Koronavirüs salgını dünyanın birçok yerinde hayatı derinden etkilemeye devam ediyor. Türkiye’de ise her gün açıklanan rakamlara göre ölüm ve vaka sayısı katlanarak artıyor. Bir yandan sağlık bakanı “bu 1-2 hafta her şey için kritik haftalar” diyor, bir yandan salgınla ilgili yeni “önlemler” açıklanıyor.
Ancak şu ana kadar alınan kararlar ve uygulamalar gösteriyor ki, salgına karşı alınan “önlemlerde” sadece sermayenin ihtiyaçları gözetiliyor. Bu sistemde üretimin aksamaması, sömürünün devam etmesi yine işçi sağlığından daha fazla önem arz ediyor. Sonuçta her şey sermaye için…
Peki böylesi bir salgın döneminde hayatın birçok alanının durma noktasına gelmesine rağmen metal fabrikalarında ne yaşanıyor?
Birçok fabrikada halen üretim son hız devam etmektedir. “Evde kalın” çağrılarının, bu haliyle işçiler için ne kadar anlamsız olduğu da aşikâr. Zorunlu ihtiyaçlar dışında üretim yapan tüm iş kollarında derhal üretimin durdurmalıdır. Salgının yayılmasını önlemek ve insan sağlığını ciddi tehditlerden korumak için başka bir yol görünmemektedir. Ekonomik açıdan önemli olan metal sektörünün birçok dalı, bu salgın sürecinde toplum için zorunlu ihtiyaçları üreten bir iş kolu değildir. Ancak birçok metal fabrikası çalışmaya devam etmektedir. Bunun sebebi kapitalizmde her şeyin sermayenin daha fazla kar etmesi üzerine kurulu olmasıdır.
Sektörde kayıtlı 1,5 milyonun üzerinde metal işçisi çalışıyor. Bu olgu aileleri ve çevresiyle beraber milyonlarca insanın birbiriyle temasını doğurmaktadır. Metal İşçileri Birliği sosyal medya hesabına gelen çok sayıda mesajdan hareketle fabrikalarda alınan önlemlerin fazlasıyla yetersiz olduğunu belirtiyor.
Sermaye medyasında sık sık virüse karşı bağışıklık sisteminin güçlü olmasının öneminden bahsediliyor. Bunu sağlamanın yolu ise hijyenik, yeterli ve dengeli beslenmekten geçmektedir. Fakat metal patronları verilen yemeklerin kalitesini yükseltmek bir yana, yemek yanında verilen ek besinleri de (yeşillik, sebze, meyve vb.) ortak kullanım olduğu gerekçesi ile kaldırmıştır. Yine “önlem” olarak çay saatleri kimi fabrikalarda kaldırılmıştır. Virüsün yayılmasında en temel etken yan yana, beraber olmak olduğu söyleniyor ama sadece yemekhanelerde birer metre mesafe koyuluyor. Öte yandan üretim alanlarında aynı düzen devam ediyor. Servislerde ise “herkes kendi yerine otursun deniyor” o kadar.
Yemekhanelerde uygulanan yeni yöntemlerle yemek sırası daha da uzamış, bunun kendisi dinlenme saatlerini kısıtlamıştır. Fabrikalarda sağlık çalışanı bulundurmak yerine sağlık konusunda yetkin olmayan kişilere ateş ölçümleri yaptırılıyor.
Metal sektöründe şu ana kadar sınırlı da olsa üretime ara veren fabrikalar var. Ancak onların da birçoğunun yurtdışından malzeme gelmemesinden kaynaklı üretimi durdurduğu belirtiliyor. Koronavirüs salgını nedeniyle oluşan güncel krizi metal patronları kendi cephelerinden fırsata çevirmeye de çalışıyorlar. Kısa çalışma ödeneği, ücretsiz izinler, işten çıkartmalar birçok fabrikada gündeme gelmiş bulunuyor.
Metal işçileri tüm bu gerçekler üzerinden en başta yaşam hakkını savunmak için harekete geçmelidir. Toplum sağlığı ihtiyaçları doğrultusunda zorunlu iş alanları hariç tüm fabrikalarda üretimin durdurulması ve tüm işçilere hiçbir hak kaybı yaşamadan ücretli izin verilmesi için mücadele etmelidir. Üretime devam etmesi zorunlu fabrikalarda ise işçiler, iş saatlerinin kısaltılmasından, sağlıklı çalışma ortamlarının yaratılmasına kadar hayati olan önlemlerin en üst seviyede alınması için mücadeleye girişmelidir.