Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası (TOMİS) Kocaeli Temsilciliği bir süredir çalışmalarını sürdürdüğü kıdem tazminatı konulu buluşmasını gerçekleştirdi. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri (SES) Sendikası Kocaeli Şubesi’nde gerçekleştirilen buluşma saat 14.30’da başladı. Buluşmanın gerçekleştirildiği salona “Kıdem tazminatı hakkımız gasp edilemez” ozaliti ve TOMİS flamaları asıldı.
TOMİS temsilcisi, ilk olarak salondaki işçileri selamlayarak, gerçekleştirilen buluşmanın manası ve programın nasıl işleneceğini açıkladı.
Devamında, Türkiye’de tüm emekçilerin yaşamında büyük bir ağırlığa dönüşen ekonomik krizin etkilerine değinildi. Her ne kadar iktidar ve yandaş medya bu durumu görmezden gelse de, enflasyon ve işsizlik rakamları ile oynanarak bu tablo gizlenmeye çalışılsa da emekçilerin yaşamında ekonomik krizin etkisinin gizlenemez olduğu belirtildi. Aynı zamanda krizi inkar edenlerin, emekçiler hak istediğinde ise krizi bahane ederek “kriz var zam yapamayız” diye uydurma gerekçeler sunmaya çalıştığının altı çizildi.
Kriz işçileri vuruyor, kapitalistler kârlarını katlıyor
Konuşmanın devamında ise aslında krizi yaşayanların bizzat işçiler olduğu, patronların ise bu fırsattan istifade ederek kârlarını katlamanın yollarını aradığı vurgulandı. Kısa çalışma ödeneği alan Ford Otosan, Tofaş, Hyundai gibi Türkiye’nin en büyük tekellerini buna örnek veren TOMİS temsilcisi, aslında en büyük kârları edenlerin, son yıllarda kârlarını arttırmaya devam ettiğini vurguladı. Yine bu dönemde emekçiler zamlarla, vergi artışları ve yeni vergilerle hayatta kalmaya çalışırken patronlara bütün kamu hazinesinin teşvik, kampanya gibi adlar altında peşkeş çekildiği belirtilerek krizin aslında emekçileri vurduğunun altı çizildi.
Patronlar ve iktidarların; son 30-40 yılda, işçi sınıfını köle haline getirmek için bir sürü hak gaspına yol açtığı, son dönemde krizi fırsata çevirerek, kıdem tazminatı gibi işçilerin ellerinde kalan son hak kırıntısına göz dikerek, kendilerine sömürü cenneti yaratmaya çalıştıkları belirtildi. Bunun; fonlar, YEP’ler, kalkınma planları aracılığı ile hayata geçirilmeye çalışıldığı vurgulandı.
TİS süreci ortak mücadelenin olanaklarını barındırıyor
Kıdem tazminatının nasıl ortaya çıktığı, günümüzdeki haline nasıl geldiği, neden patronların kıdem tazminatını yük olarak gördükleri gibi başlıklar üzerinde durularak AKP iktidarının fon ısrarının arka planına ışık tutulmaya çalışıldı. Son olarak, TİSK ve MESS’in yönetim kurullarında başkanlık yapan Özgür Burak Akkol’un patronların isteklerini sunan açıklamasına atıfta bulunularak, saldırıların bütününe dikkat çekildi. Dağınık ve parçalı işçi sınıfının kıdem tazminatı gibi varolan haklarımıza dönük saldırıları bertaraf etmesinin yolunun topyekûn bir mücadeleden geçtiğinin altı çizildi. Ortak mücadelenin olanaklarının ise bugünkü metal grup toplu iş sözleşmesi (TİS) vb. süreçlerde barındırıldığı vurgulanarak ikinci konuşmacıya söz bırakıldı.
TİS pazarlığı: Krizin faturasını kim, nasıl ödeyecek?
TOMİS adına yapılan ikinci konuşma ise MESS ile girişilen toplu sözleşmenin aslında krizin faturasının kimlere ne kadar ödetileceğinin pazarlık süreci olduğu belirterek başladı. MESS fabrikaları kapsamında gerçekleştirilen TİS sürecinin, patron ve AKP iktidarının işçilere dönük saldırılarının pervasızlaşmasının önündeki son engel olduğu ifade edilerek, sözleşmeye kadar bir bütün olarak davranan patron-devlet-sendika ağaları ittifakının diğer sözleşme süreçlerinde nasıl davrandıkları özetlendi. İlk sunumla özetlenen kriz ve saldırı ortamında metaldaki sözleşme sürecinin tuttuğu önemli yere işaret eden konuşmada metal işçilerinin tarihinden örnekler verilerek metal işçisinin misyonuna dikkat çekildi. Yakın zamandan da Metal Fırtınası’ndan örnekler verildi.
En büyük engel örgütsüzlük: İşçiler daha fazla yan yana gelmeli
MESS ile yürütülen sözleşme sürecinde patronların 3 yıllık sözleşme ve enflasyon altı zam gibi yeni saldırılara başvurdukları, işçiler adına masaya oturan sendikaların misyonunun ise işçiler tarafından iyi bilindiği eklenerek, katılımcılara süreç hakkında bilgiler sunuldu. Bugünkü tabloda metal işçilerinin karşısındaki düzen gerçekliğinin yanı sıra en büyük engelin işçilerin örgütsüzlüğü olduğunun altı çizildi.
Ardından bu tabloyu dağıtmak için metal işçisinin yan yana gelip, örgütlenmesi, bilinçlenmesi ve birlikte hareket etmesinin gerekliliği vurgulandı. İşçiler üzerinde etkin bir şekilde yaratılan umutsuzluk havasının yapaylığına değinilerek, tablonun bir kıvılcımla değişecek dinamikleri özetlendi.
Bugün sendikal manada metal işçilerini birleştirecek, sendikalarda, fabrikalarda söz, yetki karar hakkını işçilerin kendi eline almasını sağlayacak tek sendikanın TOMİS olduğu vurgulanarak TOMİS’e sahip çıkma ve TOMİS’li olma çağrısı ile konuşma sonlandırıldı.
Kürsüden yapılan konuşmaların ardından çeşitli fabrikalarda katılan işçiler, sürece dair fikir ve önerilerini sundular. Oldukça canlı geçen işçi konuşmalarında yapay ayrımlara, sınıf bilincinin zayıflığına, dayanışmanın güçlendirilmesine, fabrikalarda ve fabrikalar arasında irtibatı ve dayanışmayı güçlendirmek için komiteler kurulmasına dair öneriler yapıldı.
Etkinliğin öncesinde ve sonrasında işçiler kendi fabrikalarında yaşanan süreçler hakkında deneyim paylaşımında bulunuldu.
Kızıl Bayrak / Kocaeli