Avrupa Kıtası Kadın Konferansı için çalışmalar başladı. Almanya’da da Tunus’ta Eylül 2022 de gerçekleşen 3. Dünya Kadın Konferansı’nın başarı ile sonuçlanmasının ardından yerli ve yabancı kadın örgütleri önümüzdeki süreçleri örgütlemek üzere kolları sıvadılar.
26 Şubat 2023 tarihinde ülkenin dört bir yanından gelen kadınların katıldığı bir günlük toplantı gerçekleşti. 3. Dünya Kadın Konferansı’nın değerlendirilmesinin yapıldığı, eksiklikler, aksaklıkların vurgulandığı, eleştiri ve özeleştirilerin yapıldığı toplantıda canlı tartışmalar yapıldı. Konuşulan birçok sorunun arasında Türkiye'den gelen delegelerle ilgili sorun da dile getirildi. Türkiyeli delegelerin bir kişi eksik olmalarına rağmen, bunu bildirmemeleri ve Dilbent Türker’in delege olması ile ilgili sorunun ancak son anda aşılabildiğine değinildi.
Toplantıda, haziran ayının başında Bosna'nın başkenti Sarajevo'da gerçekleşecek olan Avrupa kıtası kadın toplantısını örgütlemek üzere Almanya’dan delegeler de seçildi. Seçilen 4 delege arasında PİA'dan iki kadın arkadaşımız da bulunuyor. Arkadaşlarımızdan biri Essen bölgesinden Courage kadın örgütü tarafından önerilmişti.
Seçilen delegeler haziran ayında Sarejevo’daki Avrupa Kıtası Konferansı’nı örgütlemekle görevli olacaklar. Avrupa'nın tüm ülkelerinden Bosna’da konferansa katılacak delegeler kendi arasından Avrupa Kıtası Koordinasyonu’nu seçecek. Avrupa Kıta Koordinasyonu diğer kıtaların koordinatörleri ile 2027 yılında yapılması planlanan 4. Dünya Kadın Konferansını ve önümüzdeki yıl Nepal’de yapılacak olan teorik toplantıyı örgütleyecekler.
Toplantıda aralarında TOMİS'in de bulunduğu değişik ülkelerden ve kıtalardan kadınların gönderdikleri mesajlar okundu. TOMİS'in mesajının okunmasının ardından İCOR adına toplantıya katılan Monika Gärtner sahneye adeta fırlayarak Dilbent Türker'le ilgili konuşmak istediğini söylediğinde salonda alkış koptu. Monika, Dilbent Türker'in 25 Kasım Kadına Şiddete karşı Mücadele Günü’nde kadınların yürüyüşünü engelleyen polis tarafından gözaltına alındığını, gözaltında bacağının kırıldığını, daha sonra Türker'in sosyal medyada paylaştığı, kırık alçılı bacağı ile gülümseyen yüzü ve ışıldayan gözleriyle zafer işareti yapan resminin yanında gözaltından çıktığını yazdığına değindi. Sözlerini işte bu “tipik Dilbent!” cümlesiyle bitirdi. Ardından tüm salon bu genç direnişçi devrimci kadının mücadeleci ruhunu coşkulu alkışlarla selamladı.
Bu alkışlar özünde, Dilbent Türker şahsında dünyanın değişik coğrafyalarında direnen kadınların, dünyanın başka kıtalarında kadınlara büyük bir moral motivasyon olduğunun bir kanıtıydı...
TOMİS adına gönderilen ve Dünya Kadın Konferansı sitesinde kısaltılarak yayınlanan mesajın tercümesi aşağıda:
“Sevgili yoldaşlar,
3. Dünya Kadın Konferansı'nın üzerinden 6 ay geçti. Tunus'ta dile getirdiğimiz talepleri var gücümüzle hayata geçirmeye ve işçi sınıfının haklı ve meşru mücadelesini güçlendirmeye çalışıyoruz. ... İrili ufaklı kazanımlar elde etmemize rağmen sermayenin AKP iktidarı yeni saldırı dalgaları başlatıyor. Burada gözümüzün önünde bir katliam yaşanıyor. Deprem bir katliama dönüştü. Enkaz altından insanların çığlıkları duyulurken, ağır iş makineleri kullanılarak enkaz kaldırılıyor, hayatta olanlar katlediliyor. Halkımız ölüme ve açlığa mahkûm edilmiştir. Bu deprem de grevleri, direnişleri ve protestoları yasaklamak için bir fırsat olarak kullanıldı. İşçiler sebepsiz yere işten çıkarılıyor, işçi ve emekçinin dayanışma seferberliği kırılmaya çalışılıyor. Her zaman olduğu gibi, devrimciler, ilerici güçler ve devrimci sendikalar şimdiden seferber oldu. Tarihimizden ders alıyor, örgütlü mücadeleye devam ediyoruz. Tüm kalbimizle hissettiğimiz siz yoldaşların dayanışması Türkiye halkına güç ve umut veriyor. İnsan yaşamı ve varoluşu için örgütlü mücadeleyi, soyguncuların egemenliğini yıkmak için sürdüreceğiz. TOMİS sendikası adına hepinizi selamlıyorum. Kapitalist sömürü sisteminin her mekanizmasını örgütlü birlik içinde yeneceğiz.
Yaşasın uluslararası dayanışma!”
Liebe Genossinnen und Genossen,
seit der 3. Weltfrauenkonferenz sind 6 Monate vergangen. Mit all unserer Kraft versuchen wir die Forderungen, die wir in Tunesien aufgestellt haben, in die Praxis umzusetzen und den gerechten und legitimen Kampf der Arbeiterklasse zu stärken. … Obwohl wir große und kleine Errungenschaften erzielt haben, führt die AKP-Regierung des Kapitals neue Angriffswellen durch. Hier findet vor unser aller Augen ein Massaker statt. Das Erdbeben hat sich selbst in ein Massaker verwandelt. Während unter den Trümmern Menschenschreie zu hören sind, werden schwere Baumaschinen zur Beseitigung der Trümmer eingesetzt, so dass die noch lebenden massakriert werden. Unser Volk wird zu Tod und Hunger verurteilt. Und dieses Erdbeben wurde zum Anlass genommen, Streiks, Widerstände und Proteste zu verbieten. Arbeiter werden grundlos entlassen und es wird versucht, die Solidaritätsmobilisierung der Arbeiter und Werktätigen zu brechen. Wie immer sind Revolutionäre, fortschrittliche Kräfte und revolutionäre Gewerkschaften bereits mobilisiert. Wir lernen aus unserer Geschichte und führen den organisierten Kampf weiter. Die Solidarität von euch Genossen, die wir von ganzem Herzen spüren, gibt den Menschen in der Türkei Kraft und Hoffnung. Wir werden auch weiterhin den organisierten Kampf für ein menschliches Leben und eine menschliche Existenz weiterführen, um die Herrschaft der Räuber zu stürzen. Ich grüße Euch alle im Namen der Gewerkschaft TOMIS. Wir werden jeden Mechanismus der kapitalistischen Ausbeutungsordnung mit organisierter Einheit besiegen.
Es lebe die internationale Solidarität.
https://worldwomensconference.org/blog/2023/02/grusswort-der-gewerkschaft-tomis-tuerkei-zur-nationalen-frauenversammlung-nfv-am-26-02-23/#more-25842