Ankara yürüyüşünün 4. günü

Sinbo direnişçileri Kartal'da gözaltına alındı, Tuzla'ya ulaştı

Taleplerini Çalışma Bakanlığı'na iletmek için Sinbo direnişçisi Dilbent Türker ve TOMİS temsilcisi Onur Eyidoğan'ın gerçekleştirdiği Ankara yürüyüşü 4. günündeydi. Kartal'da sabah yapılan açıklamadan sonra polis yürüyüşe saldırarak direnişçileri ve destekçilerini gözaltına aldı. "Yurtdışına çıkış yasağı" ile mahkeme tarafından serbest bırakılan direnişçiler akşam Tuzla'da taleplerini haykırdı.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 03 Ağustos 2021
  • 08:22

Sinbo’da Kod 29 ile işten atılan TOMİS üyesi Dilbent Türker ve TOMİS temsilcisi Onur Eyidoğan Ankara yürüyüşünün 4. gününde Kartal'da polis saldırısına uğradı ve gözaltına alındı. Gözaltılar serbest bırakıldıktan sonra akşam Tuzla'da basın açıklaması yapıldı.

Yürüyüş öncesinde Kartal Neyzen Tevfik Meydanı’nda açıklama yapıldı. BDSP ve GİDER’in destek verdiği açıklamada ilk olarak TOMİS üyesi Sinbo direnişçisi Dilbent Türker konuştu ve şunları ifade etti:

“190 gündür direndik, taleplerimizi ilettik ancak taleplerimize gözünü kulağını kapatanlar şimdi de yürüyüşümüzü engellemeye çalışıyor. Kod 29 ahlaksızlığına karşı direniyoruz. İşçi ve emekçiler ağır çalışma koşulları altında çalışıyor itiraz edenler tazminatları gasp edilerek kod 29 ile işten çıkarılıyor.

Kod 29 kaldırılana dek yürüyüşümüzü kararlı biçimde sürdüreceğiz.”

Söz alan TOMİS temsilcisi Onur Eyidoğan şunları ifade etti:

“Yürüyüşümüz engellenmeseydi bugün 4.günümüzde Sinbo’dan Sefaköy’e, Sefaköy’den Kadıköy’e, Kadıköy’den Kartal’a kadar yapacağımız yürüyüşte 50 km kat etmiş olacaktık. Taleplerimiz duyulmasın diye ilçe ilçe keyfi olarak yasaklar çıkarılıyor.

Anayasal hakkımız olan sendikalaşma için yürüyoruz. Kaymakamlık kararı anayasanın üstünde değildir. Seyahat hakkımız engelleniyor. Kaymakamlık kararı haklarımız için engelleniyor. 

İşçilerin taleplerine engel olmak yerine orman yangınlarını söndürmeliler. İnsanca çalışma ve yaşam koşulları sağlamalılar.”

Eyidoğan keyfi yasakları teşhir ederek şunları vurguladı:

Can ve mal güvenliği bahanesiyle engellendiğimiz söyleniyor. Kaldırımdan yürümek istediğimizde ‘tşortlerinizi çıkarın’ dayatmasında bulunuyorlar. Engellenen milyonlarca işçi ve emekçiler insanca çalışma ve yaşam talebidir.”

“Sendikal faaliyet engelleniyor”

Sendikal faaliyetleri hatırlatan Eyidoğan “Sendikal faaliyet gerekirse bildiridir, pankart asmaktır, örgütlenmektir, gerekirse de yürüyüştür. Burada sendikal faaliyet engellenmek isteniyor” dedi.

Eyleme destek veren BDSP temsilcisi şunların altını çizdi:

“Hırsızlara barikat kurmayanlar işçilere barikat kuruyor. Hırsız, işçilerin emeğini sömüren Sinbo patronudur. Bu polisler hırsızların, ormanları ranta açanların peşine düşsünler. Burada 2 işçinin önüne barikat kuranlar orman yangınlarını söndürsünler.”

