İsviçre’de kadınlar yine sokaklardaydı

2019’da İsviçre’de 28 yıl aradan sonra gerçekleşen ikinci büyük kadın grevinde yüz binler sokaklara inmişti. Bu yıl da kadınlar eşit işe eşit ücret başta olmak üzere taleplerini yeniden haykırmak için yine sokaklardaydı.

  • Haber
  • |
  • Kadın
  • |
  • 14 Haziran 2020
  • 23:54

14 Haziran 2019’da sokakları dolduran yüz binlerce kadın, İsviçre tarihinin en büyük grevine imza atmışlardı. Kadınlar “28 sene önce eşit işe eşit ücret talebinde bulunduk. Dönüp geriye baktığımızda kadınların aynı işlerde yaklaşık yüzde 20 daha az ücret aldığını görüyoruz. Bu sadece özel sektörde değil, kamuda da böyle. Şimdi biz eşit işe eşit ücreti talep etmiyoruz, istiyoruz” diyerek taleplerini dile getirmişlerdi.

2019 grevinin ardından hükümet sözcüleri eşitsizliğin en kısa zamanda giderileceğisözleri vererek kadınların öfkesini dindirmeye yönelik açıklamalar yapmışlardı. Bir yıl aradan sonra dönüp bakıldığında verilen hiçbir sözün yerine getirilmediğini belirten kadınlar, bugün Basel, Cenevre, Zürih, Lozan ve Bern başta olmak üzere birçok kentte kadınlar, korona salgını kısıtlamalarına rağmen kitleler halinde sokağa çıkarak taleplerini yeniden haykırdılar.  

Basel’de beş ayrı yerde gerçekleşen kadın grevine binlerce kadın katıldı. Cenevre, Bern ve Zürih’te de kadın grevine binlerce kadın katıldı.

Bu yılki eylemlerde de geçen yıl olduğu gibi kadınlar; “Beraber zincirleri kıralım”, “Özgürlük için savaşıyoruz”, “Bizim emeğimiz son derece değerli”, “Ücret eşitliği istiyoruz”, “Kapitalist ataerkilliği ve tüketimi reddediyoruz”, “Biz olmadan her şey durur”, “Bizler kendimizi gündelik hayat içinde cinsiyetçiliğe ve ırkçılığa karşı savunuyoruz”, “Bizler özgürleştiren eğitim istiyoruz”, “Bizler cinsiyetçi, homofobik ve transfobik şiddete karşı duruyoruz”, “Bizler iklim adaleti ve küresel ısınmaya karşı gerçek bir mücadele istiyoruz”, “Bizim bedenimiz bize ait” vb. şiar ve taleplerle sokaklardaydı.

Lozan'da grev

Lozan’da koronavirüs nedeniyle, kadın grev ve yürüyüş yerine küçük gruplar halinde mitingler ve eylemler düzenledi. Eylemlerin dün gece saat 23.30’da şarkı, slogan ve konuşmalarla başladı. Vaud kantonunun 3 farklı yerinde miting yapıldı. 3 yerde de kadınların koşulları ile ilgili farklı konular ele alındı. Sallaz’da "koronavirüste ön planda olan işçi kadınlar", Riponne’da "ırkçı şiddet ve siyah kadınların toplumdaki yeri", Ouchy’de “Sağlık ve eğitimde çalışan emekçi kadınlar” gündemdi.

Feminist ve anti-kapitalist vurguların öne çıktığı mitinglerde, "Kadınlara hükmetmek isteyenlere cevabımız direniş”, “Eşitsizliğe son, mücadeleye devam” sloganları atıldı,

pankartlarda “Siyahların hayatı değerli”, “Suçlu devlet, suç ortağı polis”, "Tüm baskılara karşı, birlikteyiz” şiarları yer aldı.

Mitinglerde yapılan konuşmalarda, emekli yaşının indirilmesi, eşit işe eşit ücret, mültecilere hak tanınması, koronavirüste önplanda olan sağlık ve satiş çalışanlarının maaşlarının yükselmesi, kapitalist sistemin insanlığı sömürmesi, doğa talanı üzerinde duruldu. 

Konuşmalardan sonra saat 15.24  bütün ülkede Şilili kadınların "El violador eres tu" danslı protestosu gerçekleştirildi. Riponne’daki 3 bin gösterici Saint-Francois'e küçük bir yürüyüş başlattı. Orada toplanan tüm eylemciler, şarkı, slogan, danslarla, grevi sonlandırdı.

“Kapitalizmin vitrini”nde kadın hakları

Kapitalizmin “vitrini”, demokrasinin “kalesi” olduğu öne sürülen İsviçre’de kadınların en temel haklarının tanınıp yasallaşması, yakın denebilecek bir tarihte mümkün olabilmiştir. Kadınlar ulusal düzeyde seçme ve seçilme hakkına ancak 1971’te kavuşabilmiş, Appenzell kantonunda bu hakkın tanınması 1991’i bulmuştur. Erkekler gibi kadınların da çocukları üzerinde ebeveynlik hakkını elde etmeleri 1978’de gerçekleşmiş, eşit haklar ilkesi Federal Anayasa’ya ancak 1981’de dahil edilebilmiştir. Kadınlara özgü sorunların iltica talebine gerekçe olarak gösterilmesinin İltica Yasası’nda yapılan bir değişiklikle kabul edilmesi 1999’da, kürtajın yasal hale gelmesi 2002’de ve anneliğin korunması hakkının hayata geçmesi ancak 2005 yılında gerçekleşmiştir.

Kapitalizmin “vitrini” bu küçük ülkede kadınlar bu hakları uzun ve çetrefilli mücadeleler sonucunda ancak elde edebilmişlerdi.

Kapitalizmin “vitrini” denilen İsviçre’de en temel haklarını uzun mücadeleler sonucu elde eden kadınlar, eşit işe eşit ücret”, “cinsiyetçi baskıların son bulması, aile içi şiddetin son bulması için “derinden değişimin zamanı geldi” diyerek, taleplerini dile getirerek, bedeli uzun mücadeleler sonucu da olsa elde etmeye kararlılar.

Kızıl Bayrak / İsviçre