Gözaltında kayıplar ve hasta tutsak eylemi

Diyarbakır ve Batman’da gözaltında kaybedilenlerin yakınları eylem yaparken, Ankara’da hasta tutsak Hayati Kaytan’ın durumuna dikkat çekildi.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 14 Eylül 2019
  • 19:56

Cumartesi yapılan eylemler kapsamında bugün Diyarbakır ve Batman’da gözaltında kaybedilenler için eylemler yapıldı. Ankara’da ise hasta tutsak Hayati Kaytan’ın durumuna dikkat çekildi.

Diyarbakır

Diyarbakır’da 553. hafta eylemi 54 hafta sonra İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi’nden çıkıp şube binası önünde yapıldı.

Eylemde, 12 Eylül 1995’te Diyarbakır’da beyaz bir Toros araca bindirilerek gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Mehmet Zafer Demirkıran’ın akıbeti soruldu.

Eylemde ilk olarak İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun söz aldı. Adaletsizliğe karşı annelerin yanında mücadele etmeyi sürdüreceklerini belirten Zeytun, Kızıltepe JİTEM davasının düşürülmesine tepki göstererek “Lice davasında, Cizre JİTEM davasında, Kulp Alaca davasında ve diğer bütün davalarda olduğu gibi devlet kamu görevlilerini, suçu işleyenleri yargısıyla birlikte akladı. Kürtler ve kayıplar nezdinde, faili belli bir şekilde yaşamını yitirenlerin yakınları nezdinde, bu kamu görevlileri aklanmamıştır. Suçlulukları sabittir. Ancak bizler adalet ve yargı makamınca da, bunların bir gün yargılanacağını biliyoruz” dedi.

Zeytun’un ardından Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Ahmet Selçuk Mızraklı söz aldı. Diyarbakır HDP önünde bekleyen anaları kast ederek, anaları siyasete malzeme edenlerin timsah gözyaşı döktüklerini ifade etti.

Mehmet Zafer Demirkıran’ın ağabeyi Sebahattin Demirkıran kardeşinin gözaltında kaybedildiğini vurgulayarak akıbetini sordu. 12 Eylül 1995’de kardeşinin annesinin yanında bulunduğu sırada polis olduklarını söyleyen sivil giyimli insanlar tarafından gözaltına alınarak kaybedildiğini belirten Demirkıran, karakola gittiklerinde kardeşinin gözaltına alındığının kabul edilmediğini ifade etti. Demirkıran konuşmasın devamında şunları söyledi:

“Kardeşim sivil giyimli, birbirine eleman diye hitap eden insanlar tarafından gözaltına alınmıştı. Beyaz torosun ölüm aracı olduğunu hepimiz, bölge insanı biliyordu. Bu genel anlamda, JİTEM’i işaret etmekteydi.”

Son olarak, aradan 24 yıl geçmesine rağmen kardeşinin akıbeti hakkında hiçbir bilgi alamadıklarını belirten Demirkıran kardeşinin akıbetini sordu.

Demirkıran’ın konuşmasından sonra oturma eylemi yapıldı.

Batman

İHD Batman Şubesi binasında yapılan 459. hafta eyleminde, 10 Eylül 1996’da Diyarbakır Dicle’de  askerlerin açtığı ateş sonucu yaşamını yitiren Hatice Atalay’ın failleri sorularak, yargılanmaları istendi.

Basın metnini İHD Batman Şubesi yöneticilerinden Mahfuz Akgül okudu. Akgül Hatice Atalay’ın oğlu Hacı Atalay’ın anlatımını şu ifadelerle aktardı:

10 Eylül 1996 tarihinde gece 10.00 ile 11.00 saatleri arasında annem, babam ve komşumuz Hatice Akkoç, evimize yaklaşık 1 kilometre mesafede bulunan ve Dicle Emniyet Müdürlüğünün karşısında bulunan sebze bahçemizi sulamaya gitmişlerdi. Sulama sırası kimdeyse Emniyet Müdürlüğü’ne bilgi veriliyordu. Bu nedenle sulama sırasının bizde olduğu bilgisi daha önceden verilmişti. Annemler bahçeyi sulamaya başladıktan bir süre sonra, Emniyet Müdürlüğü’nün arkasında kısımlarında bulunan Ziyaret tepesinden orada sürekli olarak konumlanan özel harekat timleri tarafından uzun namlulu silahlarla ateş açılmış. İlk taramadan sonra, bir el silah sıkılmış. Sonra tekrar seri bir şekilde ateş edildiği sırada babam, Emniyete doğru koşarak silah sıkmamalarını söylüyor. Ancak orada bir polis, babama hakaret edip ‘seni de öldüreceğiz’ diyor. Babam, annemin yaralandığını ve hastaneye yetiştirmek istediğini söylüyor. Ancak sabah saat 06.00’ya kadar oyalıyorlar. Daha sonra olay yerine Cumhuriyet Savcısı ve doktor getiriliyor. Ancak annem ölmüştü. Annemin cenazesini, hastanede işlemleri bittikten sonra bize teslim edildi.”

Hatice Atalay katledildikten sonra katilleri hakkında hiçbir işlem yapılmadığını belirten Akgül, katillerin tespit edilip yargılanmalarını istedi.

Konuşmanın ardından 5 dakikalık oturma eylemi yapıldı.

Ankara

Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi bugün yaptığı eylemde Bolu F Tipi Kapalı Hapishanesi’nde kalan hasta tutsak Hayati Kaytan’ın tedavisinin yapılmasını istedi.

Eylemde basın metnini İHD Ankara Şube Yöneticisi Serpil Köksal okudu. Beynindeki tümör nedeniyle, yüzde 60 engelli olan Hayati Kaytan’ın 2009 yılında Ankara’da beyin tümörü ameliyatı geçirdiğini belirten Köksal, ameliyattan bu yana aksamalara rağmen kontrollerinin sürdüğünü ve dönem dönem epileptik nöbetler geçirdiğini ifade etti.

Köksal konuşmasının devamında Kaytan’ın tedavisindeki aksamaların ortadan kaldırılmasını şu ifadelerle anlattı:

“8 Mart 2018 tarihli Numune Hastanesi raporunda 6-12 aylık periyotlar ile beyin cerrahisinin 3-6 aylık periyotlar ile de nörolojinin takibinde olması gerektiği belirtilmiş. Yeniden Bolu’ya götürülen ağır hasta mahpus olan Hayati Kaytan’ın tedavilerinin düzenli olarak yapılması, 2018 yılında verilen raporunda belirtilen aralıklarla tetkiklerinin yapılmasını, yaşam koşullarının insan onuruna uygun koşullarda düzenlenmesini, acil durumlarda gereken tedavilerinin yapılabilmesini sağlayan koşulların oluşturulmasını acil olarak talep ediyoruz.”