Koronavirüs salgının yayılmaya devam ediyor. AKP iktidarı çarkların ölümüne dönmesi pahasına salgının yayılmasına seyirci kalıyor. Metal fabrikalarında ise durum çok riskli bir boyutta yaşanıyor. Kapitalizmde işçi sağlığı ve güvenliği hiçe sayılıyor, salgın koşullarında ise bu gerçek gün yüzüne çıkmaya devam ediyor.
Birleşik Metal-İş Sendikası İstanbul Tabip Odası ile birlikte basın toplantısı düzenledi.
Toplantıda söz alan Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu “çalışma hayatında yaşanan vahim tabloyu gözler önüne sermektedir. Gerçekler, siyasi iktidar tarafından kamuoyuna yapılmakta olan açıklamalardan çok daha ağır ve kaygı vericidir” dedi.
Metal sektöründe salgın ciddi boyutlara ulaştı
Basın toplantısında Birleşik Metal-İş Sendikası’nın örgütlü olduğu fabrikalardaki koronavirüs araştırması sunuldu. Açıklanan rapora göre metal sektöründe salgının ciddi boyutlara ulaştığının altı çizilerek şunlar vurgulandı:
“Salgının başından bu yana yapılan “evde kal” çağrıları da dâhil olmak üzere, alınan önlemler tutarsız, eşit ve adil olmayan bir zeminde sürdürüldü. Ve kısa bir süre sonra salgının sınıfsal ve cinsiyetler üzerinde eşitsiz yükü daha da görünür oldu. İşçi sınıfı “kapanma” dönemlerinde “özel izinlerle” çalışmak zorunda kaldı. İşyerlerinde alınan önlemler salgını önleme noktasında yetersiz kaldı. Kadınların hasta, çocuk bakımı ve hijyen yükü arttı. İşsizlik arttı, kadın ve genç işsizliği daha da arttı. Kadına yönelik artan erkek şiddeti ise salgının bir diğer kabul edilemez sonucu oldu.”
Alınan önlemler sermayeye kalkan oldu
Alınan önlemlerin sermaye için olduğu ifade edilerek “İşçilerin birikimi olan İşsizlik Fonu patronlara kaynağa dönüştü. Salgın döneminde ücretsiz izne çıkan işçiler ise günlük 39 TL ile ailelerini geçindirmek zorunda kaldı. Kayıt dışı, günlük işlerde çalışan milyonlarca insan 39 TL’den de mahrum kaldılar. Kısa çalışma, ücretsiz izin desteği, işsizlik emekçileri bu salgın döneminde daha da yoksullaştırdı. En temel beslenme ihtiyaçlarına, sağlık hizmetlerine erişimin önüne salgının yarattığı koşullar ve yoksulluk girdi” denildi.
Aktif vaka sayısında 9 katlık artış
1 Haziran’dan itibaren normalleşme adımlarının atılmasıyla birlikte fabrikalardaki vaka sayılarında ciddi artış olduğu vurgulanarak aktif vaka sayısına ilişkin tablo sunuldu. Tabloya göre şunlar ifade edildi:
“Vaka sayılarındaki en fazla gerileme 28 Eylül-4 Ekim 2020 tarihlerinde arasında 88’e kadar düşmüştür. Ancak bu haftadan itibaren işyerlerindeki aktif vaka sayısı hızlı bir artış kaydetmiştir. 9-16 Kasım 2020 Haftası’ndaki aktif vaka sayısı 771 ile 28 Eylül-4 Ekim 2020 haftasının aktif vaka sayısının yaklaşık 9 katıdır. Aktif vaka sayısında bu dönemde yaşanan artış büyük oranda, üye yoğunluğunun olduğu, Gebze ve İstanbul Anadolu yakasındaki işyerlerindeki artıştan kaynaklanmıştır. Bu dönemde aktif vaka sayısı söz konusu bölgelerde 39’dan 347’ye fırlamıştır. Bu dönemde Covid 19 tanısı konulmuş işçi sayısının %30’a ulaştığı işyerlerimiz olmuştur.”
