İsviçre’de 14 Haziran’da kadın örgütleri, sendikalar ve sol partilerin çağrısı ile birincisinden 28 yıl sonra yapılan ulusal düzeydeki ikinci büyük kadın grevinin (2. Landesweite Frauenstreik) yankıları devam ediyor. Sadece Basel’de 50 bin kişinin katıldığı gösterinin yankılarını hazm edemeyen sermaye çevreleri, grev öncesindeki tehditlerini grev sonrası saldırıya dönüştürme cüreti gösterdiler.
Grev öncesi birçok işyeri ve kurum greve katılmanın legal olmadığını deklare ederek hem katılımın önüne geçmeye ve hem de gözdağı vermeye çalıştılar.
Sermaye çevreleri greve bu denli büyük bir katılım sonrası bu tehdit ve gözdağını hayata geçirmeye cesaret edemediler. Ancak içlerinden bir tanesi, hem de devlet destekli bir kurum olan Kunstmuseum (sanat müzesi) böyle bir cüretkarlık yaptı.
Basel Kunstmuseum’da çalışan iki güvenlik görevlisi kadın işçi, 14 Haziran öncesi greve katılacaklarını üstlerine bildirmiş ve onlar da tehditkar bir şekilde ‘çıkışı göze alıyorsanız’ katılın diyerek açıkça tehditte bulunmuşlardı. Greve bir saat kala grev kararlarını tekrarlayan iki işçiye yine aynı cevaplar verilmiş; işçiler öngördükleri üzere, grevin başlangıç saatinde işi bırakarak yürüyüşe katılmışlardı.
Müze yönetimi grev sonrası iki işçiye, grev nedeniyle değil ‘güven ilişkisinin kalmadığını’ gerekçe göstererek çıkış verdi. Elbette ki işçiler bunun grev nedeniyle olduğunu çok iyi biliyordu. Zaman kaybetmeksizin sendika ve kadın örgütlerinin harekete geçmesi ile söz konusu çıkışlar Basel sınırlarını aşarak İsviçre çapında büyük bir kamuoyunun yaratılmasına neden oldu. Açılan imza kampanyası kısa sürede on bine ulaştı. Akabinde 22 Haziran’da Kunstmuseum önünde yapılan mitingle işverene baskı iyice arttı.
Tüm bu protesto ve baskılar sonucu müze yönetimi 24 Haziran Pazartesi günü geri adım atarak iki kadın işçinin işe dönmesini kabul etmek zorunda kaldı.
Buna rağmen 26 Haziran Çarşamba günü için Kunstmuseum önünde planlanan miting iptal edilmedi. 26 Haziran mitingine katılım az olmakla beraber, başarının kutlanmasına dönüşmesi önemliydi.
Burada dağılan bildiri yapılan konuşmada anlamlıydı.
‘Birimize yapılan saldırı hepimize yapılmıştır’ diye başlayan bildiri konuşmanın içeriğini de özetliyordu. Bildiri ve konuşmalarda Müze direktörünün de istifası talep edilerek, bunun bir kişi ve ya işyeri ile sınırlı bir tutum olmadığı, bir sistem sorunu olduğunun da altı çizildi.
Kızıl Bayrak / Basel