Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası üyesi, Sinbo direnişçisi Dilbent Türker ile dayanışma büyüyor. Kod 29’a, işten atma saldırılarına karşı, herkese iş güvencesi talebiyle Ankara’ya yürüyen Dilbent Türker ve TOMİS Temsilcisi sermaye devletinin azgınca saldırısı ile karşılaştı ve her gün gözaltına alınmıştı. Dilbent Türker ve TOMİS çok sayıda destek mesajı almaya devam ediyor.
“Hak gaspına uğramış sağlık çalışanı olarak, Sinbo işçilerinin Ankara yürüyüşünü selamlıyorum”
Küçükçekmece’den sağlık çalışanı bir kadın emekçi gönderdiği destek mesajında şunları ifade etti:
“Pandemi sürecinde sermaye devleti tarafından birçok hak gaspına uğramış sağlık çalışanı
olarak, Sinbo işçilerinin Ankara yürüyüşünü selamlıyorum. Haksız yere işten atılan, pandemi bahanesiyle sendikal faaliyetleri engellenen yoldaşlarımız
yalnız değildir. Biz işçilerin bütünlüğümüzü bölmek, mücadele ruhumuzu köreltmek ve yasal hakkımız olan sendikal örgütlenmenin önüne geçmek için kod 29 uygulaması devreye sokuldu. Kod 29 uygulaması meşru değildir. Derhal kaldırılmalı ve işçiler işe geri alınmalıdır. Yoldaşlarımız bu konuda tüm baskı ve zorbalığa karşı mücadeleyi sürdürürken bizler de onların yanındayız. Desteğimizi her platformda dile getireceğiz.
Yaşasın Ankara yürüyüşümüz!
Yaşasın Sinbo direnişimiz!”
“Haklı, meşru ve onurlu yürüyüşlerini selamlıyorum”
DİSK İletişim İş Genel Başkan Yardımcısı Ayşegül Altınkaynak ise dayanışma mesajında şunları ifade etti:
“Kod 29’un, sendikalaşmanın önündeki engellerin ve hak gasplarının sonlandırılması, hukuksuzca işten atılan Dilbent Türker'in işine geri dönmesi talebiyle aylardır direnen TOMİS ve Dilbent Türker Ankara yürüyüşlerinin 6. gününde.
Ormanlar cayır cayır yanarken söndürmeye gücü yetmeyen, açlık sınırındaki milyonların insanca yaşam taleplerini hiçe sayan iktidar belli ki bütün kudretini direnenlere, işçi emekçilere baskı, gözaltı saldırılarına yöneltmiş durumda.
Yürüyüşün her günü ve daha önce de bir çok kez direniş çadırına gözaltı saldırısı yapmasına rağmen TOMİS ve Sinbo direnişçisi Dilbent Türker geri adım atmak şöyle dursun mücadeleyi hep bir adım daha ileriye taşıyarak, direniş okulları düzenleyerek, bu mücadeleyi tüm işçi sınıfı adına yürüttüklerini hep vurgulayarak, korkmayarak, kararlılıkla yollarına devam ettiler. Uğradığımız hak gaspları karşısında "Bir şeyler yapmalı ama nasıl?" sorusuna da cevap niteliğinde bir direniş pratiğiyle yolumuza ışık tuttular, örnek oldular.
Haklı, meşru ve onurlu yürüyüşlerini selamlıyorum.
Zafer direnen işçilerin olacak!”
“Tüm talepleri taleplerimizdir”
Ankara yürüyüşüne bir başka destek ise SİNBO işçilerinden geldi. Sinbo işçileri yayınladıkları mesajlarda sendika hakkını ve direnişi savunarak, “yürüyüşün talepleri taleplerimizdir” dedi.
TOMİS Sinbo işyeri temsilcisi Emine Tunç’ta yayınladığı dayanışma mesajında şunları ifade etti:
“Merhaba Dostlar, İş yeri Sendika kadın temsilcisi olarak Sinbo direnişçisi Dilbent Türker ve Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası İstanbul Temsilcisi Onur Eyidoğan’ın başta kod 29 olmak üzere tüm haksız ve hukuksuzluklara karşı başlattığı haklı ve onurlu Ankara yürüyüşünü selamlıyorum
Tüm talepleri biz Sinbo işçilerinin talepleridir. Sendika anayasal bir haktır engellenemez! Yürüyüşü
keyfi engellemelerle durdurmayın. Durdurduğunuz, engellediğiniz yürüyüş her birimizin zor şartlarda,
alınteriyle, gözyaşıyla çalışarak ekmek parası diye asgari ücrete mahkum edilmiş biz işçi ve
emekçilerin insanca yaşama hakkıdır. Ankara yürüyüşü engellenemez!”
“Bu yürüyüş tüm işçi sınıfının yürüyüşüdür!”
Ücretsiz izne karşı direnen Sinbo işçisi Ferdi Çolak ise şunları vurguladı:
“Ben de eski Sinbo Direnişçisi olarak arkadaşlarımın Ankara’ya yürüyüşlerini destekliyorum. Nasıl ücretsiz izni püskürttüysek Kod 29’u da püskürteceğiz. Bu yürüyüş sadece Sinbo işçileri için değil, bu yürüyüş tüm işçi sınıfının, tüm kardeşlerimizin yürüyüşüdür. Tüm haksız, hukuksuz, keyfi şekilde içten çıkarılan işçilerin yürüyüşüdür.
Kod 29 kaldırılsın!
Haksız yere işten atılan işçi kardeşlerimiz işe geri alınsın!
Yaşasın işçi sınıfının onurlu mücadelesi!”
