Tunus’ta üçüncüsü gerçekleşen Dünya Kadın Konferansı coşkulu sloganlar eşliğinde sona erdi. 3-10 Eylül tarihleri arasında düzenlenen konferansta pazartesi ve salı günleri işçi kadınlar ve sendikalar, çevre, gençlik, savaş gibi konuların konuşulup tartışıldığı, ileriye yönelik çalışmaların planlandığı, taleplerin çıkarıldığı 30’a yakın çalıştay gerçekleşti.
Çalıştaylar ve kararlar
Bizler PiA olarak, ver.di ve Yeni Kadın Hareketi’yle birlikte, işçi kadınlar ve sendikalar ile ilgili çalıştayını düzenledik. Çalıştaya dünyanın çok sayıda ülkesinden gelen 40’a yakın kadın katıldı. Çalıştayın katılımcıları 2 gün boyunca işçi kadınların sorunları, örgütlenmeleri, sendikaların kadın işçileri görmezden gelmesi vb.nin yanı sıra kadın işçilerin kölece yaşam ve çalışma koşullarına karşı direnişleri, talepleri ve sürdürdükleri mücadelelerle kendilerini nasıl görünür kıldıklarını, kendi deneyimleri üzerinden anlattılar.
Bangladeş’ten Giyim ve Tekstil İşçileri Sendikasından Joly ülkesinde tekstil işçilerinin yaygın grevlerinden, devletin kolluk kuvvetlerinin işçi kadınların grev ve direnişlerini ezmek için yaptığı saldırılarından, tutuklanan işçi kadınlardan bahsetti. Joly ayrıca 150 yıldır köleleştirilen 150 bin çay işçisinin süren yaygın grevlerinden bahsetti. 16 saate varan çalışma saatlerine rağmen ayda 18 dolar kazanan çay işçilerinin çalışma koşullarının Marx’ın bahsettiği 200 yıl önceki İngiliz işçi sınıfının yaşadığı koşullarla aynı olduğuna vurgu yaptı.
İspanya’dan otel işçisi kadınlar taleplerini sıralayarak, bu talepler çevresinde Kellys örgütünü kurarak örgütlenmelerinden söz ettiler.
Hollanda’dan katılan emekçiler, 2008 yılında ilk kez grev yapan temizlik işçilerinin 2012 yılında 16 hafta süren grevleri ile kendilerini nasıl görünür yaptıklarından bahsetti. Avrupa çapında temizlik işçilerinin örgütlenmesi çabalarına değindi.
Güney Afrika’dan bir metal işçisi ve direnişçisi kadın ise ülkesinde işçi sınıfının sorunları ve mücadelelerine değindi.
Meksika’dan gelen gazeteci genç bir kadın, her gün dünyada en fazla kadının öldürüldüğü Meksika’da ilerici-devrimci gazetecilere yapılan saldırılardan ve öldürülen gazetecilerden bahsetti. Özellikle NATO’nun doğrudan çeteleriyle devrimcileri yok etmeye dönük attıkları adımlardan ve bu doğrultuda çok sayıda işçi önderinin işten atıldığına ve birçoğunun katlettiğine değindi.
Alman ver.di sendikasından grev sözcüsü bir kadın ise Almanya’da kısa bir süre önce kreş ve ana okullarında çalışan kadınların gerçekleşen grevi ile üniversite kliniklerinde yaşanan grevlere değindi.
Çalıştay sonunda direnişçi işçiler kendi dillerinde taleplerini sıraladıkları dövizler hazırladılar ve bu dövizlerle önce konferansın yapıldığı kültür merkezinin içinde yürüdüler. Daha sonra sokağa çıkarak hep birlikte sloganlar haykırdılar. Dövizler cuma günü gerçekleşecek genel kurula sunuldu. Bu talepler arasında TOMİS adına konferansa katılan Dilbent Türker ve Yeni Kadın Dünyası’ndan arkadaşlar ortaklaşa ortaklaşa olarak, “Çifte sömürüye karşı mücadele”, “Ucuz emek sömürüsü son bulsun”, “Sendikal faaliyetler önündeki engeller kaldırılsın”, “İşçi düşmanı yasa ve politikalar son bulsun” gibi talepleri öne çıkardılar. Ver.di sendikasının hazırladığı dövizdeki talep ise dikkat çekiciydi: “Hepimiz Dilbent’iz! 25/2 maddesi (Kod 29a) kaldırılsın!”
