24 Şubat 2022’de başlayan Ukrayna’daki emperyalist savaş birinci yılını doldurmak üzere. Savaşın faturasını öncelikle Rusya ve Ukrayna halkları ödese de tüm dünyada yarattığı insani ve maddi yıkım korkunç boyutlara vardı. Savaştan dolayı milyonlarca insan yerini terketmek zorunda kalırken, Ukrayna’nın önemli bir bölümü yıkıma uğradı. Kayıpların gerçek sayısı bilinmese de her iki tarafatan asker-sivil can kayıpları on binlerle ifade ediliyor.
Savaşın ortaya çıkardığı korkunç tablo ile halkların çektiği tarifsiz acılar emepryalistlerin zerrece umrunda değil. Onlar sadece ve sadece kirli planlarını uygulamakla meşguller. Nitekim bu kirli/kanlı savaşı uzatmak için yangına benzin dökmeye devam ediyorlar. Savaş uzadıkça, dünyanın dört bir yanında emekçi halklara ödettiği ekonomik, siyasi ve sosyal bedeller de ağırlaşıyor. Bundan dolayı savaşın 1. yılında barış için ortaya konan çabaları yoğunlaştırmak, bu hegemonya savaşını reddetmek ve tüm yönleriyle teşhir etmek çok büyük bir önem taşımaktadır.
Buradan hareketle, 28 Ocak günü Rüsselsheim’da BİR-KAR tarafından, “Ukrayna savaşı ve işçi sınıfı” başlıklı sunum gerçekleştirildi. Toplantıya hazırlık mahiyetinde emekçiler ziyaret edilerek el ilanları ulaştırıldı. Çağrı faaliyetleri kentin muhtelif yerlerine asılan afişlerle de desteklendi.
Sunum, başta Frankfurt Havaalanı’ndan işçiler olmak üzere, katılan emekçilerin selamlanması ve toplantı için yapılan ön çağrının tekrar okunmasıyla başladı. Ardından Mustafa Suphi ve 14 yoldaşının bundan 102 yıl önce, Karadeniz'in karanlık sularında, Kemalist rejim tarafından hunharca katledilmesi bir kez daha lanetlendi, devrimci anılarına duyulan saygı bir kez daha ifade edildi.
Etkinlikte yapılan sunumda ilk başta Ukrayna’daki savaşın emperyalist niteliğine vurgu yapılarak, bu savaşın Rusya ile Ukrayna’nın değil, esasta NATO ile Rusya’nın savaşı olduğu belirtildi. Savaş fiilen 24 Şubat 2022’de başlasa bile, bu savaşa yönelik hazırlıkların en az 15 yıl öncesine ve hatta 1990’larda SSCB’nin dağılma sürecine kadar dayandığı belirtildi. O tarihlerden bu yana, NATO adına yapılan her şey bu savaşı adım adım hazırlamaya hizmet etmiştir denildi.
Ardından savaşın Almanya, Avrupa ve tüm dünyada emekçilere çıkarmış olduğu son derece ağır ekonomik, siyasal ve sosyal faturaya değinildi. Özellikle enflasyon ve hayat pahalılığı emekçilerin yaşamını gittikçe zorlaştırırken, başta silah tekelleri olmak üzere, hemen tüm kapitalist tekellerin kârlarını katladıkları vurgulandı. Alman emperyalizminin kendi ekonomisini durgunluğa itme pahasına, bu savaşı militarizm, silahlanma ve siyasal baskıları arttırmak amacıyla tam bir fırsata çevirdiği tespitine yer verilerek, orduya bir seferde 100 milyar Avro ayırma, savaş bölgesine silah satma, ulusal gelirin %2’sini her yıl silahlanmaya ayırma gibi adımların bunun somut örnekleri olduğu ifade edildi.
Son olarak, emperyalistler tarafından gittikçe kışkırtılan ve uzatılan Ukrayna’daki savaşın nereye evrileceği ve daha ne türden vahim sonuçlara yol açacağını kestirmenin son derece güç olduğu belirtildi. Emperyalistlerin birbirlerini nükleer silah kullanmakla tehdit ettikleri hatırlatılarak, bu tehditlerin gerçeğe dönüşmesini, yeryüzünde uygarlığın ve canlı yaşamın son bulmasıyla eşdeğerde tutmak gerektiğine işaret edildi. Bu yüzden, dünya barışı için, emperyalist savaş karşıtı bir hareket yaratmanın, günün en acil ve en zorunlu politik görevlerinden biri olduğu söylenerek, işçilerin birliği, halkların kardeşliği temelinde yürütülecek mücadelenin bunda belirleyici rol oynayacağı ifade edildi.
Beğeniyle dinlenen sunumun ardından, katılımcılar hem çeşitli konularda görüşlerini dile getirdiler hem sordukları sorularla konuya değişik açılardan açıklık getirilmesini sağladılar. Katılımcılar, çeşitli konulara ilişkin bu türden eğitici toplantıların daha sık yapılması yönündeki taleplerini de dile getirdiler.
Kızıl Bayrak / Frankfurt