Fransa’da üniversiteleri hedef alan saldırı yasası

Fransız sermaye devleti, polis yasasıyla birlikte gündeme getirdiği “Eğitimde Araştırmayı Programlama Yasası”yla da üniversitelerde yükselen mücadeleyi hedef alıyor.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 10 Aralık 2020
  • 18:02

Fransız sermaye devleti, 16 Ekim 2020’de bir öğretmenin bir cihatçı tarafından vahşice katledilmesinin ardından “İslamcı terör olayları” bahanesiyle polis devleti uygulamalarıyla baskıyı arttırıyor. Gündemdeki “Küresel Güvenlik Yasası” militan mücadeleyle verilen tepkinin ardından şimdilik geri çekilse de, sermaye devleti toplumda yükselen mücadeleleri bastırmak hedefiyle saldırı yasalarından geri adım atmayacağının sinyalini veriyor. Zira söz konusu yasayla şimdilik geri çekilen bir diğer yasanın hedefinde de gençlik ve üniversiteler yer alıyor.

Fransız toplumunun bir dinamiği olan gençlik; işsizlik, yoksulluk ve geleceksizlik gibi birçok sorunla boğuşuyor. Son süreçte de Amerika ve Fransa’da gelişen polis şiddetine karşı sokaklara dökülmüştü. Gençlik içerisinde en bilinçli ve politik unsur olan üniversiteliler, devletin hedefinde bulunuyor. Bu süreçte Fransız sermaye devleti, “İslami terör”, “İslami solculuk” demagojileriyle üniversitelerdeki mücadeleyi hedef alan “Eğitimde Araştırmayı Programlama Yasası”nı (LPR) gündeme getirdi.

İlerici-solcu üniversite gençliğini hedef tahtasına oturtan devletin Milli Eğitim Bakanı Jean-Michel Blanquer, Europe 1 televizyon kanalına verdiği demeçte; “İslami-solculuk üniversiteleri kasıp kavuruyor. Yükseköğretim sektörlerinde insanların zihinlerine zarar veren çok güçlü İslami-sol akımlar var. Bu da gördüğünüz gibi bazı sorunlara yol açar” demagojisiyle saldırı yasasını gerekçelendirdi. Yüksek Öğretim, Araştırma ve Yenilik Bakanı Frédérique Vidal, bu yasayı yürürlüğe sokmakla görevlendirilmişti.

2021-2030 yılları arasında geçerli olacağı açıklanan, akademiye yönelik saldırıları içeren “Eğitimde Araştırmayı Programlama Yasası” öğrenci hareketini eşi benzeri görülmemiş bir şekilde cezalandırmayı amaçlıyor. Senatodan 147 sayılı ceza kanununa getirilen yeni madde, özellikle yükseköğrenimi ilgilendiriyor. Madde 431-22-1.’in “Yasama hükümleri uyarınca; bir yükseköğretim kurumunun sınırları içinde, yasa veya yönetmelikle yetkilendirilmeden, yükseköğretim tesislerinde düzenlenen bir tartışmanın yapılmasını engellemeye yönelik eylemler, bir yıl hapis ve 7.500 avro para cezası ile cezalandırılır.” şeklinde bir başlangıçla ilk çerçevesi çizilmişti. Bu maddenin ceza kapsamı, görevli komisyonun getirdiği düzenlemeyle genişletildi. Genişletilmiş hali ile eğer, suç birçok kişi tarafından işlenirse; öğrencilerin 3 yıl hapis ve 45 bin avro kadar para cezasına çarptırılabileceği açıklandı. 

Bu yasa; üniversitelerdeki öğrencilere, öğretmenlere ve diğer tüm çalışanlara yönelik ciddi bir saldırı niteliğindedir. Öyle ki; bu yasa öğrenciler ve çalışanlar aleyhinde, bir dava açmak için valiliğe ve üniversite dekanlarına olağanüstü bir baskı gücü devrediyor. 

Devlet bu yasayla, araştırma alanında araç ve maddi kaynakları sınırlandırmanın dışında, geçmişte öğrencilerin eylem ve işgallerle kazandığı hakları ellerinden almak istiyor. Gençliğin dinamizminden çekinen devlet, kampüsleri eylemlere fiili ve yasal olarak yasaklamayı hedefliyor.

Yasaya karşı tepkiler ve eylemler

Yasanın Ulusal Meclis’te tartışılmaya başlanmasıyla akademiden tepkiler ve eylemler gecikmemişti. 170 araştırmacı-profesör dijital greve çağırarak 13-17 Kasım tarihleri arasında “Siyah ekran” adı altında 5 günlük ekran kapatma eylemi yapmıştı.

17 Kasım’da, Paris’teki Sorbonne Üniversitesi önünde eylem gerçekleştirilmişti. 1.200 kişinin katıldığı eylemde yasadan sorumlu tutulan Bakan Vidal’in istifası da istenmişti. Kitle yürüyüş gerçekleştirmek isteyince, kolluk kuvvetleri üniversite önünü ablukaya alarak, yürüyüş olanağını engellemişti. Bu eylemin dışında ayrıca, 24 Kasım’da Paris başta olmak üzere, Rennes, Toulouse, Strasbourg, Lyon, Brest, Orléans, Nice, Lille, Rouen, Montpellier, Nancy, Grenoble, Poitiers, Saint-Etienne, Nantes, Avignon ve Angers’de de eylemler gerçekleştirildi.

Saldırı yasaları gösterilen tepki ve kitlesel mücadeleyle geri çektirilmiş olsa da Macron yönetimi yasaları “yeniden yazarak” bir kez daha gündeme getirecek. Ülke çapındaki mücadelenin izleyeceği seyir, bu saldırı yasalarının hayata geçirilip geçirilmeyeceğini belirleyecek.

Kızıl Bayrak / Fransa