Sermayenin tekmecisi, işçi düşmanı Yusuf Yerkel, Frankfurt’tan defol!

İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği Platformu olarak, işçi düşmanı bu zatı şehrimizde istemediğimizi ilan ediyor ve başta işçi-emekçiler olmak üzere; emekten, eşitlikten ve özgürlükten yana tüm ilerici insanları, 14 Ocak Cuma günü, saat 13.00’te, Frankfurt Başkonsolosluğu önünde yapılacak protesto eylemine katılmaya davet ediyoruz.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 13 Ocak 2022
  • 20:45

Bundan 8 yıl önce, 13 Mayıs 2014’te, Manisa’nın Soma ilçesindeki bir kömür madeninde tarihin gördüğü en büyük işçi katliamlarından biri yaşandı. Bu korkunç katliamda tam 301 işçi diri diri toprağa gömüldü.

Facianın ardından maden patronları ve onların çıkarlarının bekçisi sermaye hükümetinin sözcüleri yaptıkları açıklamalarda olayı, sıradan bir “iş kazası” veya “doğal afet” gibi göstermeye çalıştılar. Sermaye devletinin “tek adamı”, dönemin başbakanı, şimdiki Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha madencilerin cesetleri bile soğumadan yaptığı açıklamada, “bunlar olağan şeylerdir. Bu işin yapısında, fıtratında var bunlar” demişti.

Somada yaşanan ne bir “iş kazası” ve ne de bir “doğal afet”ti. Bu düpedüz kitlesel bir işçi katliamıydı. Katliamın failleri ise iş güvenliğini, işçi sağlığını ve işçilerin yaşamını hiçe sayan, insanları kaçak madenlerde çalıştıran aç gözlü maden patronları ile onların hamisi sermaye hükümetinden başkası değildi. Olayın ardından sermaye devletinin, attığı her adımda katliamın üstünü örtmeye, unutturmaya ve katilleri korumaya çalışması bunun kanıtıdır.

2015’te başlayan Soma davası, başta Selçuk Kozağaçlı olmak üzere, Somalı madencileri savunan bir grup devrimci-demokrat avukatın tutuklanmasıyla başladı. Tam altı yıl süründürülen ve göstermelik yargılamaların ötesine geçmeyen Soma davasında, Şubat 2021’den bu yana tutuklu hiç kimse kalmadı. 301 maden işçisinin katilleri birer birer serbest bırakıldı.

İşçi katillerini koruyanlar, bunun yerine pervasızca işçileri cezalandırmakta hiçbir sakınca görmediler. Katliamı protesto eden onlarca işçiye ve yakınlarına davalar açıldı, cezalar verildi. Katliamdan kurtulan ve işsiz kalan madencilerin tazminatları yıllarca ödenmedi. Maden işçileri bunun için defalarca Ankara’ya yürüdüler. Son Ankara yürüyüşünde Somalı madenciler trafik kazasında iki işçi önderlerini kaybettiler.

Soma’nın hikayesi, Türkiye’nin bugünkü çürümüş, çeteleşmiş ve mafyalaşmış dinci-faşist rejiminin bir özetidir. Patronu, hükümeti, basını ve yargısıyla; kapitalist devletin tüm kurumlarıyla sermaye sınıfına hizmet için var olduğunu bir kez daha açıklıkla göstermiştir. Halkını bir ekmeğe muhtaç eden işçi düşmanı bu rejim, attığı son bir adımla, toprağa gömdüğü maden işçilerinin kemiklerini bir kez daha sızlattı.

Dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan’ın Soma ziyareti esnasında onu protesto eden bir maden işçisini yerde tekmeleyen, başbakanlık özel kalem müdür yardımcısı Yusuf Yerkel, Frankfurt Başkonsolosluğu’na Ticari Ateşe olarak atandı. İşçi düşmanı bu zat, bu davranışından dolayı hiçbir şekilde yargılanmazken, aksine terfi ile ödüllendiriliyor. Onun yerine tekme atılan işçi hapis ve para cezasına çarptırıldı.

İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği Platformu olarak, Türkiye’deki gerici-faşist rejimin savunucusu, işçi-emekçi ve aynı zamanda insanlık düşmanı Yusuf Yerkel’in 6 bin avro maaş ve bir dizi ayrıcalıkla ödüllendirilmesini şiddetle protesto ediyoruz. Onu şehrimizde istemediğimizi ilan ediyor ve başta işçi-emekçiler olmak üzere; emekten, eşitlikten ve özgürlükten yana tüm ilerici insanları, 14 Ocak Cuma günü, saat 13.00’te, Frankfurt Başkonsolosluğu önünde yapılacak protesto eylemine katılmaya davet ediyoruz.

İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği Platformu (BİR-KAR)

Frankfurt