Çalıştay’da Ver.di sendikasından bir kadın işçinin, Bangladeş’ten Joly’nin aralarında bulunduğu bir işçi kadın komisyonunun kurulmasına karar verildi. Bu komisyonda Türkiye’den TOMİS üyesi Dilbent Türker de yer alıyor.
Kıta raporlarının okunup tartışılması
Çarşamba günü konferans tüm kıtalarda mücadelelerde, göç sırasında, savaşlarda yaşamlarını yitirenler adına yapılan saygı duruşu ile başladı. Ardından kıta koordinatörlerinin hazırladığı Kasım 2016-Eylül 2022 arasındaki çalışmalara değinilen rapor sunuldu. Devamında da kıta ve bölge raporlarının ele alındığı, dünyadaki kadınların durumu, mücadeleleri, örgütlenme biçimi ve perspektifleri konulu tartışmalar yapıldı. Raporlardaki eksiklikler üzerine söz alan kadınlar raporlar üzerine fikirlerini belirttiler.
Gençlik sahnede
Perşembe günü gençliğin tartışma platformu vardı. Amerika’dan Almanya’ya, Kamerun’dan Türkiye’ye dek gençlerin bir araya geldikleri platform 2 saat sürdü. Gençler burada kendi sorunlarını dile getirdiler. Tartışılan sorunlar arasında pandemi ile evden eğitim ve karşılaşılan sorunlar öne çıktı. Bu süreçte artan psikolojik sorunlar (anoraksi), eğitim eşitsizliği, yoksulluk, evsizlik, öğrencilerin hayatını ikame ettirebilmek için çalışmak zorunda kalması, çocuk yaşta evlendirilme ve bunun sonucu çocuk yaşta hamilelik gibi konular gençlerin sorunları arasında yer alıyordu. Gençler mücadele etmekten başka bir seçeneklerinin olmadığını vurguladılar. Önümüzdeki süreçte video konferansların yapılması ihtiyacına ve çalışmaların uluslararası düzeyde koordine edilmesine değinildi. Bir gençlik komisyonun kurulması da konuşulan konular arasındaydı. Dilbent Türker de gençlik komisyonunda yer alacak.
Alman devrimcileri bu podyumda eski Sinbo direnişçisi Dilbent Türker’in de olması gerektiğini söyleyerek onu da podyuma dahil ettiler. TOMİS üyesi Dilbent Sinbo direnişini anlattı. Örgütlenme sorununa yaptığı konuşma salonda büyük bir dikkat, ilgi ve sevgi seliyle karşılandı. “Mücadele ederken karşı saldırıların yasal olduğunu söylediler, bizlerse yasal olabilir ama bizin için meşru değildir dedik” sözü üzerine coşkuyla alkışlandı.
Öğleden sonra Tunus karar taslağı üzerine tartışmalara ayrılmıştı. Bu bölüm yoğun bir çalışma içinde geçti. Taslakta yer alan “Başlıca savaş tacirleri ABD’dir” sözünün yanına NATO eklenmesi için öneri sunduk. Bu öneri salonda 65’i hayır, 2 çekimser oya karşılık 99 evet oyu ile kabul edildi. Daha sonra değişikliklerin sunulduğu taslak oylanarak kabul edildi.
Enternasyonalizm ve direnişçi işçi kadınlar
Perşembe akşamı daha önceki günlerde kıtaların kendi ulusal müzik ve kültürünü sergilediği etkinliklerin aksine bu kez enternasyonalizmin, sınıfın ve sınıf mücadelesinin öne çıkarıldığı bir etkinlik gerçekleşti. Önce Latin Amerikalı kadınlar hep birlikte sahnede yer alarak kendi renkleri ile şarkılar söylediler. Ardından art arda sahneye Bangladeş, Güney Afrika, İspanya, Hollanda’dan direnişçi işçiler çıkarak kısa konuşmalar ve müzikler yaptılar.
