Dünyanın 7. büyük ekonomisi olan Fransa için 2018 verileri bile ciddi bir yoksullaşmanın olduğunu gösteriyor. Pandemi sürecinde yoksullaşma daha da derinleşti. Henüz tam rakamlar açıklanmamış olsa da salgın sonrası dönemde sosyal yardımlara muhtaç olanların sayısının yükselişte olduğu belirtiliyor.
Son süreçte koronavirüs salgınını fırsata çeviren Fransız sermayesi, birçok fabrikada kadrolu ve taşeron işçileri işten çıkarıyor. İşten çıkarmadığının ise ya maaşlarını düşürüyor ya da fazladan mesailerini ödemiyor. Böylece krizin faturasını işçi ve emekçiler ödüyor, yoksulluk artıyor.
Fransa Ulusal İstatistik ve Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü (İnsee) 2018 verilerine göre; yoksulluk oranı 9,3 milyon düzeyinde seyrederken, 8 milyon insan da gıda yardımı alıyor. Yoksulluk sınırı, bir kişi için 1.063 euro ve 14 yaşından büyük iki çocuklu bir aile için ise 2.657 euroya tekabül ediyor. Kişi başına 1.630 euronun %60’ı veya altında bir gelir elde eden kişi yoksul olarak tanımlanıyor.
Ulusal Meslekler arası Sanayi ve Ticaret İstihdam Birliği (Unédic); 3 milyon işsize ve 9 milyon yarı zamanlı çalışana yardımda bulunduğunu duyurdu. Açıklamaya göre, 2020 Mart ortasından bu yana işsizlik sigortasının bütçesi, 11,5 milyar euro fazladan açık verdi. Duyuruda sene sonuna kadar işsizler ordusuna fazladan 900 bin işsizin ekleneceği de belirtildi.
İşsizlikle yaşanan yoğun sefalet koşulları, toplumun önemli bir kısmını gıda yardımına muhtaç bıraktı. Fransa’da bulunan birçok yardım kuruluşundan biri olan Katolik Yardım Kurumu (Secours Catholique), 650 binden fazlası çocuk olmak üzere toplam 1,4 milyon insana yardım dağıtıyor. Kurumun 2018 raporunda; günlük kişi başı gelirin 5 euro daha azalarak 9 euronun da altına düştüğü ve hatta tek ebeveynli aileler içinse kişi başı 4 euronun altında olduğu açıklandı.
Bu miktarın, aşırı yoksulluk ücreti olan 716 euronun da altında, ortalama 537 euro olduğu belirtildi. Ayrıyeten “2010’a göre %10 artışla ortalama her 3 haneden yaklaşık biri sabit bir konuta sahip olmadığı” beyan edildi. Raporun sonunda, sefaletin bu denli yükselmesiyle, bu sene sonu Fransa’da yoksul sayısının 10 milyonu aşacağı ifade edildi.
Devletin verdiği sosyal yardımlara da talep arttı. Koronavirüsle depreşen yoksulluktan kaynaklı, Kamu Hesapları Bakanlığı; yoksulluk yardımından (RSA) faydalananların, sene sonuna kadar ortalama %9 artacağını açıkladı.
En çok etkilenen kesim çocuklar ve gençlik
Devletin, yeni mezun olan ve toplamında milyonlarca genci ilgilendiren iş yaratma vaadi bu süreçte havada kaldı. Yüzbinlerce çalışanın işten çıkarılması, verilen sözlerin aldatmacadan ibaret olduğunu kanıtladı. İşsiz veya öğrenci olan ve geleceksizlikle boğuşan yoksul aile gençleri, 25 yaşına kadar sosyal yardım alma hakkına da sahip değiller. 2002-2018 yılları arasında 18-25 yaş arası gençlerde yoksulluk oranı yüzde 8,2’den 12,5’e yükselerek, %50 civarında artmış bulunuyor. Bu oran 1 milyon gence tekabül ediyor.
Sosyal adaletsizliğe maruz kalan 18 yaş altı çocuklarda da oranlar bir o kadar yüksek. Çoğu zaman düşük gelirli veya tek ebeveynli ailelerden oluşan yoksul çocukların oranı %11,6, sayılarıysa 1,5 milyonun üzerinde seyrediyor.
Ay sonunu getiremeyen Fransızlar!
Gıda yardımları dışında, emekçilerin önemli bir kısmı borçlanma veya faturalarını ödeyememe sorunu yaşıyor. Salgından bu yana 1 milyon 270 bin kişiye gıda yardımında bulunan Fransız Halk Yardım Kurumu (Secours Populaire Français) ile İpsos’un ortak yaptıkları araştırmaya göre, Fransızların %18’i, borçlanmadan ay sonunu getiremiyor. Yapılan anketlerde Fransızların üçte biri elektrik ve doğalgaz giderlerini, %38’i sağlıkla ilgili faturalarını ödemekte zorlanıyor. Anketler, toplumun yüzde 25’inin bir öğün yemeği atladığını, %46’sının gıda miktarında kendilerini sınırladıklarını ve %29’unun da sebze ve meyve almakta zorluk çektiklerini açıklıyor.
En az 300 bin evsiz insan!
