Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 597. haftasında 1994 yılında Ankara’da gözaltına alınarak kaybedilen Kenan Bilgin’in akıbetini sordu.
Eylemde konuşan Kenan Bilgin’in kardeşi İrfan Bilgin, devletin gözaltında katlettiği insanları rastgele seçmediğini ifade ederek, kardeşinin de 1993 yılında gözaltına alındığında ağır işkencelerle karşılaştığını ve kendisine o zaman “bir dahakine sağ çıkamazsın” tehdidinde bulunulduğunu anlattı. 1994 yılında ise kardeşinin katledildiğini ifade ederek “gözaltında kaybetme bir devlet politikasıdır” dedi. Katillerin yakasını bırakmayacaklarını, hesap soracaklarını vurguladı.
Kenan Bilgin ile aynı dönemde gözaltında olan Ercan Aktaş ve Naci Dağhan da Bilgin’in işkence gördüğünü ve bu işkencelere teslim olmadığını belirttiler.
Tanık ifadelerine rağmen gözaltı kabul edilmedi
İHD İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına bu haftanın açıklamasını Ümit Tekaydişli okudu.
Basın açıklaması Türkiye’de demokratik bir devletin olmaması, yargının iktidarın aklayıcısı olması, toplumsal sorunarın baskı ve şiddet ile çözülmek istenmesi, basın özgürlüğünün ortaya kaldırılmak istenmesinin teşhir edilmesiyle başladı.
Açıklamanın devamında Kenan Bilgin’in kaybediliş süreci ise şu ifadelerle anlatıldı:
“35 yaşındaki Kenan Bilgin, 12 Eylül 1994 tarihinde Ankara Dikmen'de otobüs durağından gözaltına alındı. Gözaltına tanıklık eden bir kişi İnsan Hakları Derneği'ni arayarak bilgi verdi. İnsan Hakları Derneği, aynı operasyon kapsamında 10 kişinin daha gözaltına alındığı bilgisine ulaştı ve yasal girişimlere başladı. Toplamda 11 kişi olmasına rağmen Ankara Emniyeti Cavit Nacitarhan ve Kenan Bilgin'in gözaltına alınanlar arasında olduğunu inkâr etti. 26 Eylül günü 9 kişi mahkemeye çıkarılırken Cavit Nacitarhan ve Kenan Bilgin aralarında yoktu.”
Yaklaşık bir ay sonra Cavit Nacitarhan’ın gözaltına alındığının kabul edildiği ancak Bilgin’den haber alınamadığı belirtilirken, Bilgin ile birlikte gözaltına alnanların yazılı bir açıklama yaparak, Kenan’ı Ankara Terörle Mücadele Şubesi’nde gördüklerini söyledikleri aktarıldı.
“Beni yok etmeyi amaçlıyorlar”
Açıklamada “Aynı dönem Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde gözaltında bulunan Avukat Murat Demir de 3 Ekim 1994 günü Kenan Bilgin’i emniyette gördüğünü, yoğun işkence gören Bilgin’in kendisini tanıtarak ‘Beni uzun zamandır burada tutuyorlar, mahkemeye çıkarmıyorlar, beni yok etmeyi amaçlıyorlar’ dediğini kamuoyuna açıkladı” denildi.
Ancak buna karşın ailenin tüm başvurularının sonuçsuz kaldığı ve sorumluların korunduğu ifade edildi. Tanıkların ifadelerinin de “polisi ve devleti küçük düşürmeye yönelik gerçek dışı iddialar olduğu” bahanesiyle görmezden gelindiği belirtildi.
İç hukukta sonuç alınamayınca AİHM’e taşınan davada Türkiye’nin Kenan Bilgin’i gözaltında kaybetmekten mahkum edildiği hatırlatıldı.
Anne Fincan Bilgin’in oğlunu ararken yaşamını yitirdiği belirtilen açıklama Kenan Bilgin’in kaybedilmesinden sorumlu olan polis ve dönemin devlet yetkililerinin yargılanması talebiyle sonlandırıldı.