Brezilya’da 26 Şubat'ta tespit edilen ilk vakayla birlikte koronavirüsün Latin Amerika’ya ulaştığı tescillendi. İlk ölüm vakası ise 7 Mart'ta Arjantin’de gerçekleşti.
Aralık ayından beri Çin'i, şubattan beri Avrupa'yı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid-19), -Avrupa’dan daha yavaş olsa da- Latin Amerika kıtasının tümünde yayılmaya devam ediyor.
Cumartesi günü Johns Hopkins Üniversitesi’nin paylaştığı son verilere göre vaka sayısı Latin Amerika bölgesinde 11 bin 145’e, virüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı ise 209’a ulaştı.
Aynı kaynağın bugün itibarıyla son verilerine göre, virüsten en çok etkilenen ülkeler 210 milyon nüfusu ile kıtanın en büyük ülkesi Brezilya (4.371 pozitif / 141 ölüm), Şili (2.449 / 8) ve Ekvador (1.962 / 60). Bunları Peru (950 / 18), Arjantin (820 / 23), Kolombiya (798 / 12), Uruguay (310 / 1), Venezuela (129 / 3) izliyor.
Latin Amerika'daki birçok ülke, virüse karşı alınan tedbirleri arttırırken, ülkeler acil durum, karantina ilan ederek sokağa çıkma yasağı uygulamasını hayata geçiriyor. Buna rağmen iki hafta içinde Latin Amerika’nın salgının merkez üssü olacağı ileri sürülüyor.
Kıtanın en yoksul ülkesi Haiti ‘acil durum’ ilan etti. Uluslararası sağlık örgütleri, bu yoksul ülkede salgının etkilerinin çok daha yıkıcı olacağı uyarısında bulunuyor.
Kolombiya'da hastalığın cezaevlerine de yayılması üzerine sağlık koşullarının iyileştirilmesi talebiyle başlayan protestolarda 23 mahkûm öldü, 83 kişi yaralandı.
Meksika hükümeti ise nihayet bu hafta virüse karşı önlemler almak zorunda kaldı ve Perşembe gününden itibaren açık etkinlikleri iptal etti. Başkan Andres Manuel López Obrador halka seslenerek zorunlu haller dışında evde kalınmasını istemişti.
***
Vakaların bütün eyaletlere sıçradığı Arjantin’de karantina ilan edildi; tüm ülkede sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. Yasağa uymayan yaklaşık 5 bin kişi gözaltına alındı.
Küba, Arjantin'e sağlık konusunda destek verme önerisinde bulundu. Perşembe günü Arjantin sağlık sisteminin çökmesi durumunda virüsten hastalanan kişileri Küba'ya getirmek veya çok uzak yerlerde yaşayanlara yardım etmek için Havana'dan bir uçak gönderildi. Bugünlerde ikinci bir uçağın da gitmesi bekleniyor. Nisan ayı başında ise, 500 Kübalı doktorun daha Buenos Aires’e gönderilmesi planlanıyor.
Ekvador, koronavirüs için Uluslararası Para Fonu'ndan (IMF) 500 milyon dolar kredi aldı. Halka seslenen Cumhurbaşkanı Lenín Moreno, devlet için yeni krediler olmadan, yakında eczanelerden ilaç almanın mümkün olmayacağını söyledi. Amerika21 Portalı La Hora gazetesine dayanan haberinde, ülkenin en çok etkilenen Guayas bölgesinde, koronadan ölenlerin cesetlerinin uzun süre yol kenarında açıkta bekletildiği ifade edildi. Doktorlar, ülkenin en büyük Guayaquil hastanesindeki durumu "tamamen kontrolden çıkmış" olarak nitelendiriyor. Ekvador’da önümüzdeki günlerde ölü sayının hızla artmasından endişe ediliyor.
Bolivya’da darbeci hükümetin Başkan'ı Jeanine Áñez "sıhhi acil durum" ilan etti ve 14 günlük karantina emri verdi.
Dünya Sağlık Örgütü'ne göre Brezilya salgının en hızlı yayıldığı ülke. Virüsü “küçük bir grip” diye küçümseyen, medyayı histeriyi yaymakla suçlayan Brezilya'nın faşist Başbakanı Jair Bolsonaro, giderek genişleyen tepkilerle karşı karşıya bulunuyor. 27 eyaletten 26'sının valileri onun önlemlerine karşı çıktı ve neler yapacakları konusunu tartışmak için onsuz bir araya geldiler. Bolsonaro, kendisine uygulanan korona testinin sonucunu halka açıklamayı reddetti. Perşembe günü, yakın çevresinden 25 kişinin testi pozitif çıkmıştı.