Sinbo’da ücretsiz izne karşı direnen işçi Tamer Yılmaz ise şunları ifade etti:
“Ben Sinbo ücretsiz izin direnişçisiyim. Nasıl ki ücretsiz izini püskürttüysek #Kod 29 yani 25-2” Maddesi’ni de öyle püskürteceğiz. Bu yürüyüş tüm işçi sınıfının yürüyüşüdür. Ankara yürüyüşünü selamlıyorum.
Haksız, hukuksuz işten çıkarmalar engellensin!
Kod 29 kaldırılsın!
Arkadaşımız Dilbent Türker işe geri alınsın!”
“Haklarımızı kazanana kadar bu mücadelemizden vazgeçmek yok! Yaşasın işçilerin birliği!”
TOMİS üyesi bir Sinbo işçisi de gönderdiği dayanışma mesajında şunların altını çizdi:
“Her zaman olduğu gibi kendi hak ve özgürlüklerimizi korumak, savunmak bizlere düşüyor. Bu haklı mücadelemizi her zaman olduğu gibi şimdi de engellemek istiyorlar. Meşru olmayan bir şekilde saldırıyorlar. Hem de bu Anayasa’nın hiçbir maddesinde yok iken. Biz bu üstümüze oynanan oyunlara boyun eğmeyeceğiz. Kimse bizi haklı mücadelemizden vazgeçiremeyecek, engelleyemeyecek. Her bir işçinin alın terinin hakkını verecekler. Haklarımızı kazanana kadar bu mücadelemizden vazgeçmek yok! Yaşasın işçilerin birliği!”
Sinbo’da çalışan TOMİS üyesi bir başka işçi sosyal medya üzerinden gönderdiği destek mesajında “'Siz yürünmesi gereken yolu yürüyorsunuz. Bu yolda engeller de olsa da bu yol yürünmesi gereken yoldur. Çünkü bu yolda umut var!'” ifadelerini kullandı.
TOMİS’li bir diğer Sinbo işçisi de şunları ifade etti:
“Selam olsun tüm direnenlere! Selam olsun boyun eğmeyen işçi kardeşlerime! Dünden, bugünden her güne bir umut, bir aşk gibi çıktık yollara. Yarin yanağından gayri paylaşmak için her şeyi, söylediğimiz türkülerde sizlerin de sesi olmalı yoldaşlar, kardeşler. Yürüyüşümüze İstanbul Sinbo’dan büyük bir heyecanla başladık.
Niçin? Onurlu, eşit şartlarla yaşamak için. Sinbo’da yaşadığımız zorluklar, haksızlıklar için, üzerimize atılan iftira için, kod 29’un kaldırılması için. Tüm emekçi kardeşlerimiz için, Dilbent Türker'e atılan iftira için, emeğimizin, alınterimizin hakkını almak için çıktık yollara. Fabrikadaki çalışma şartlarını düzeltmek için çıktık yollara. Kardeşlerimize selam olsun, Sinbo işçisine selam olsun.
Boyun eğmeyen işçi kardeşlerimi, yoldaşlarımı, hepinizi en içten devrimci duygularımla kucaklıyorum.
Ankara Yürüyüşçülerimiz Dilbent ve Onur’a saygılarımı sunuyorum.”
“Talep edilenleri onlar vermeyecekler ama biz alacağız”
İkitelli’den TOMİS’li bir diğer işçi şunları vurguladı:
“ TOMİS üyesi bir metal işçisi olarak #Sinbo direnişçilerini selamlıyorum. 6.5 aydır Sinbo’da kararlı bir şekilde direnişini sürdüren TOMİS üyeleri hemen hemen her gün fabrika çıkışlarında Sinbo işçilerine seslendi. Örgütlü bir şekilde mücadele etmenin gerekliliğini her koşulda dile getiren Sinbo direnişçileri çok kez pandemi önlemleri adı altında gözaltına alındılar. Oysa ki Sinbo’da ve çoğu fabrikada işçiler emekçiler için hiçbir önlem alınmıyordu.
Kararlı mücadelelerinden hiçbir şey kaybetmeyen Sinbo direnişçileri 31 Temmuz'da Ankara’ya yürüme kararı aldılar, yürüyüşlerin ilk gününden bugüne kadar her gün gözaltına alınan Sinbo direnişçileri için yapılan hazırlıkların çok az bir kısmı yanan ormanlar için yapılmış olsa kısa sürede çözüme kavuşturulurdu. Oysa ki Sinbo işçilerinin talepleri o kadar da uçuk kaçık talepler değildi; işten çıkarılan Dilbent Türker’in işbaşı yapması, Kod 29’un (madde 25/2) kaldırılması, sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılması gibi insani haklardı talep edilen. Şunu da biliyoruz ki onlar bunların hiçbirini vermeyecekler biz alacağız.
Bu kararlılıkla mücadelelerine devam Sinbo işçilerini tekrardan selamlıyorum.
Sinbo işçisi yalnız değildir!”
“Kod 29 işçi sınıfının tümüne bir saldırıdır”
Esenyurt Alternatif Kültür Sanat Derneği de yayınladığı video mesaj ile şunları ifade etti:
“Kod 29 diye bilinen iş yasası ile bir yıl içinde yüz yetmiş iki bin işçi tazminatsız şekilde işten atıldı. Biz bunu işçi sınıfının tümüne bir saldırı olarak görüyoruz. Esas-Der olarak KOD 29 olarak bilinen iş yasasının kaldırılması için Ankara’ya yürüyen Sinbo işçisini destekliyoruz, yanındayız.”
Kızıl Bayrak / İstanbul