Kayıp yakınları; Batman’da İbrahim Kartay için bir araya gelirken, Diyarbakır’da ise Mesut Dindar’ın faillerini sordu. İzmir’de ise kısa süre önce yaşamını yitiren Cumartesi Annesi Elmas Eren’in son nefesine kadar aramaktan vazgeçmediği oğlu Hayrettin Eren’in akıbeti soruldu.
Batman’da kayıp yakınları İbrahim Kartay için buluştu
İHD Batman Şube binasında gerçekleştirilen basın açıklamasında ilk olarak gözaltında kaybedilen oğlu Hayrettin Eren’i bulamadan 88 yaşında hayatını kaybeden Elmas Eren anılarak “Devletten alacaklı ayrılan anamızı unutmayacağımızın sözünü veriyor, bu uğurda vermiş olduğu mücadelesinin önünde saygıyla eğiliyoruz” denildi.
Açıklamanın devamında ise 15 Ağustos 1994 tarihinde Diyarbakır İli Hani İlçesi Gömeç Köyü’nde gözaltına alındıktan sonra kendisinden haber alınamayan İbrahim Kartay’ın akıbeti soruldu.
15 Ağustos 1994’te Hani’ye bağlı köylere askerler tarafından baskın düzenlendiği belirtilerek şunlar söylendi: “Sabah erken saatlerde etrafı sarılan köylerden biri de Hani'ye 19 km mesafede olan Gömeç Köyü'ydü. Gömeç'e giren yüzlerce asker köylüleri meydana topladı ve köyü boşaltmalarını söyledi. Köylülerin eşyalarını ve gıda maddelerini almalarına zaman vermeden evler yakılmaya başlandı. Köylülerin geçim kaynağı olan hayvanlar da silahla taranarak öldürüldü.
Evlerin ateşe verilmesiyle 29 yaşındaki İbrahim Kartay da ailesi ile birlikte köyü terk etmeye hazırlandı. 6 aylık hamile olan eşine, üç küçük çocuğunu da yanına alarak köyden uzaklaşmasını söyledi. Kendisi de henüz yanmayan evine yiyecek almak için girdi. Yanına bir miktar peynir, salça ve ekmek aldı ve ailesinin yanına gitmek için dışarı çıktı. Biraz yol almıştı ki, askerler tarafından fark edilerek gözaltına alındı.”
Köy çıkışında eşini bekleyen Salime Çakır'a köylülerin İbrahim'in gözaltına alındığı anlattığı, onun da 10 gün “geri gelir” diye bekledikten sonra kayınpederi ile savcılık ve jandarmaya gittiği aktarıldı. Karakolda baba Kadri Kartay'a ‘Senin oğlun, terörist ama biz onu serbest bıraktık, nerede olduğundan haberimiz yok’ denildiği, daha sonra yine gittiği karakoldan kendisine ateş edilerek oğlunu bir daha sormaması için tehdit edildiği ifade edildi.
Daha sonra komşu köylerden bir kişinin aileye gönderdiği haberde 8 gün İbrahim ile birlikte gözaltında tutulduğu haberi göndermesi üzerine ailenin yeniden arayışa geçtiği ama hiçbir sonuç alamadığı ve İbrahim Kartay’dan bir daha haber alınamadığı belirtildi.
Diyarbakır’da Mesut Dindar’ın failleri soruldu
İHD Diyarbakır Şubesi’nde ise “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” şiarıyla bugün 550’ncisi gerçekleştirilen eylemde, Cizre’de katledilen Mesut Dindar’ın failleri soruldu.
İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, devletin cezasızlık politikasını teşhir etti.
Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediyelerine kayyım atanmasının seçme ve seçilme hakkına, demokratik iradeye karşı bir darbe olduğunu ifade etti.
HDP Adana Milletvekili Kemal Peköz de belediyelerin dağa para gönderdiği söylemlerinin hiçbir somut dayanağının olmadığını ifade ederek daha önceki kayyımların talan politikaların teşhir etti. 4-5 milyon TL borçla devraldıkları belediyeleri 150 ile 600 milyon TL arası borçla kapattıklarını belirtti. Peköz kayyım saldırılarına karşı birlikte mücadele etme çağrısıyla sözlerini sonlandırdı.
Konuşmaların ardından ise İHD Diyarbakır Şube yöneticisi Gurbet Yavuz tarafından okunan basın açıklamasında 1992’de Cizre’de kaybedilen bir süre sonra cansız bedeni elleri arkadan bağlı bir şekilde bulunan zihinsel engelli Mesut Dündar’ın hikayesi şu şekilde anlatıldı: “6 Eylül 1992 tarihinde Mesut’un cesedi, Sulak köyü Şeyh Değirmenci Su Değirmeni’nin yanında elleri arkadan bağlı boğulmuş bir halde bulundu. Sulak köyünde olayı gören çok sayıda görgü tanığının beyanlarına göre, Mesut’u olay yerine getiren biri polis 3 silahlı sivil giyimli kişilermiş. Olay yerine gelen askerler, cesedin altında bir bubin tuzağı olabileceği gerekçesiyle cesedi bir zırhlı personel aracının arkasında sürüklediler. Özgür Gündem Gazetesi’nin 19 Kasım 1992 tarihli haberinde, cesedin sürüklendiği fotoğraf uzun yıllar unutulmadı. AİHM, 2005 yılında Mesut Dündar davasında tazminata hükmederek, Türkiye’yi mâhkum etti.”
Açıklamanın ardından 5 dakikalık oturma eyleminin ardından eylem sona erdi.
İzmir’de Hayrettin Eren’in akıbeti soruldu
İHD İzmir Şubesi tarafından “Kayıplar belli, failler nerede?” şiarıyla her hafta düzenlenen eylemde bugün Hayrettin Eren’in akıbeti soruldu.
Konak’taki Eski Sümerbank önünde gerçekleştirilen eylemde basın açıklamasını İHD üyesi Deniz Bayrak okudu.
Gözaltında kaybetme, faili meçhul cinayetler ve işkencelere karşı mücadelenin sürdüğü vurgusuyla başlayan açıklamada geçtiğimiz günlerde yaşamını yitiren Elmas Eren anılarak “Bu hafta tarihimizden, mücadelemizden bir kişiyi, Elmas Ana’mızı kaybettik. Elmas Eren’in yaşamı ülkenin kara tarihinde bir ışıktı ve ışık olmaya devam edecek. Bugün Elmas Eren’in 39 yıldır sorduğu soruyu soracağız. Hayrettin Eren nerede?” denildi.
Elmas Eren’in ve İHD’nin tüm çabalarına rağmen devletin etkin soruşturma yürütmediği ve dosyayı kapatmaya çalıştığı belirtilerek davanın 2014 yılında Anayasa Mahkemesi’ne taşındığı hatırlatılarak şu ifadelerle açıklama sonlandırıldı: “Annesi de oğlunun mezarını çiçeklerle donatmadan hayatını kaybetti. Biz insan hakları savunucuları olarak oğlunu arayan bir anneyle dalga geçenlerin, bir mezar taşını bile hak görmeyenlerin zihniyetinin karşısında her zaman adalet için mücadele edeceğimizi bir kez daha söylüyoruz. Elmas Annenin bıraktığı yerden, tüm kayıplarımız bulunana kadar mücadele edeceğimize söz veriyoruz.”