Tüm bu yoksulluk ve sefalet içerisinde debelenen emekçilerin en ciddi sorunlardan biri barınmadır. Bu aynı zamanda en büyük harcama kalemini oluşturuyor. Abbé-Pierre Vakfı’nın yaptığı bir araştırmaya göre Fransa’da 300 binin üzerinde evsiz yaşıyor. Bu oran 2000’lerin başından bu yana 3 kat artmış, 2012’de yapılan son araştırmadan bu yana %50 oranında yükselmiştir.
Evsizlerin 185 bini barınma merkezlerinde, 100 bini sığınmacı merkezlerinde, 16 bini gecekondularda, ayrıyeten büyük şehirlerde de “Dayanışma geceleri” organize edilerek binlerce evsiz bir geceliğine barınıyorken, 27 bini de sokakta yaşıyor.
Salgının getirdiği sıkıntılar
Koronavirüs salgınının yayılmasıyla derinleşen ekonomik krizde, birçok işçi ve emekçinin geliri azalarak, yardıma muhtaç duruma gelmiştir. Ipsos’un araştırmasına göre, üç Fransız’dan biri gelir kaybı yaşıyor. Bunların üçte biri işçilerden ve dörtte biri de geliri düşük olan şahıslardan oluşuyor. İnsee’nin araştırmasına göre de ilk salgınla beraber başlatılan OHAL süreci hanelerin dörtte birinin yoksullaşmasına neden olmuştur.
En çok tanınan Kızıl Haç Yardım kurumunun verilerine göre, pandemi döneminde gıda yardımına ihtiyaç duyanların oranı %40-45 arasında yükseldi. Yardıma muhtaç olanların %64 işsiz, %63 geçici veya yoksul işçi, %37 emekli, %40 ciddi bir ayrımcılık yaşayan insanlar, %23 öğrenci ve %23 esnaf olduğu belirtiliyor. Gıda yardımından faydalananların %76’sının yardım kuruluşlarında kaydı bulunmazken, ilk defa gıda yardımı talebinde bulunanların oranıysa %50 olarak açıklandı.
En yoksul il: Sein-Saint-Denis
Paris’in bulunduğu İle-de-France bölgesindeki Seine-Saint-Denis en yoksul illerin başında geliyor. Açlık boyutu öyle bir seviyeye varmıştır ki kentin valisi “açlık isyanları başlayacağından duyduğu endişeyi” dile getirdi. 22 Nisan 2020’de Le Canard enchaîné gazetesinde yer alan habere göre, vali Georges-François Leclerc 18 Nisan 2020’de İle-de-France bölge valisine gönderdiği e-postada endişelerini dile getirdi. Mesajda “Gecekondu mahalleleri, acil konaklama evleri ve göçmen işçiler için yurtlar arasında yemek yemekte zorlanacak 15.000 ila 20.000 kişi var” denilirken, on binlerce emekçinin açlıkla karşı karşıya olduğu itiraf edildi.
İnsee’nin açıkladığı rakamlara göre, 2017’de Fransa’da yoksulluk oranı %14’iken, 1,6 milyon nüfusa sahip olan ilde yoksulluk %28’i aştı. Yani halkın dörtte birinden fazlası yoksulluk içerisindedir. İnsee’ye göre 2018’de 85 bin insan yoksulluk (RSA) parası alırken, koronavirüsün birinci dalgası esnasında bu sayı 100 bini aştı. Aynı zamanda devletin ucuz sosyal kiralık dairelerinin %32’si bu ilde yer alırken, en çok göçmen nüfus oranına sahip il de %30’la Seine-Saint-Denis oldu.
Fransız yardım kuruluşlarına verilen kısıtlı gıda yardım paraları
Pandemi döneminde kapitalistleri destekleme ve durma aşamasına gelen sistemi kurtarma amacıyla piyasalara trilyonlarca euro pompalandı. Sermaye sınıfına kredi olanakları, vergi muafiyeti, elektrik ve doğalgaz faturalarında indirim gibi birçok teşvik yapılırken, işçi-emekçilere düşen payın okyanusta bir damla kadar az olduğu ortada. Fransa devleti, salgının ilk dalgasında 323 milyar euro destek sunacağını açıkladıktan sonra, işçi ve emekçiler bu yardımın kendilerini kapsamadığını yaşayarak gördüler.
Avrupa Birliği’nin Fransa için ayırdığı gıda yardım parası 2014-2020 yılları arasında 583 milyon euro iken, 2021-2027 arasında 869 milyon euroya yükseldi. Avrupa Birliği’nin patronları kurtarma planıyla 750 milyar euro gibi devasa bir bütçe ayırdığı halde, gelecek 7 sene için bir milyarın altında bir gıda yardımı açıklaması, topluma ayrılan yardımların devede kulak kaldığının en açık göstergesidir.
Çivisi çıkmış bir düzen, topluma pandemi, işsizlik, yoksulluk ve sefaletten başka koşullar sağlayamaz. Bir tarafta kârına kâr katıp zenginleşen burjuvalar, diğer tarafta da giderek yoksullaşarak sayısı artan işçi sınıfı var. İki sınıfın karşıtlığına dayanan bu sömürü düzeninde, derinleşmekte olan kriz ve bunalımlarla kızışan savaş atmosferi, işçi sınıfına bir tek seçenek dayatıyor: Devrimci bir çizgi ve program altında kenetlenerek sınıf mücadelesini yükseltmek ve sınıf düşmanına karşı verilecek son kavgaya hazırlık yapmak!..