Fabrikalardaki işçilerin yüzde 7,3’ü Covid-19’a yakalanmıştır
Raporda aktarılan verilere göre bahsedilen fabrikalarda salgın başladığından bu yana Covid-19 vaka sayısı 2.194 olarak tespit edildiği vurgulandı. “Bu da sendikanın toplu sözleşme kapsamındaki işyerlerinde işçi sayısının yüzde 7,3’üne denk gelmektedir” denilerek şunlar belirtildi:
“Ancak işyerlerinde hastalığa ikinci kere yakalanan işçilerin olduğu bildirilmiştir. Bu durumda olan işçi sayısının bilgisi bulunmamaktadır. Bugün ile 1 Haziran öncesi son verilerimiz kıyasladığımızda ki, Mayıs 2020’e kadar Covid-19 tanısı konulan işçi sayısı 156’dır, salgının hızla yayıldığı görülmektedir. 9-16 Kasım haftasında karantina altındaki işçi sayısı binin üzerindedir.”
"Kadın işçilerdeki vaka sayısında 9 katlık artış"
Kadın işçilerin pandemi süreci boyunca daha çok baskı altına alındığına değinen raporda şöyle denildi: “Sendikanın örgütlü olduğu işyerlerinde kadın işçilerde de vaka sayısı hızla artmaktadır. 30 Ağustos’a kadar görülen vaka sayısı sadece 9 iken bu tarihten itibaren yaklaşık 9 kat artarak 92’ye yükseldi.”
"İşyerleri alarm veriyor"
Rapora göre sendikanın örgütlü olduğu işyerlerinin dörtte üçünde en az 1 tanılı aktif vaka bulunmakta olduğu belirtildi. Hükümetin salgın yönetimini sermayenin gözünden yaptığı belirtilerek alınması gereken önlemler şu şekilde sıralandı:
- “Meslek örgütlerinin ve bu alanda çalışan uzman diğer kurum ve kuruluşların önerilerini dikkate almalıdır.
- Tüm işçilere ücretsiz test yapılmalı ve belli periyotlarla tekrarlanmalıdır.
- İşçiler ücret kaybı yaşamadan çalışma süreleri kısaltılmalı, dönüşümlü çalışmaya geçilmeli, üretim planları iş organizasyonları buna göre yapılmalı, fazla mesailer kaldırılmalıdır.
- İşçilerin salgının tespitine yönelik olarak doktor muayenesi, test sonuçlarının ortaya çıkması ve karantina dönemlerinde geçen sürelerde ücret kesintisi yapılmamalıdır.
- Kronik hastalara, engelli işçilere, gebe ve emziren kadın işçilere salgın riski ortadan kalkıncaya kadar ücretli izin verilmelidir.
- Ücretsiz izin uygulaması derhal kaldırılmalı. Gerçek anlamda işten çıkış yasağı uygulanmalıdır.
- İşsizlik Fonu; sermayi teşvik kaynağı değil salgından ekonomik olarak etkilenen emekçiler için kullanılmadılır.
- İşyerlerinde bireysel koruma önlemleri yanında, toplu koruma önlemleri hayata geçirilmeli, üretim alanları fiziksel mesafeye göre düzenlenmelidir.
- İşçilerin toplu taşıma yerine işverenlerce sağlanacak servislerle işyerlerine ulaşmaları ve evlerine dönmeleri sağlanmalı, işçi servislerinden yararlanan işçilerin sayısı yarı yarıya azaltılmalıdır.
- Yemekhanelerde ve sosyal alanlarda gerekli önlemler alınmalı, bu alanlar işçilerin inisiyatifine bırakmadan fiziksel mesafe kurallarına uygun olarak düzenlenmelidir.
- Olası bir sokağa çıkma yasağının ilanında zorunlu ve hayati ihtiyaçların karşılandığı hizmetlerin dışında çalışma hayatı istisnasız durdurulmalıdır.
- Evden çalışma yapabilecek olan işlerde işçiler evden çalıştırılmalı, ancak işçilerin çalışma saatleri evde haftalık 45 saati geçmemeli, evden çalışma nedeniyle artan giderler, elektrik, internet vb. işverenler tarafından karşılanmalıdır.
- Evde bakıma muhtaç çocuğu olduğu için izin kullanmak isteyen kadın işçilerin ücretlerinde bir kesinti yapılmamalıdır. Bu nedenle işten ayrılan işçilere devlet desteği sağlanmalıdır.
- Evde Covid-19 hasta bakımını üstelenmek zorunda kalan kadın ya da erkek işçilerin ücretlerinde bir kesinti yapılmamalıdır.
- Covid-19 sağlık emekçileri için meslek hastalığı, diğer işkollarında çalışan işçiler için ise iş kazası olarak tanınmalı.”
Kızıl Bayrak / İstanbul