Cumartesi Anneleri Kenan Bilgin’in akıbetini sordu

Cumartesi Anneleri 754. buluşmalarında, 1994 yılında gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin’in akıbetini sordu.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 07 Eylül 2019
  • 13:02

Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınları için bugün 754. kez bir araya geldi. Eylemde 12 Eylül 1994 tarihinde gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Kenan Bilgin için adalet istendi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi önünde bir araya gelen Cumartesi Anneleri ve destekçiler polis ablukası altında basın açıklaması gerçekleştirdi. İHD İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon’un “Kenan Bilgin’i unutmadık, unutmayacağız” başlıklı açıklamada, kayıp yakınlarının mücadelesine değinilerek devletin gözaltında kayıplar için etkin soruşturma yürütmediği teşhir edildi. “Mahkemelerde bulamadığımız adaleti sokaklarda, meydanlarda arıyoruz” denilen açıklama Bilgin’in kaybedilişi anlatılarak devam etti.

Tanıklar “devleti küçük düşürüyor” diye yok sayıldı

35 yaşındaki Kenan Bilgin’in 12 Eylül 1994’te Ankara Dikmen’de gözaltına alındığı ve 10 kişiyle birlikte Ankara TMŞ’de işkence gördüğü hatırlatıldı. “10 kişi mahkemeye çıkarıldığında aralarında Kenan Bilgin yoktu” denilen açıklamada, 10 kişinin “Kemal Bilgin’e ne yaptınız” sorusuna savcının “Sizi ilgilendirmez” diye yanıt verdiği hatırlatıldı. Tanıkların Bilgin’i gördüklerine ilişkin yazılı açıklama yaptığı, aynı yerde gözaltında tutulan avukat Murat Demir’in de Kenan Bilgin’i gördüğünü kamuoyuna açıkladığı belirtildi.

Ailenin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurduğu, bir savcının soruşturmayı sürdürmesi engellenerek Ankara’dan sürüldüğü belirtilen açıklamada dosyanın kapatıldığı şöyle dile getirildi:

“Dosyayı devralan savcı Özden Tönük, Kemal Bilgin’e işkence yapan polisleri teşhis edebileceklerini söyleyen tanıkların ifadelerinin polisi ve devleti küçük düşürmeye yönelik gerçek dışı iddialar olduğunu içeren 3 sayfalık bir rapor yazarak dosyayı kapattı.”

AİHM Türkiye’yi mahkum etti

Sonrasında ailenin AİHM’ye başvurduğuna değinilen açıklamada, “Mahkeme (AİHM); Kenan Bilgin’in 12 Eylül 1994 tarihinde gözaltına alındığını, kendisinin 3 Ekim 1994 tarihine kadar gözaltında bulunduğunu ancak bu konuda hiçbir kaydın tutulmadığını tespit ederek Türkiye’yi oy birliği ile mahkum etti” denildi.

Buna karşın devletin gözaltının inkarında ısrarını sürdürdüğü, etkin bir soruşturma yürütmediği ifade edilen açıklamada, “Gerçek şu ki; Kenan Bilgin gözaltına alındı. Ankara Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar’ın emrindeki terörle mücadele şubesinde işkence gördü ve kaybedildi. Onu kaybedenler cezasızlık zırhıyla korundu” ifadeleri kullanıldı.

Devletten kayıpların akıbetini ortaya çıkarması talep edilen açıklama, oğluna kavuşamadan hayatını kaybeden anne Bilgin’in mücadelesinin sürdürüleceği vurgusuyla noktalandı.

AİHM kararı sonrasında da bir şey değişmedi”

Açıklamanın ardından Kenan Bilgin’in kardeşi İrfan Bilgin, Kaftancıoğlu’na verilen hapis cezasının hukuksuz olduğuna değinerek başladığı konuşmasına “HDP önünde oturma eylemi yapan anneler”e değinerek, Cumartesi Anneleri’ne yönelik saldırılar üzerinden devletin ikiyüzlülüğünü teşhir etti. “Eylem yapan” annelere seslenen Bilgin “Yanlış yerde oturuyorsunuz” diyerek devletten hesap sormaları gerektiğine dikkat çekti. Kardeşi Kenan Bilgin’in kaybedilmesine dair her şeyin dosyada yer aldığına dikkat çeken İrfan Bilgin adaletsizliğe tepki göstererek mücadele vurgusuyla konuşmasını noktaladı.

Sonrasında söz alan Bilgin ailesinin avukatı Kamil Tekin Sürek, tanıklara rağmen dosyanın kapatıldığına değinerek AİHM sürecinden bahsetti. AİHM hakimlerinin, Türkiye’deki savcıların yapmadığı incelemeleri Ankara’da yaptığına değinen Sürek, AİHM kararı sonrasında da bir şey değişmediğini ve yeniden yargılama için yaptıkları tüm başvuruların reddedildiğini belirtti.

Eylem, Bilgin’in tanıklarından Cavit Nacitarhan’ın “Tanığım ben” vurgulu mesajı okunarak son buldu.