Diyarbakır ve Batman’da gözaltında kaybedilenlerin, İzmir ve Ankara’da da hasta tutsakların durumuna dikkat çeken Cumartesi eylemleri yapıldı.
Diyarbakır
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları gözaltında kaybedilenler için gerçekleştirdiği eylemin 547.’sini şube binasında yaptı.
Eylemde söz alan İHD Kayıp Komisyonu üyesi Adnan Örhan, “Bu coğrafyada keyfi uygulamalar, zulümler süre geldi ve halen devam ediyor. Valiliğin annelerin sesini kısmaya yönelik aldığı yasaklama kararı, açıkçası niyetlerinin ve yaklaşımlarının göstergesidir” diyerek Koşuyolu Parkı’nın yasaklanmasını protesto etti.
Örhan, ardından 1999 yılında Diyarbakır’da kaybedilen İskan Can’ın akıbetini sordu. Çalışmak için gittiği İstanbul’da Can’ın gözaltına alındığını belirten Örhan, Can’ın 17 Ağustos 1999’da ailesini arayarak Diyarbakır’a geldiğini söylediğini ama daha sonra ailesinin Can’dan bir daha haber alamadığını ifade etti.
Can’ın kaybedilmesinden sonra babasının hastalandığını ve kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdiğini belirten Örhan, kendisinden hiç haber alınamayan Can’ın akıbetini sordu.
Konuşmanın ardından 5 dakika oturma eylemi yapıldı.
Batman
İHD Batman Şubesi ve kayıp yakınları ise eylemlerinin 453. hafta eylemlerini İHD Batman Şubesi’nde gerçekleştirdi.
Eylemde İHD Batman Şubesi yöneticisi Gülbahar Kaya 1995’de Hakkari’nin Çukurca İlçesi Işıklı Köyü Karakolu’nda gözaltına alındıktan sonra kendisinden haber alınamayan Hacı Ahmet Er’in akıbetini sordu.
15 Ağustos 1995’de Kurudere köyünde PKK militanları ile askerler arasında çatışma yaşandığını belirten Kaya daha sonra köyde operasyona çıkan askerlerin Hacı Ahmet Er ve kardeşi Hacı Mirap Er’i gözaltına alarak, Işıklı (Serêsêve) Köyü karakoluna götürdüklerini ifade etti.
Gözaltına alındıktan birkaç gün sonra ağır işkencelere maruz kalan Hacı Mirap Er’in serbest bırakıldığını belirten Kaya, Hacı Ahmer Er’den bir daha haber alınamadığını dile getirdi.
Kaya devamında şöyle söyledi: “Birkaç yıl sonra aile Hacı Ahmet Er’in akıbetinin ortaya çıkarılması için davacı olur, ancak bu girişimden her hangi bir sonuç alınamaz. Hacı Ahmet Er 24 yıldır kayıp ve akıbeti hala meçhul.”
Konuşmanın ardından 5 dakika oturma eylemi yapıldı.
İzmir
İHD İzmir Şubesi Cezaevi Komisyonu Konak Eski Sümerbank önünde yaptığı eyleminde yüzde 52 engelli tüberküloz hastası Özgür Bektaşoğlu’nun durumuna dikkat çekti. Eylemde basın metnini İHD İzmir Şube Yöneticisi Cemile Karakaya okudu.
Hasta mahpus Bektaşoğlu’nun komisyonlarına 21 Haziran’da gönderdiği mektubundan, Bektaşoğlu’nun 14 Şubat 2018’de Aydın’ın Kuşadası ilçesinde gözaltına alınıp tutuklandığını aktararak “Özgür Bektaşoğlu 1 yaşından beri Polio Sekeli hastası olduğundan ayakta sabit durmakta güçlük çekmekte ve yüzde 52 engellidir. Bektaşoğlu, yüzde 52 engelli olmasına rağmen, sevk edildiği her iki cezaevinde ayakta sayım dayatılmış, günlerce darp edilmiş ve içinde bulunduğu hijyensiz koşullardan dolayı tüberküloz hastalığına yakalanmıştır” dedi.
Bektaşoğlu’nun tedavi hakkını engellemelerin, keyfi baskı, saldırı ve yaptırımları anlattığı mektubunu okuyan Karakaya “Biz insan hakları savunucuları olarak Özgür Bektaş’a uygulanan baskıların son bulunmasını ve bu baskılarda rol oynayan kamu görevlileri hakkında soruşturma başlatılmasını istiyoruz” dedi.
Ankara
Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, İHD Ankara Şubesi önünde yaptıkları 257. hafta eyleminde dün yaşamını yitiren hasta tutsak Tahir Çekinkaya’yı konu edindi.
Eylemde söz alan İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Nuray Çevirmen, “Çetinkaya 67 yaşındaydı ve dışarıda iken geçirdiği bir kazadan dolayı bir ayağı sakattı. 8 ay önce 4 küsur yıllık kesinleşen cezası için tutuklanarak Van F Tipi Kapalı Cezaevine konulmuştur. Cezaevinde iken 3-4 kez rahatsızlanmış ve en son felç geçirerek başkalarının bakımına muhtaç hale gelmiştir. Çocuklarının verdiği bilgiye göre hiçbir işini tek başına yapamamaktadır ve ihtiyaçları cezaevinde birlikte kaldığı arkadaşları tarafından karşılanmıştır” dedi.
Çevirmen konuşmasına şu ifadelerle devam etti:
“Yapılan tetkikler sonucunda beyninde tümör tespit edilmiş ve tedavi amaçlı olarak Ankara Sincan 2 No’lu F Tipi Hapishanesi’ne yaklaşık 6 ay önce sevk edilmiştir. Tedavi için hastaneye gidiş ve gelişler yapmış ve 5 gün önce durumu ağırlaşınca şehir hastanesine kaldırılmıştır. 2 Ağustos günü sabah 05.00 civarında şehir hastanesinde yaşamını yitirmiştir.”
İki hafta önce yaşamını yitiren hasta tutsak Muhsin Kızılkan’ı da hatırlatan Çevirmen tedavi edilmediği ve serbest bırakılmadığı için daha kaç tutsağın yaşamını yitirmesi beklendiğini sorarak, hasta tutsakları katletme politikasını protesto etti.