Bu arada birçok bölgede kendisi örgütlenen halk virüse karşı önlemler almaya başladı. Brezilya'nın büyük kentlerinde faşist Bolsonaro'ya öfkeli olan halk her gece balkonlarda tencere-tava çalarak protesto gösterileri düzenliyor.
Şili hükümeti, aylarca süren protestolara rağmen neo-liberal çizgisini sürdürüyor. Hükümet korona salgını nedeniyle çalışamayan emekçilerin aylıklarının 4 ay boyunca ödenmesi gerekmediğini kararlaştırdı. Faşist Bolsonaro da aynı şeyi Brezilya’da uygulamak için bir kararname çıkarmıştı ancak işçi ve emekçilerin tepkileri nedeniyle bunu geri çekmek zorunda kalmıştı.
Venezuela'da teyit edilmiş 113 enfeksiyon vakası ve iki ölüm var. Cumhurbaşkanı Nicolás Maduro, 12 Mart'ta koronavirüs acil durumunu ilan etti ve 17 Mart'tan beri sadece bakkallar ve eczaneler açık. Ülke çapında sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. Halk, çeşitli ekonomik tedbirlerle (örneğin kira ve kredi faiz ödemelerinin askıya alınması, küçük ve orta ölçekli işletmelerde çalışanların ücretlerinin devralınması, işten çıkarılmalara karşı koruma) koronavirüs krizinin ekonomik sonuçlarından korunacak.
Venezuela bölgede salgına en hazırlıksız ve en zor koşullarda yakalanan ülke. Bir taraftan Amerikan emperyalizminin ambargoları ve saldırıları, diğer taraftan ağır ekonomik kriz halkı yoksulluğun ve sefaletin kıyısına getirdi.
Amerikan ambargoları nedeniyle ülkede sağlık sistemi felç olmuş, ilaç bulunamaz hale gelmiş, hastanelerin çoğu kullanılamaz durumdaydı. Ülkede hijyen önlemlerini zorlaştıran su sıkıntısı da mevcut. Maduro, Uluslararası Para Fonu'ndan 5 milyar dolarlık acil kredi başvurusunda bulundu, ancak birçok IMF üyesi Maduro hükümetini tanımadığı gerekçesiyle bu talep reddedildi.
Venezuela'ya yardım Küba, Çin ve Rusya’dan geldi. 137 doktor korona krizine karşı mücadele etmek için Venezüella'ya gönderildi. Küba'nın yardımı olmasa, Venezüella sağlık sisteminin tümden çökeceği tahmin ediliyor.
***
Arjantin, Brezilya, Şili, Peru, Meksika, Ekvador ve Venezuela salgınla savaşmasına yardım etmesi için Çin'den yardım isteyen Latin Amerika ülkeleri.
Neo-liberal politikalar doğrultusunda kemer sıkma politikaları ile yıllardır sağlık sektörünün altının boşaltıldığı Latin Amerika’da salgının sonuçlarının belli sosyal güvenceler sağlayan Avrupa ülkeleri ile yüksek teknolojiye sahip Çin’dekinden çok daha yıkıcı sonuçlar doğurabileceği tahmin ediliyor.
Çalışanların %53’ünün sosyal güvenceden yoksun olduğu, 190 milyon kişinin yoksul ve 31 milyon kişinin aşırı yoksul olduğu kıtada, birçok yerleşim bölgesinin su ve hijyen sorununun bulunması 630 milyon nüfuslu Latin Amerikalı'yı virüs karşısında daha savunmasız hale getiriyor.
Tüm ülkelerde neo-liberal politikalara kurban edilen sağlık sistemlerinin tıkanma noktasına gelmesi, salgınla etkili bir şekilde mücadele etmeyi ayrıca zorlaştırıyor.
Karantina veya sokağa çıkma yasağı ise tüm dünyada olduğu gibi burada da en çok yoksul halkları vuruyor. Sosyal güvencesi olmadan, kayıt dışı koşullarda çalışan işçiler, gündelikçiler, sokak satıcıları, pazarcılar, ayaküstü yiyecek satan dükkânlarda çalışan insanların hayatta kalabilmeleri gündelik olarak kazanacakları paraya bağlı. Evlerine-ailelerine yiyecek götürme kaygısı onları virüsün öldürücü etkisine rağmen sokağa çıkmak zorunda bırakıyor. Bu durumda ise karşılarında askerin-polisin uyguladığı devlet şiddetini buluyorlar.