Genç İşçi Derneği adına yapılan konuşmada şunlar ifade edildi:

“Yine onlarca polis önümüze dikildi. Sinbo işçisi 191 gündür baskılara boyun eğmiyor. Bugün de eğmeyecek. Biz de direnen işçilerin yanındayız.”

Direnişçilere “yurtdışına çıkış yasağı”

Yapılan konuşmaların ardından “Taleplerimizden vaz geçmeyeceğiz. Onların karşısına dikilip haklarımızı söke söke alacağız” diyerek Tuzla istikametine doğru yürüyüşe başlandı. Sloganlarla yürüyen direnişçilerin önü kesildi.

Oturma eylemi yapmak isteyen direnişçiler ve desteğe gelen GİDER üyeleri ve BDSP temsilcisi ile birlikte 5 kişi darp edilerek gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan BDSP temsilcisi Murat Yıldırım ve GİDER üyesi Batuhan Çotur savcılıktan serbest bırakıldı.

Mahkemeye sevk edilen TOMİS temsilcisi Onur Eyidoğan, Sinbo direnişçisi Dilbent Türker ve GİDER üyesi Nazlı Şen ise yurtdışına çıkış yasağı ile serbest bırakıldı.

Direnişçiler Tuzla'da

Tuzla İçmeler Köprüsü’nde saat 17.30’da başlayan basın açıklamasında gözaltına alınan ve serbest bırakılan Sinbo direnişçisi ve TOMİS temsilcisi yaptıkları konuşmada taleplerini bir kez daha dile getirdi. Desteğe gelenler de Sinbo direnişiyle dayanışma içerisinde olduklarını ifade ettiler. Konuşmalarda, ülkeyi yangın yerine çeviren AKP-MHP iktidarının işçi düşmanlığına dikkat çekildi.

DİSK’e bağlı Limter-İş Sendikası Genel Başkanı Kanber Saygılı söz alarak yürüyüş hakkının demokratik bir hak olduğunu hatırlatarak “Bu yürüyüş hakkını aramak isteyen işçi ve emekçilerin de önünü açacaktır” dedi.

“İşçilerin karşısında patronların iktidarı var”

Ardından söz alan HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu sözlerine Sinbo işçisi şahsında sermayenin ve onun iktidarına direnen tüm işçileri selamlayarak başladı ve şunları ifade etti:

“Ülkeyi cehenneme çevirenler, sahilleri yangınlara terk edenler, işçi sınıfını patronun iki dudağı arasına mahkûm etmek istiyorlar. Bu iktidar yaptıkları tüm uygulamalarla, patronların istediği yasaları çıkararak patronların iktidarı olduğunu kanıtladı. 40 milyon insanın asgari ücretle geçindiği, ülke servetinin nüfusun %5’in yediği ama 60 milyonun sefalet içinde yaşadığı bir ülkede yaşıyoruz. Her gün işçilere kötü çalışma koşulları dayatılıyor. Patronlar örgütsüz işçi istiyor. Kimse itiraz etmesin, kimse hakkını aramasın istiyor.”

“Direnen işçiler, gençler, halklar kazanacak!”

Piroğlu konuşmasının devamında kod-29 saldırısını teşhir ederek “Yangınlar, katiller, hırsızlar karşısında hiçbir şey yapmayan iktidar işçilerin karşısına dikiliyor. Konya’da gelen katliamı seyreden, İzmir’de seyreden iktidar işçilerin önüne barikat kuruyor” dedi. Piroğlu konuşmasını “Direnen halklar kazanacak, direnen işçiler kazanacak. Siz kaybedeceksiniz biz kazanacağız” diyerek tamamladı.

Devrimci Gençlik Birliği adına yapılan konuşmada “Bu saldırılar, yasaklar baskılar onların korkularndan kaynaklanıyor biz gençler kadınlar işçi ve emekçiler olarak onların korkularını bulunduğumuz her alanda yükselteceiğz” denildi.

GİDER adına yapılan konuşmada “Sinbo direnişinin 191 ankara yürüyüşünün 4 gününde devlet saldırısını gösterdi. Biz direnen işçilerin yanında olmaya, dayanışmayı yükseltmeye devam edeceğiz” denildi.

