarı Yelekliler hareketinden sonra bu kentteki en kitlesel eylem oldu. Eylemdeki bir konuşmada, polis saldırısına uğrayan bir kişinin “Görüntüler olmasaydı başıma gelenler asla duyulmazdı” sözü yasanın amacını da tüm açıklığıyla özetledi.
Sarı Yeleklilerin etkin olduğu bölgelerden Girond'da hareketin sembol isimlerinden Jerome Rodrigues'in çağrısıyla eylem gerçekleştirildi. Bu eylemde topluma 'sivil itaatsizlik' eylemleriyle polislerin görüntüsünü alma çağrıları yapıldı.
Grenoble'daki eylemde ağırlığı öğrenci gençler oluşturdu. Katılımcıların büyük bir çoğunluğu 20'li yaşlardaki öğrencilerdi. Zira bu eylemin örgütleyicileri arasındaki öğrenci örgütleri hem polis yasası hem de eğitim alanındaki yeni kısıtlamaları hedef alan bir çağrı gerçekleştirmişti. Bu, öğrencilerin de eyleme yoğun katılımını sağladı. Eylemciler bir yandan ekonomik kısıtlamalara giden hükümetin diğer yandan polis yasalarını güçlendirerek tepkiyi bastırmaya çalıştığını ancak bunun başarılı olmayacağını haykırdı.
Ülke çapında yüzbinlerce kişinin katıldığı, daha birçok kentte eylemler benzer miting havalarında gerçekleşti. Birçok kentteki eylem son dönemin en kitlesel eylemi olurken bazıları koronavirüs sürecindeki ilk miting olma özelliği de taşıdı.
Kızıl Bayrak / Fransa