MESS’in anketi, metal işçilerini yönlendirmeye çalışıyor

MESS, böylesi bir hazırlık içinde. İşi baştan sıkı tutuyor. Metal işçilerine boyun eğdirmeye, ürettiğimizden en az payı bize verme hedefiyle davranmaya devam ediyor. Fabrikalarda tek hakim olmak için bizleri değersizleştirmeye, inisiyatifsiz kılmaya çalışıyor.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 02 Ağustos 2019
  • 20:57

MESS Grup TİS’leri yaklaşıyor. Kapsamı açısından yaklaşık 150.000 metal işçisini direkt ilgilendiren, ancak etkisi açısından sadece metal sektöründe değil, ülke çapında işçi sınıfını etkileyen sözleşme sürecine sermaye cephesi yoğun bir şekilde hazırlanıyor. Sermaye örgütü MESS’in son taktiği işçilerle anket yapmak oldu.

Metal TİS’leri öncesinde gerçekleşen sözleşmeler sermayenin hedeflerini ortaya koyuyor. 3 yıllık sözleşme dayatması, sefalet zamları ve çalışma yaşamında kazanılmış bir dizi hakkın gaspı MESS patronlarının da hedefinde. Geçtiğimiz ay TÜPRAŞ’ta bunun provasını izledik. Yüksek Hakem Kurulu, bütün bu dayatmaların hayata geçmesini sağlayan bir karar açıkladı. Hükümet de sözleşme süreçlerindeki tutumunu açıkça ortaya koymuş oldu. Birleşik Metal-İş’in MATA’da imzaladığı 3 yıllık sözleşme de MESS Grup TİS’leri öncesinde önemli bir gelişmeydi.

İşçilere kamu TİS’lerinde de dayatılan %6-%7,5’lik zamlar ile enflasyonunun altındaki rakamlar kabul ettirilmeye çalışılıyor. Bütün bunları sermayenin hazırlığının bir parçası olarak görmek gerekiyor.

MESS’in fabrikalarda yaptırdığı anketler bir nevi nabız yoklamadır. Herkes biliyor ki MESS, sözleşme öncesinde hedeflediği zammı açıklamaktan her zaman geri durarak ve geçtiğimiz sözleşme sürecinde olduğu gibi %3 gibi komik rakamlarla başlayarak beklentileri düşürmeye, işçileri en aza razı etmeye çalışır. Kapitalistler bu yıl krizi, işsizliği, ekonomik daralmayı dillerinden düşürmüyorlar. Sadece MESS değil, sözleşme masasına oturacak olan TM çetesi de Birleşik Metal-İş de beklentileri düşürmeye çalışıyorlar.

MESS yaptırdığı anket ile işçileri hem yönlendirmeye, hem beklentileri görmeye, hem de fişlemeye çalışıyor. Yönlendirme çabası tuzak sorularla yapılıyor. 3 yıllık sözleşme dayatması şu sorularla işçilere kabullendirilmeye çalışılıyor: “Toplu sözleşme süreciyle ilgili ne düşünüyorsunuz? Her iki senede bir sözleşme süreci sebebiyle iş süreçlerinizin ve tüm gidişatın sekteye uğramasından memnun musunuz?”, “Sözleşmenin 2 seneden uzun olması karşılığında daha iyi şartlarda bir sözleşme imzalamayı nasıl değerlendirirsiniz?” vb.

Bir yandan 2 senelik sözleşmenin zararlı olduğu ifade edilirken, diğer taraftan da 3 yıllığı kabul ederseniz, zam oranı artabilir deniyor.

Diğer bir soru ise ikramiyelere dair: “Toplu iş sözleşmesi gereği ödenen yılda dört ikramiyenin işe devamsızlık yapan çalışanlar ile performansı yüksek çalışanlar arasında fark gözetmeden dağıtılmasını adil buluyor musunuz?” Kendi düşüncelerini ve yapmak istediklerini işçileri bölerek ve işçileri birbirine düşman etmeye çalışarak işçilerin aklına sokmaya çalışıyorlar.

Patron temsilcileri, “Sözleşme içerisinde geçen sabun ve havlu yardımı gibi ayni yardımların yerine nakdi yardım verilmesini tercih eder misiniz?” sorusu ile de işçilerin kazanılmış bir hakkına göz diktiklerini sergiliyorlar. Nakdi yardıma çevirip, daha sonrasında da bu parayı pula dönüştürmek istiyorlar. Zaten ikramiyeleri maaşlara dağıtarak işçilere sanki maaşlar yüksekmiş gibi göstermeye çalışmıyorlar mı? Çıplak ücret asgari ücretin biraz üstünde olmasına rağmen sanki çok çok üstünde maaşlar varmış gibi davranmıyorlar mı?

Tabii bir de hem işçilerin zam oranı konusundaki düşüncelerini, hem sınıf saflarında işçi sendikalarının hangi oranla masaya oturacağına dair beklenti olduğunu araştırıyorlar. Yanı sıra MESS’ten beklenen zam oranını sorarak, işçileri ne kadar zamma razı edebileceklerini ölçmeye çalışıyorlar.

Soruların her birinin düşünülerek hazırlandığı belli oluyor. Sadece soruların değil, cevap şıklarının da düşünüldüğü ortada. “…enflasyon oranında, enflasyon oranı+2 puan, enflasyon oranı+4 puan, enflasyon oranının 2 katı, hiçbiri (Ancak anketör şıklarda hiçbiri seçeneğini okumayacak!)” şeklindeki şıklarla algı yönetiminde ve yönlendirmede iddialı olduklarını gösteriyorlar.

İşte MESS, böylesi bir hazırlık içinde. İşi baştan sıkı tutuyor. Metal işçilerine boyun eğdirmeye, ürettiğimizden en az payı bize verme hedefiyle davranmaya devam ediyor. Fabrikalarda tek hakim olmak için bizleri değersizleştirmeye, inisiyatifsiz kılmaya çalışıyor.

Ancak birçok metal işçisi anketleri doldurmayarak, 3 yıllık dayatmayı kesinlikle kabul etmeyeceğini haykırarak, sefalet zamlarının kabul edilemez olduğunu söyleyerek tepkisini ortaya koyuyor.

Bu tepkileri, bu hoşnutsuzluğu örgütlü bir güce çevirmek için elimizi çabuk tutmalıyız. Herkesin gördüğü üzere MESS ve işbirlikçi-çeteci sendikal anlayışlar hummalı bir hazırlık içindeler. Hepsine gereken cevabı metal işçilerinin örgütlü gücü verecektir.