Bugün dört ilde Cumartesi eylemleri gerçekleştirildi. Diyarbakır ve Batman’da gözaltında kaybedilenlerin akıbeti sorulurken, hasta tutsaklar için yapılan eylemlerde İzmir’de Yılmaz Çerçel’in, Ankara’da da Sinan Türkmen’in durumlarına dikkat çekildi.
Diyarbakır
İnsana Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları 545. eylemini dernek binasında gerçekleştirdi.
Eylemde söz alan İHD Kayıp Komisyonu Üyesi Hasan Yalçın, ‘90’lı yıllarda gözaltında kaybedilenlerin faillerinin cezasızlıkla korunduğuna dikkat çekerek “Tarihe ve dünya örneklerine bakıldığında Arjantin, Yugoslavya ve Almanya’da hükümetler geçmişle yüzleşerek, ancak adaleti tesis edebilmişlerdir. Almanya’da Hitler rejimine karşı Nürnberg Askeri Ceza Mahkemesi kurularak bu faillerden hesap soruldu. Faillerin cezalandırılması sağlandı. Geçmişle yüzleşmenin sağlanması için hem yargı hem yargı dışı bir mekanizma kurularak bu acılarla yüzleşmelidir” dedi.
4. yıl dönümünde, Suruç Katliamı’nda yaşamını yitirenleri anan Yalçın son olarak “Bunlar insanlığa karşı işlenen suçlardır. Gerekli soruşturmaların başlatılmasını ve davaların açılmasını talep ediyoruz” dedi.
Yalçın’ın ardında söz alan İHD Kayıp Komisyonu üyesi Adnan Örhan Şırnak’ta 20 Ağustos 1992’de gözaltına alınan ve bir daha kendisinden haber alınamayan Mehmet Ertak’ın akıbetini sordu.
Konuşmaların ardından 5 dakikalık oturma eylemi yapıldı.
Batman
Batman’da 451. hafta eylemi İHD Batman Şube binasında yapıldı. Eylemde konuşan İHD Batman Şube Sekreteri Fahrettin Asutay, Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde 1992 yılında polislerce gözaltına alınan, daha sonra Hizbullah üyelerine teslim edilen ve Yolaç (Susa) Köyüne götürülerek kaybedilen Mehmet Zeki Akyıldız’ın akıbetini sordu.
Kayıp Mehmet Zeki Akyıldız Batman’da bulunan Beşevler Mahallesi’nde oturduğunu ve ortaokula gittiğini belirten Asutay, Akyıldız kaçırılmadan önce okul dönüşlerinde hırpalanmış ve elbiseleri yırtık bir şekilde eve döndüğünü ifade etti.
Asutay konuşmasının devamında şunları söyledi: “Mehmet Zeki kaçırıldığı gün, Silvan’da ikamet eden ablasının gider. Dönüşte, Silvan Gazi Caddesi’nde bulunan Şey Halil Mezarlığı’nın yanında yer alan Aslanlı burcu civarında, sivil giyimli 2 şahıs koluna girip zorla kaçırır. 3 gün boyunca Silvan’da tutulan Mehmet Zeki, daha sonra ‘Hizbullahçılar köyü’ olarak tanınan Yolaç (Suse) köyüne kaçırılan şahısların tutulduğu sığınağa götürülür. O dönem de sığınaktan 7 kişi kaçıp kurtulur.”
Kaçanlar arasında Mehmet Zeki Akyıldız’ın olmadığını belirten Asutay bir daha kendisinden haber alınamayan Akyıldız’ın akıbetini sordu.
Konuşmanın ardında 5 dakika oturma eylemi yapıldı.
İzmir
İHD İzmir Şubesi 1993’de tutuklanan şizofreni hastası Yılmaz Çerçil’in durumuna dikkat çekti.
Eski Sümerbank önünde yapılan eylemde basın metnini İHD İzmir Şube Yöneticisi Cemile Karakaya okudu.
Manisa Alaşehir M Tipi Hapishanesi’nde hükümlü olarak kalan Yılmaz Çerçel’in 1993’te tutuklandığını belirterek 1998’de Bartın Hapishanesi’ne götürüldüğünü ve Bartın’da şizofreni hastalığı tanısı ile Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne sevk edildiğini ifade etti.
Karakaya devamında şunları söyledi:
“Ailesi, derneğimize yaptığı başvuruda 10 Haziran tarihinde kendisiyle yaptıkları görüşmede Yılmaz Çerçel’in sağlık durumunun çok kötü olduğunu, kendisiyle iletişim dahi sağlayamadıklarını, aile bireylerini tanıyamadığı için telefon haklarını da kullanamadığını, kendi kişisel ihtiyaçlarını dahi karşılayamazken tek başına revirde tutulduğunu ve alması gereken zorunlu ilaçlarını alamadığını belirtmiştir. Kendisi de kendi durumunun ve insani ihtiyaçlarının farkında olmadığı için yaşamını tek başına revirde ve hapishanede sürdürmesi mümkün değildir. Bu yüzden ailesi Yılmaz Çerçel’in yaşamından endişe etmektedir.”
Ankara
Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, İHD Ankara Şube binası önünde yaptığı 225. hafta eyleminde Bolu F Tipi Hapishanesi’nde kalan hasta tutsak Sinan Türkmen’in durumuna dikkat çekti.
Basın metnini İHD MYK üyesi Nuray Çevirmen okudu. Türkmen’in 27 yıldır müebbet hükümlüsü olarak hapiste olduğunu belirten Çevirmen, Türkmen’in hepatit B taşıyıcısı olduğunu da ifade ederek “Yaklaşık 15 yıldır Behçet hastasıdır. Behçet hastalığının her iki gözüne etkisi nedeniyle Ankara Numune Hastanesi’nde, 1 ay boyunca tedavi görmüştür. Buna rağmen her iki gözünde de görmede azalma, leke, sinirlerde zayıflık, sürekli olarak ödem gibi kalıcı hasarlar oluşmuştur” dedi.
İnfazın ertelenmesi için Çankırı ve Bolu’da başvurusuna rağmen Türkmen’in başvurularının kabul edilmediğini belirten Çevirmen son olarak Türkmen için “Ölümcül bir duruma gelmeden gerekli olan işlemlerinin yapılması, tedavisinin aksatılmadan yapılması ve başvurularının dikkate alınması acil olarak gerekmektedir” dedi.