İşçi ve emekçi kardeşler,
Almanya, içerisinde posta işçilerinin de bulunduğu milyonlarca işçiyi ilgilendiren, hizmet sektöründeki toplu sözleşmeler döneminden geçiyor. Toplu sözleşme dönemleri işçilerin iş ve ücret koşullarını iyileştirmek için önemli bir fırsattır.
Fakat kapitalistler adına görüşmelere katılan hükümet, başta posta işçileri olmak üzere birçok sektördeki işçilerin taleplerini adeta provokatif bir tutumla, “yüksek, makul olmayan veya uçuk” bularak geri çevirmektedir.
Oysa işçiler son yıllarda çok ciddi hak kayıplarına uğradılar. On yıllardan beri süren kapitalist krizin yükü sürekli bir şekilde işçilerin omzuna yıkılıyor. Özellikle pandemi ve ardından gelen Ukrayna savaşı, milyonlarca işçiyi ve emekçiyi şimdiye kadar görülmemiş boyutta yoksulluğa itti. Başta enerji fiyatları olmak üzere, bütün ihtiyaç maddelerine gelen yüksek zamlar, emekçileri geçim sıkıntısıyla karşı karşıya bıraktı. Emekçiler geçinebilmek için daha çok ve daha kötü koşullarda çalışmak zorunda bırakılıyorlar.
İşçi ve emekçiler yoksulluğun ve sefaletin kucağına itilirken, kapitalist tekeller kârlarına kâr kattılar. Yani hakim sınıfların tekrar etmekten çok hoşlandıkları gibi, “hepimiz aynı gemide” değiliz. Bu ülkenin toplam zenginliği sürekli artarken, bundan emekçilerin aldığı pay sürekli düşmektedir. Bu yüzden de zengin daha zengin, yoksul ise daha da yoksullaşmaktadır.
Kriz, pandemi ve savaşın palazlandırdığı tekellerden biri de Deutsche Post AG’dir. Tekel geçen yıl 8 milyar Euro ile tarihinin en yüksek kârını elde ettiğini açıkladı. Buna rağmen posta işçilerinin son derece makul taleplerini iki turdur geri çevirmekte, “kabul etmeye hazır olmadığını” bildirmektedir.
Kapitalistlerin bu pervasız ve utanmaz tutumlarına, posta işçileri, tam da onların anladığı dilden, iki günlük bir grevle karşılık verdiler. Bu grev, uzun süredir grev sözcüğünü bile unutan sendikal bürokrasiyi de uyaran ve sarsan bir rol oynamıştır.
Posta işçilerinin başta %15’lik zam talebi olmak üzere, tüm talepleri son derece haklı ve meşru taleplerdir. Aynı şekilde grevleri de son derece haklı ve meşrudur. Posta işçilerinin grevini ve mücadelesini selamlıyor ve gönülden destekliyoruz!
Bu grev, posta işçileri gibi toplu sözleşme döneminde bulunan milyonlarca işçiye de cesaret vermiştir. Bu mücadele sadece posta işçilerinin değil, milyonlarca işçinin ortak mücadelesidir. Onların kazanımı tüm işçi sınıfının kazanımı olacaktır. Bundan dolayı, başta toplu sözleşme döneminde bulunan işçiler olmak üzere, tüm işçi ve emekçiler posta işçilerinin grevine destek vermeli, daha da önemlisi, haklarını koparıp almak için onların açtığı yoldan giderek, onlar gibi grev silahını kuşanmalıdır.
İşçi kardeşler! Gittikçe tırmanan militarizm ve savaş ortamında sermayenin işçi sınıfına yönelik saldırıları gittikçe artmaktadır. Sermaye sınıfı krizin ve Ukrayna’daki kirli ve kanlı çıkar savaşının tüm bedelini işçi sınıfına ödetiyor. İşçilere gelince “Kasalarımızda yeterince para yok” diyenler, bu toplumun milyarlarca euro vergisini hiç çekinmeden savaşa ve silaha aktarıyorlar. Her şeye para var ama işçiye gelince yok!
Bu gidişatı sadece ve sadece işçi sınıfının birleşik mücadelesi tersine çevirebilir. İşçi sınıfı savaşın ve krizin faturasını ödemeyi reddetmeli, buna karşı örgütlenerek mücadele etmelidir. Var olan hakları korumanın ve yeni haklar kazanmanın mücadeleden başka bir yolu yoktur. Posta işçilerinin yaktığı grev ateşini dayanışmayla büyütelim. “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!”
BİR-KAR İşçi Komisyonu
31 Ocak 2023