Fransa'da baskı ve devlet terörü pekiştiriliyor

Macron yönetimi, "kamu düzenini koruma" adı altında, yeni zırhlılar alıyor, devleti yeni saldırı araçlarıyla donatıyor. Önümüzdeki günlerde, kolluk kuvvetlerinin görüntülerinin alınmasını yasaklayan, polis terörünü pekiştirecek yasa tasarısı oylanacak.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 06 Kasım 2020
  • 19:22

Pandemi sürecinde hastanelerde sağlıkçılara, okullarda öğrencilere ve öğretmenlere maske ve ekipman vermeyen, işçilere işsizlere ve emeklilere düzenli ödenek için yeterli kaynak ayırmayan sermaye devleti salgının yoğunlaştığı, yoksulluğun arttığı bu dönemde baskıcı gücünü artırmak için yüz milyonlarca avro harcayarak yeni zırhlılar alıyor.

“Kamu düzenini koruma” adı altında 2021 yılı için yüz milyonlarca avro bütçe ayıran sermaye devleti her birinin 700 bin avro olduğu belirtilen (VBRG) çok işlevli zırhlıdan 89 adet, yanı sıra drone, helikopter, su sıkma araçları gibi toplumsal olaylara müdahalede ve savaş koşullarında kullanılan son teknolojiyle donatılmış baskı araçları alıyor. İçeride baskı aracı olarak kullanılacak olan zırhlılardan 2030 yılına kadar kara kuvvetlerinde kullanılmak üzere 978 adet sipariş verildiği açıklandı. İçeride işçi ve emekçilere, gençliğe karşı baskı aracı olarak kullanılacak olan zırhlılar dışarıda ise emperyalist işgal, saldırganlık ve savaş politikalarına hizmet edecek.

Fransız sermaye devletinin dümenindeki Macron ve hükümeti, yönetime geldiği günden bu yana sağlık, eğitim, reformu, kamu, demiryolu “reformları” adı altında uygulamaya geçirdiği yıkım politikalarıyla işçi ve emekçilerin kazanılmış haklarını birer birer yok ederken gençliğe de koyu bir geleceksizlik reva gördü. “Reform” adı altında eğitim, sağlık, emeklilik, işsizlik ödenekleri, asgari sosyal yardımlarda işçi ve emekçilerin, emeklilerin haklarını gasp eden sermaye devleti kölelik, işsizlik yoksulluk ve geleceksizlik dayattı. Saltanatını sürdürebilmek, baskı aygıtını güçlendirmek için her türlü silah, araç gereçle donanırken yeni yasalar çıkaran sermaye devleti; polis ve jandarmanın baskı ve şiddetinin görüntülenmesini yasakladı, şiddette sınır tanımayan kolluk kuvvetlerini de çıkardığı yargı ve yasalarla koruyup kolluyor. İşçi ve emekçilerin kazanılmış haklarına saldıran sermaye devleti şimdi de özgürlüklere saldırı başlattı.

Polis sendikalarının ve şeflerinin kolluk kuvvetlerinin fotoğraf ve videolarının çekilmesinin yasaklanması talepleri Mayıs ayında sağcı vekillerden Eric Ciotti tarafından gündeme getirilmişti. Onlarca vekil ve eski içişleri bakanı Castaner tarafından da desteklenmişti. İçişleri Bakanı Gerald Darmanin ise 20 Ekim günü, “Polislere verdiğim sözü tutuyorum” diyerek ilgili düzenlemenin olduğu “Küresel Güvenlik Yasası” adlı kanun tasarısını bakanlar kuruluna sundu. 4 Kasım günü Hukuk Komisyonu tarafından incelenen yasa 17-20 Kasım arasında oylanacak.

Yeni yasayla, kolluk kuvvetlerinin görüntülerinin sosyal ağlarda paylaşılmasının önüne geçilmesinin yanı sıra asıl olarak da polis şiddeti ve cinayetlerinde cezasızlık politikasının pekiştirilmesi isteniyor. Yasa tasarısına göre, kolluk kuvvetlerinin görüntülerin sicil numarasıyla ya da yüz görüntülerinin tanınabilecek şekilde yayınlanması, “ulusal polis veya ulusal jandarmanın fiziksel veya zihinsel bütünlüğüne zarar vermek”ten 1 sene hapis, 45 bin avroya kadar da para cezası ile yargılanacak. Ayrıca yeni yasayla polisler, eylemlerde kullandıkları video kayıtlarını komuta merkezi ile canlı paylaşarak yüz tanıma programı aracıyla eylemcilerin kimliklerini anında tespit edecek.

“Avrupa’nın en eski basın özgürlüğü yasası”

Ulusal Gazeteciler Sendikası Genel İş Konfederasyonu’nun (SNJ-CGT) çağrısı üzerine toplanan (FEJ) Avrupa Gazeteciler Federasyonu yaptığı açıklamada değiştirilmek istenen yasanın 29 Temmuz 1881 tarihli Avrupa’nın en eski basın özgürlüğü yasası olduğunu belirtti. “Gazeteciler, polisin çalışmaları hakkında haber yapma hakkına sahiptir. Vatandaşların bilgilendirilme hakkı, gazetecilerin kolluk kuvvetlerinin eylemlerini filme alma ve yayınlama olasılığından muaf tutulamaz” denilen açıklamada, Avrupa’nın en eski basın özgürlüğü yasasında yapılan değişikliğin geri çekilmesini talep etti

Sınır Tanımayan Gazeteciler de önerilen yasanın olduğu gibi kabul edilmesi halinde gazetecilerin taşıdığı riskleri dikkat çeken bir yazıyla yasayı kınadı. Açıklamada, basın özgürlüğünde dünya sıralamasında Fransa’nın şu anda 34. sırada yer aldığına da işaret edildi.

Kızıl Bayrak / Paris