DGD-SEN: “Devletin tek derdi Ankara’ya yürüyen 2 işçi”

DGD-Sen adına yapılan konuşmada kaymakamlık yasakları teşhir edilerek “Başından beri Sinbo direnişinin yanındayız. Her gün gözaltına almakla bu direnişi sonlandırabileceklerini sanıyorlarsa yanılıyorlar. Çalışma bakanı ne iş yapar? Cumhurbaşkanı ne iş yapar? Çay dağıtmakla olmuyor. İşçileri görün artık, memleketin dört bir yanındaki yangınları görün. Devletin tek derdi Ankara’ya yürüyen 2 işçi” denildi.

“Yangına değil 2 işçiye karşı seferberlik ilan edildi”

MİB Temsilcisi direnişi selamlayarak başladığı konuşmasında, gözaltılara rağmen direnişin devam ettiğini belirterek şunları ifade etti:

“Dilbent Türker sadece kendi işe iade edilmesi için değil, kod 29’la işinden olan 200 bini aşkın işçi ve emekçi için mücadele etmeye devam ediyor. Ülkede 10 milyonu aşkın işsiz varken, ülke yangın yeriyken, pandemi tehlikesi sürüyorken seferberlik ilan etmeyenler 4 gündür seferberlik ilan ediyorlar. Geçtiklere her yere barikatlar kuruluyor. Bu barikatlar eylemi engelleyemeyecek. Burada yakılan kıvılcımı yangına çevirmeye çağırıyoruz. Orman yangınları için önlem almayanlar o gün işçi sınıfının ayağa kalktığı yangın karşısında kaçacak delik arayacaklar.”

BDSP: “Bu düzeni işçiler değiştirecek”

Devrimci Parti adına yapılan konuşmada da direniş selamlandı ve dayanışma çağrısı yapıldı. BDSP temsilcisiyse “Diğer sınıf dostlarımızla bu mücadeleye destek vermeye devam edeceğiz. İşçilere barikat kuranlar sermayeye kursunlar, rant politikalarına kursunlar. Bu düzen böyle gitmeyecek, işçiler bu düzeni değiştirecek” diyerek kamuoyuna direnişe destek verme çağrısında bulundu.

Dilbent Türker: “Bir araya gelirsek saldırıları püskürtebiliriz”

Sinbo direnişçisi Dilbent Türker “Biliyoruz ki sınıfımıza dönük bu saldırıyı tek başımıza püskürtemeyiz. Bir araya gelirsek, mücadeleyi büyütürsek bu saldırıyı püskürtebiliriz” dedi. Devamında TOMİS İstanbul Temsilcisi Onur Eyidoğan şunları ifade etti:

“4 gündür gözaltına alınıp, TEM şubesine götürülüyoruz. Terörist olan işçilere açlık sınırının altında yaşamayı dayatanlardır, terörist olan işçi ve emekçilerin haklarını gasp edenlerdir, işçilere sırf hakkını istedikleri için kod 29’la işten atanlardır. İşçi ve emekçiler haklarını aradıklarını, insan yaşamak ve çalışmak istediğinde karşısına savcılar, polisler dikiliyor. Kendi yasalarını dahi çiğniyorlar. İş güvencesi ve gelir güvencesi, kod 29, insanca çalışma ve yaşama sadece Sinbo’nun değil Türkiye işçi sınıfının sorunudur. Önümüze dikilen barikatlar Türkiye işçi sınıfının karşısına dikilmiştir.”

Yürüyüş yarın Tuzla’dan devam edecek

Eyidoğan son olarak Ankara yürüyüşünün yarınki programını aktardı. Yarın (4 Ağustos) sabah 08.00'de yine İçmeler Köprüsü'nden Ankara yürüyüşünün devam edeceği, akşam 18.30'da Gebze Kent Meydanı'nda olunacağı belirtildi.

Kızıl Bayrak / İstanbul