İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi bu haftaki eylemini kayıplar için yaptı. Konak Sümerbank önünde saat 13.00’te bir araya gelen insan hakları savunucuları adına açıklamayı İHD yönetiminden Av. Ali Aydın yaptı. Ayın şunları söyledi:
“Türkiye tarihinde Salih Bozışık’ın 1936 yılından kaybedilmesinden bu yana çoğunluğu doğu illerinde olmak üzere binlerce insan devlet güçlerince gerek kaçırılarak ve gerekse de yasal olarak gözaltına alındalar. Ancak bunların bir kısmı öldürülerek cesetleri bir kenara atıldı, bir kısmının ise akıbeti hakkında herhangi bir bilgiye ulaşılamadı. Salih Bozışık, Cumhuriyet’in ilk yıllarında yürüttüğü siyasi faaliyetler nedeniyle 1936 yılında gözaltına alınır ve bir daha kendisine ulaşılamaz. Salih Bozışık Türkiye Cumhuriyeti tarihinin bilinen, ilk gözaltında kaybı olarak kabul edilmektedir. Hiçbir soruşturma yürütülmemiştir.”
Aydın, ardından Zorla Kayıplarla İlgili Uluslararası Sözleşme’ye (Kayıplar Sözleşmesi) değinerek şunları söyledi:
“Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Sözleşmenin ilk adımlarını 18 Aralık 1992 yılında ‘Bütün Kişilerin Zorla Kaybetmekten Korunmasına İlişkin Bildirgeyi’ kabul ederek atmıştır. Bildirge, hâlâ Birleşmiş Milletler Zorla Kaybetmeler Çalışma Grubu’nun en temel belgesi niteliğindedir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 20 Aralık 2006 yılında ise Kayıplar Sözleşmesi’ni kabul etmiştir. Bu sözleşme, 23 Aralık 2010 yılında yürürlüğe girmiştir. 2014 yılı itibarıyla sözleşmeyi 93 devlet imzaladı ve 42 devlet taraftır. Sözleşme, zorla kaybetmenin önlenmesi ve bu suçun dokunulmazlık zırhına bürünmesine karşı mücadele kararlılığıyla hareket etmeyi öngörmektedir.”
Kayıplar Sözleşmesi’nin maddelerini aktaran Aydın, Türkiye’nin bu sözleşmeye imza atmadığını hatırlattı ve “Türkiye Cumhuriyeti devleti bir an önce Kayıplar Sözleşmesi’ne imza atmalıdır” dedi. Aydın açıklamayı şu sözlerle bitirdi:
“Uluslararası Kayıplar Sözleşmesi kayıp aileleri için bir umuttur. Her gün gelebilme ihtimalleri düşünülerek beklenti içine girer aileler. Gün geçtikçe beklentileri ümitsizliğe dönüşür. Türkiye’de 800’e yakın kaybedilmiş insan var. Bunların bazıları gözaltında kaybedilmiş, bazıları herkesin gözü önünde güpegündüz sokakta alınarak kaybedilmiş, bazıları evlerinden ya da iş yerlerinden ailesinin gözü önünde alınıp bir daha dönememişlerdir. Binlerce güvenlik gücü olan bir ülkede bir insanın kaybedilmesi bizce mümkün değildir. Dolayısıyla kayıpların akıbetini hükümetlerden ve devletten soruyoruz.”
Açıklamanın ardından beş dakikalık oturma eylemi yapılırken, İHD yönetimi adına söz alan Ahmet Çiçek, 12 Eylül 1994 tarihinde kaybedilen Hasan Bilgi’ni anlattı. Açıklamanın ardından eylem bitirildi.
Kızıl Bayrak / İzmir