Cumartesi Anneleri eylemlerinin 748. haftasında, gözaltında işkence ile katledilen Süleyman Cihan için adalet istedi.
Galatasaray Meydanı’ndaki yasak nedeniyle İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi önünde polis ablukası altında yapılan eylemde basın açıklamasını kayıp yakınlarından Besna Tosun okudu.
Gözaltında kaybetme ve cezasızlık politikasıyla birlikte Galatasaray Meydanı’nın yasaklanması teşhir edilerek başlayan açıklamada “Bu hukuk dışı engelleme, gözaltında kaybetme suçunun görünmez kılınması girişimidir. Suçun sorumlularının cezalandırılmasını engelleme çabasıdır. Bu yasaklama gözaltında kaybetme suçunun sorumlusunun devletin kendisi olduğunun ve tüm iktidarların da bu suçun ortağı olmayı sürdürdüğünün itirafıdır” denildi.
İşkence ile katledildi, kimsesizler mezarlığına gömüldü
Ardından ise 38 yıldır süren inkar ve cezasızlık politikasına karşın Süleyman Cihan'ı hatırlamak ve hatırlatmak için buluşulduğu belirtilerek şu bilgiler paylaşıldı: “31 yaşındaki 2 çocuk babası Süleyman Cihan İstanbul'da yaşıyordu. Devrimci kimliği nedeniyle 12 Eylül Askeri Darbesinin ardından hakkında arama kararı çıkartıldı.
29 Temmuz 1981 tarihinde Edirne'den İstanbul'a gelmek üzere bindiği yolcu otobüsü İstanbul'a yaklaştığı sırada sivil bir ekip tarafından durduruldu. Otobüsten indirilerek gözaltına alınan Süleyman Cihan, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Durumdan haberdar olan ailesi ve avukatları hemen, İstanbul Emniyeti l. Şube, 2. Şube ve Askeri Savcılık nezdinde girişimlerde bulundu. Ancak tüm girişimler sonuçsuz kaldı.”
23 tanık ifadesine rağmen İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın gözaltına alındığını reddettiği, 85 gün süren ısrarlı arayış sonucunda ağır işkence görmüş cansız bedeninin “meçhul kişi” olarak defnedildiği Zindanarkası Mezarlığı'nda bulunduğu aktarıldı.
Bu gerçek karşısında Süleyman Cihan’ın 29 Temmuz’da gözaltına alındığının kabul edildiği belirtilerek, ancak sahte bir belge düzenlenerek Süleyman Cihan'ın 30 Temmuz 1981 tarihinde yer göstermeye götürüldüğü apartmanın 6.katından atlayarak intihar ettiğinin yazıldığı anlatıldı.
Ailenin failler hakkında kamu davası açılması talebinin de karşılıksız bırakıldığı belirtilerek “Gözaltında kaybedilişinin 38. yılında bir kez daha ilan ediyoruz; kaç yıl geçerse geçsin Süleyman Cihan'ı unutmayacağız. Kayıplarımızdan ve kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray'dan vazgeçmeyeceğiz!” ifadeleriyle açıklama sona erdi.
“Her kaybımızın öyküsü aynı”
Basın açıklamasının ardından sözü Süleyman Cihan’ın abisi Ahmet Cihan aldı.
Polisin kardeşi için “altıncı kattan atlayıp intihar etti “ söylemlerine karşın Adli Tıp Kurumu raporunda işkence ile katledildiğinin ortaya konulduğunu belirtti.
Kardeşini gözaltına aldıran savcının 85 gün boyunca “Gözaltında böyle bir şahıs yok” dediğini anlattı.
“Her kaybımızın öyküsü aynı; devlet tarafından gözaltına alınıyor, devlet cezasızlık zırhıyla failleri koruyor” diyen Cihan “Hükümet olayı örtbas etmeye çalışarak, davaları zaman aşımına bırakarak bu suça ortak oluyor” dedi.
Cumartesi Anneleri’nin mezarı olmayanların mezarının olmasını, mezarı olanların ise faillerinin ortaya çıkarılmasını istediğini belirterek Galatasaray Meydanı’nın kayıp yakınlarına yasaklanmasına tepki gösterdi.
“Katiller yargılanana kadar, taammüden işlenen bu cinayetlerin failleri ortaya çıkarılana kadar, devletin görevlileri bir daha cinayet işlemesin diye biz bu mücadeleden vaz geçmeyeceğiz” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
“Bu olayda suç örgütlü işlenmiştir”
Av. Ömer Kavili ise ortada işkence ile öldürülen bir insan olduğunu belirterek “Bu dosyada sadece yürürlükte olan kanunların uygulamasını istedik” dedi.
“Bu olayda suç örgütlü işlenmiştir, Adı geçen emniyet görevlileri suç işlemiştir.
Cezasız bırakılan bu işkencenin failleri, şüphelileri görevlilerine devam etmiş ve daha sonraki faillere cesaret vermiştir” diyerek sözlerini sürdüren Kavili, Süleyman Cihan’a elektrik verildiğinin raporda ve fotoğraflarda sabit olduğunu ve tanıkların da bunu doğruladığını söyledi.
Ancak buna karşın siparişle Adli Tıp Kurumu’ndan bir ‘uzman’ imzasıyla hazırlanan raporda Cihan’a verilen elektrik nedeniyle oluşan yanıklar için “plajda güneşlenirken olduğu kanaatindeyim” denilmesini teşhir etti.
Son olarak “İşkence insanlık suçudur zamanaşımı yoktur” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Konuşmaların ardından eylem sonlandırıldı.