TOMİS sendikası üyesi ve Sinbo işçisi direnişçi Dilbent Türker sendika hakkının gaspına, Kod 29 saldırısına, kadın işçilere yönelik mobbing ve tacize karşı aylarca Sinbo fabrikası önünde direniş bayrağını dalgalandırdı. Fabrika önünde kurduğu direniş çadırını aynı zamanda direniş okuluna çevirdi. Zor koşullar altında sürdürdüğü direnişiyle işçi sınıfına yürünmesi gereken yolu gösterdi. Bu yüzden de patronların, kolluk kuvvetlerinin ve sendika ağalarının hedefi oldu.
Sinbo direnişçisi her türden zorbalığa rağmen fiili meşru direniş çizgisini kararlılıkla sürdürdü. Çünkü o, Türkiye işçi sınıfının ve milyonlarca emekçinin haklı davası adına direndiğini biliyordu. Gücünü de bu davanın meşruluğundan, haklılığından ve devrimci sınıf sendikacılığı çizgisinden alıyordu. Bundandır ki her türlü zorbalığa ve türlü saldırılara rağmen baş eğmez duruşuyla direniş bayrağını yere düşürmedi.
Sinbo direnişçisi Dilbent, sendikası TOMİS ile birlikte aylardan beridir sürdürdüğü direnişini, Ankara yürüyüşüyle yeni bir evreye taşıdı. Dilbent Türker’in yakıcı somut taleplerle Ankara’ya başlattığı yürüyüşün 4. günü de polis engellemesi, saldırı ve gözaltı terörüyle geride kaldı. Dilbent Türker’in, TOMİS temsilcisinin ve direnişini desteklemeye gelen ilerici ve devrimci dostlarının önü her gün polis barikatları ile kesildi. Yürümeleri engellendi ve zorbalıkla gözaltına alındılar. Ama her zorbalığın ve gözaltının arkasında yürüyüşlerine büyük bir kararlılıkla devam ettiler.
Direnişçilerin, polis barikatının önünde yükselttikleri “Devrimci irade teslim alınamaz” şiarı dört gündür sermaye iktidarının kolluk kuvvetlerinin suratında şaklıyor.
Sermaye iktidarının polis gücüyle, gözaltı terörüyle Dilbent’in, TOMİS temsilcisinin ve dostlarının karşısına diktiği barikat, Türkiye işçi sınıfının, Kürt halkının, kadınların, geleceksizliğe mahkum edilmiş gençlerin, ilerici, demokrat ve devrimci güçlerin önüne kurulan barikattır. “Sınıfımın ve tüm emekçiler adına direniyorum” diyen Dilbent, bu bilinç ve kararlılıkla direnişini ve Ankara yürüyüşünü sürdürüyor. Şimdiki durum ne olursa olsun, Türkiye işçi sınıfı sermaye diktatörlüğünün tüm barikatlarını bir gün aşıp geçecektir.
Bu inançla Sinbo direnişçisinin ve onun şahsında tüm direnişlerin ve direnişçilerin yanında yer alanlarla omuz omuzayız. Dilbent’in talepleriyle, meşru mücadelesiyle ve sendikası TOMİS’le maddi-manevi dayanışma içinde olacağımızı bildiriyor, direnişçilere uygulanan zorbalığı lanetliyoruz.
Yaşasın Sinbo direnişi!
Dilbent Türker ve TOMİS yalnız değildir!
BİR-KAR
(İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği Platformu)