Cumartesi Anneleri Kenan Bilgin'i andı

Cumartesi Anneleri Galatasaray Lisesi önündeki 495. buluşmalarında 1994 yılında kaybedilen Kenan Bilgin'i andı. Eyleme, Bilgin'in kaybedilişine tanıklık edenlerin yanı sıra Şili'den bir kayıp yakını ve kayıplar için mücadele veren bir sanatçı katıldı.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 20 Eylül 2014
  • 12:29

Kenan Bilgin'in çok sevdiği Ahmed Arif'ten 33 Kurşun şiirinin dinletisi ile başlayan eylemde, uzun yıllar boyunca Cumartesi Anneleri ile birlikte mücadele eden Neşe Ozan'ın hayatını kaybettiği bilgisi verildi ve Ozan'ın unutulmayacağı belirtildi.

 

Şilili kayıp yakınlarından dayanışma ziyareti

Eylemde ilk sözü alan Şilili performans sanatçısı Maria Jose Contreras, Latin Amerika'nın birçok ülkesinde olduğunu gibi Şili'de de kayıplar yaşandığını belirterek, Şilili kayıp annelerinin uzun yıllar boyunca yalnız bir şekilde mücadele etmek zorunda kaldıklarını, darbenin üzerinden 40 yıl geçmesine rağmen ülkede hala kayıpların yaşandığına inanmak istemeyen kesimlerin bulunduğunu dile getirdi. Contreras, bir grup sanatçı olarak ülkedeki 1200 civarındaki kayıba dikkat çekmek amacıyla başkent Santiago'da 1200 kişi yere yatarak, 11 dakika boyunca şehirde hayatı durdurduklarına dikkat çekti.

Kayıp yakını Marcial Godoy ise Cumartesi Anneleri ile birlikte olmaktan büyük onur duyduğunu dile getirerek, Şili'de darbe yaşandığında 11 yaşında olduğunu ve annesinin bir süre kaybolduğu bilgisini verdi. Şilili annelerin uzun yıllar boyunca verdikleri mücadelenin Pinochet diktatörlüğüne karşı verilen mücadelede büyük rol oynadığını kaydeden Godoy, “gerçeklik” komisyonlarının kurulduğunu ancak hala adaletten bahsedilemeyeceğini belirtti. Ordu içinden bazı komutanların kayıpların nerede olduğunu bilmesine rağmen bilgi vermediğini belirten Godoy, annelerin adalet için mücadelesinin sürdüğünü dile getirdi.

 

“Aileler kemiklere muhtaç bırakıldı”

Kenan Bilgin kardeşi İrfan Bilgin, kaybedilme olayının 1993 yılında başladığını vurgulayarak, kardeşinin o yıl gözaltına alındığında 'bir daha elimize düşersen seni kaybederiz' şeklinde tehdit edildiğini, bir yıl sonra da bu kararın uygulandığını söyledi. Bilgin, devletin kaybettiği insanlardan büyük bir korku duyduğuna ve bu sebeple onlara karşı kendi yasalarını bile uygulamadığına dikkat çekerek, kaybedilen insanların boyun eğmek yerine yoldaşlarını ve emekçileri düşündükleri için onurlu bir şekilde hayatlarını kaybettiklerini ifade etti. Bilgin, dosyanın zamanaşımı süresinin dolmak üzere olduğu bilgisini vererek, kendileri için zamanaşımı olamayacağını ve katilleri bulana dek mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladı. 19 yıldır birçok saldırıya rağmen, 'çocuklarımızı sağ istiyoruz' diyerek başlatılan eylemde, ailelerin yakınlarının kemiklerine muhtaç hale getirildiğini sözlerine ekledi.

 

Soruşturan savcı sürgün, inkar eden terfi aldı

Kenan Bilgin'in avukatı ve hücrede işkencesine tanıklık edenlerin de konuşma yaptığı eylemde basın açıklamasını Derya Gazioğlu okudu. Kenan Bilgin'in Ankara TEM Şubesi'nde Cavit Nacitarhan ve Avukat Murat Demir'in gördüğünü söyleyen Gazioğlu, Bilgin ailesinin Ankara Cumhuriyet Savcısı Selahattin Kemaloğlu'na başvurduğunu belirtti ve “Savcı başlattığı soruşturma kapsamında tanıkları dinledi, ifadelerini zapta geçti. Kenan'ı bulmak, faillere ulaşmak için girişimlerde bulundu. Ama görevini yapması engellendi, yaşamından endişe etmesine neden olan davranışlara maruz kaldı, Ankara'dan sürüldü” dedi.

Soruşturmayı yürütmekle sorumlu kılınan Savcı Özden Tönük'ün tanık ifadelerinin devlet ve polisi küçük düşürmeye yönelik gerçekdışı iddialar olduğunu içeren bir rapor yazdığını belirten Gazioğlu, Tönük'ün terfi ettirilerek Yargıtay üyesi yapıldığını kaydetti. Gazioğlu, AİHM'nin Türkiye'yi Kenan Bilgin'i gözaltında kaybetmekten mahkum etmesine rağmen devletin inkar siyasetinin devam ettiği ve AKP döneminde AİHM'nin kararını haberleştiren gazetelerin ceza aldığı bilgisini verdi.

Açıklama, Kenan Bilgin dosyasının iç hukukta etkin bir biçimde soruşturulması talebi ile sona erdirildi.

Kızıl Bayrak / İstanbul