İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği Platformu (BİR-KAR), Paris'te Ukrayna'da emperyalist savaş konulu bir panel düzenledi. Panel hazırlıkları kapsamında Strasbourg Saint Denis bölgesinde afiş çalışması yapıldı. Dernekler ziyaret edilerek katılım çağrısı yapıldı.
28 Ocak günü Paris 10. Bölge’deki Dersim Kültür Merkezi'nde düzenlenen etkinlik programın sunuşu ve saygı duruşu ile başladı. Ardından NATO'nun Yugoslavya'ya saldırısını konu alan belgeselden bir kesit izlendi. Devamında sunum yapmak için BİR-KAR temsilcisine söz verildi.
Temsilci konuşmasına, Ukrayna'daki savaş için neden Yugoslavya saldırısına dair bir belgesel izlettiklerini açıklayarak başladı. Bugün Ukrayna'da süren savaşı anlamanın Yugoslavya'ya saldırıdan ayrı değerlendirilemeyeceğine ve süren savaşın Ukrayna-Rusya arasında değil NATO ile Rusya arasında olduğuna dikkat çekti. Ukrayna Savaşı’nın herhangi bir bölgesel savaşla kıyaslanamayacağı, ne Karadağ ne Rojava işgalinin aynı kapsamda olmadığı ifade edildi. Bugün yaşanan olayları anlamak ve yorumlamak için Ukrayna'daki emperyalistler arası savaşı tartışmakla başlanması gerektiği ifade edildi.
Devamında savaşın somut seyrine dair detaylara girmeden genel bir değerlendirme yapıldı ve Batılı emperyalistler arasındaki çekişmelerin de AUKUS Anlaşması’ndan bugün Almanya'nın tank gönderme konusundaki ayak diremesine kadar örnekleriyle aktarıldı. Rusya'nın konumu da baştan ifade edilerek çarlığın takipçisi olup her vesileyle Ekim Devrimi'ni hedef alanların savaşı içerde meşrulaştırmak için Kızıl Ordu'nun faşistleri ezmesine atıfta bulunmak zorunda kaldıklarına dikkat çekildi. Bugün Kürt ya da Filistin halkılarının bu savaşın gölgesinde yalnızlaşacağı ifade edilerek bunu kırmak için enternasyonalist bir savaş karşıtı mücadelenin gerektiği ifade edildi.
Fransa'daki Türkiyeli ve Kürdistanlı göçmen işçilerin savaşı tartışmasının önemine dikkat çekilerek, bu savaşın tarafı olan bir ülkede yapılması gerekenler üzerinde duruldu. Avrupa solundaki savaşı kabullenen ya da salt Rus işgali olarak okuyan tutum eleştirildi. Emekçilerin bulundukları ülkenin işçi sınıfının parçası olduğunun unutulmaması gerektiği, geldiğimiz topraklar kadar buradaki mücadelenin de yükseltilmesi için sorumluluklar taşındığı ifade edildi. Panelin tek başına bir tartışma platformu olmaktan çıkarılıp buna bir vesile olması için örgütlendiği ifade edilerek sunum tamamlandı.
Yaklaşık bir saat süren ilk bölümün ardından ara verildi. İkinci bölümde ise katılımcılar görüşlerini dile getirdiler.
Katılımcılar genel olarak paneldeki sunuma katıldıklarını ifade etti. Paris'teki örgütlerden ODAK, AvEg-Kon, ADHK temsilcileri söz aldı. ODAK temsilcisi sunumdaki yaklaşıma katıldıklarını, bu tarz etkinliklerin birlikte de örgütlenebileceğini, Fransız solunu katmayı da denemek gerektiğini belirtti. Birçok soruna karşı eylem yapıldığını ancak savaşa karşı sokağa çıkılmasının zayıflığına dikkat çekti. AvEg-Kon temsilcisi ise Rusya'yı emperyalist görmeyenlerin de olduğunu ancak bu konuda BİR-KAR ile ortak baktıklarını, bu konuda ortak faaliyetlerin de tartışılması gerektiğini ifade etti. Rojava gibi bölgesel savaşların da önemli olduğunu ifade ederek sözlerini tamamladı. ADHK temsilcisi de paneli örgütledikleri için BİR-KAR'a teşekkür edip Dersim Kültür Derneği gibi mekanların yaşatılması için dayanışma çağrısı yaptı.
Söz alan diğer katılımcılar da savaş ve barışa dair vurgular yaptı. Bir katılımcı da halklar arasındaki savaşa, sınıflar arasında barışa karşı olunduğunu vurguladı. Bir başka katılımcı da İsviçre gibi devletlerin tarih boyunca savaşa girmediğini ancak yarın işçiler ayaklansa karşısında bir ordu göreceğini bunun için her ülkenin işçilerinin savaşmak zorunda olduğunu söyledi.
Son olarak söz alan BİR-KAR temsilcisi, Zinovyev'in anılarından enternasyonalist devrimcilere Viktor Adler'in atfettiği “hayalcilik” yorumunu aktararak, bugün aynı hayalcilikle bulunduğumuz topraklardan başlayarak işçi sınıfının bu anti-emperyalist mücadeleye çekilmesi için çalışma çağrısı yaptı. Avrupa'da on yılların en kitlesel genel grevlerinin düzenlendiği bir dönemde bu savaşın kışkırtılmasının tesadüf olmadığına dikkat çekildi. 31 Ocak'taki genel greve katılım çağrısı ile panel bitirildi.
***
Panelin genel bir fikir tartışmasından öte somut mücadelenin de tartışıldığı bir platforma dönüşmesi anlamını artırdı. Genel grevle bağlanmasıysa bunun ilk adımına dönüştü.
Panel salonunun girişine açılan stantla sınıf devrimcilerinin hem Türkiye'deki işçi gazetesi tanıtıldı hem de Fransa'daki gündemlere dair bildirilerin örnekleri sunuldu. Emeğin Kurtuluşu Gazetesi’nin ilk sayısı katılımcıların ilgisini çekti.
Kızıl Bayrak / Paris