Sıkça “Yaşasın uluslararası dayanışma” sloganlarının haykırıldığı etkinlikte, etkinliği örgütleyen devrimci kadınlar, TOMİS üyesi Dilbent’in de sahnede yerini alarak konuşma yapması, direnişlerde haykırılan bir sloganı salona attırması ve alanlarda söylenen bir marşı söylemesi talebinde bulundular. Dilbent, örgütlü olduğu TOMİS pankartı, PiA adına konferansa katılan kadın devrimciler ve ver.di’den bir kadın işçi ile birlikte sahnede yerini aldı. Yaptığı konuşmada, “Kültür gecesinde yeni bir kültür oluşuyor. Bu örgütlü mücadelenin ve enternasyonal dayanışmanın kültürüdür. Her birimiz yaşadığımız ülkelerde grev ve direniş deneyimlerimizi paylaştık, birbirimizden bir şeyler öğrendik. Ben yaşadığım ülkede direndim, mücadele verdim. Direnişimizin verdiği güçle buraya geldim, buradan aldığım güçle ülkemde mücadelemi yükselteceğim ve kazanımlarımla yeniden buraya döneceğim.” diyerek, “İşgal, grev, direniş!” sloganını haykırdı. Ardından Fransa ve Almanya’dan gelen Türkiyeli kadınlar sahneye çıkarak, tüm salonun eşlik ettiği 1 Mayıs marşını coşku ile söylediler.
“El Pueblo Unido, Jamas Sera Vencido (Halkların birleşik mücadelesi asla yenilmez!)”, “Jin Jiyan Azadi!”, “A- Anti Anti Kapitalista!” ve “Yaşasın Uluslararası dayanışma!” sloganları tüm etkinlik boyunca 400’e yakın katılımcı tarafından coşku içinde atıldı.
Genel Kurul
Konferansın son gününde gerçekleşen Genel Kurul’da çalıştaylarda çıkan veya Genel Kurula sunulan kararların oylanması vardı. Ver.di’nin “Hepimiz Dilbentiz! 25’e 2 maddesi değiştirilsin!” diyen tasarısı ile Dilbent Türker’in ve Yeni Kadın Dünyası’ndan kadın devrimcilerin çalıştayda ortaklaşa hazırladıkları talepler de kabul edilen öneriler arasındaydı.
3. Dünya Kadınlar Konferansı onlarca kadının yaptığı kısa konuşmalar, dilek ve önerilerin ardından “Jin Jiyan Azadi”, “A- Anti Anti Kapitalista!” ve birçok dilde haykırılan “Yaşasın Uluslararası Dayanışma!” sloganları eşliğinde sonlandırıldı.
Önümüzdeki sürecin örgütlenmesi
Dünya Kadın Konferansının 4.’sü için hemen kollar sıvandı. Tüzükte yer aldığı gibi 4. Dünya Kadın Konferansı 5 sene sonra, teorik konferans ise iki sene sonra düzenlenecek. Teorik seminerin mekanı için Nepal’den kadın işçi ve emekçiler Nepal’i önerdiler. Öneri oldukça sıcak karşılandı. Dünya Kadın Konferansı için ise Kürt kadınlar Rojava’yı önerdi. Öneri bölgenin henüz istikrarsız bir bölge olması nedeniyle şimdilik onay görmedi.
Ayrıca her kıta kendi arasında kısa bir toplantı yaptı. Avrupa için ilkbahar aylarında Bosna’da ilk Avrupa konferansı toplantısının düzenlenmesi kararlaştırıldı. Burada kıta koordinatörleri de seçilecek. Tüm bu süreci hazırlamak üzere bir komite kuruldu. Bu komitede PİA’dan bir arkadaşımız da yer alıyor.
Enternasyonal Emekçi Kadın Komusyonu (PiA)