14 Haziran Kadın Grevi’ne doğru...

Lozan başta olmak üzere Fransız kantonlarında 14 Haziran Kadın Grevi’ne güçlü bir katılım hedefiyle özenli ve ciddi bir çalışma yürütülmektedir.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 06 Haziran 2019
  • 14:31

Lozan’da sosyal danışman olarak çalışmaktayım ve aynı zamanda sendika üyesiyim. Kadın grevine hazırlık çalışmalarını gazetemiz Kızıl Bayrak okuyucularına özetlemek istiyorum.

2 Haziran 2018’de Fransızca konuşulan kantonlardan 150 kadın “Kadın grevine!” şiarıyla Lozan’da yapılan bir toplantıda bir araya geldiler. Toplantıya, Kamu Sendikası-SSP ve USV (Union syndicale Vaudoise) gibi sendikalar, feminist dernekleri, kadın dernekleri, sivil toplum örgütlerinde yer alan kadınlar, öğrenciler, LGBTIQ+ derneklerinin kadınları katıldı.

Bu toplantının düzenlendiği zaman İsviçre’nin çeşitli bölgelerinde bir dizi kadın kurumu zaten bir süre önce Kadın Grevi’ne hazırlık çalışmaları yürütmekteydiler. Bunlar aynı zamanda enternasyonalist hareketlerle de ilişki halindeydiler. Kürt kadın hareketi de bunlardan biriydi.

Feminist bir grev fikri, İsviçre Sendikaları Birliği Kongresi’nde birkaç kadının inisiyatifiyle gündeme getirildi. Uluslararası alanda gelişen kadın hareketi, 8 Mart’a geniş çaplı katılım, İsviçre Anayasası’nda ve Federal Yasa’da eşitlik olmasına rağmen halen gelir eşitsizliğin olması, Federal Parlamento’nun çatısı altında yaşanan taciz davalarının büyümesi vb. olgular hem kadın grevinin hem de bunun feminist kadın grevi olması fikrinin gerekçeleri olarak ileri sürüldü. Ulusal bir bakış açısından hareket edilmemesi ve göçmen kadınların kendini dışlanmış hissetmemeleri için greve enternasyonal bir karakter kazandırmak bakış açısının gerekleri üzerine tartışıldı.

Toplantıda bir araya gelen kadınlar, sadece feminist yaklaşımın doğru ve kapsayıcı olmadığı, bunun toplumsal yaşamın çeşitli alanlarındaki kadın kitlelerini ve başka düşüncelerin taşıyıcısı kadın örgütlerini de kapsaması fikrini tartıştılar. Tartışmanın öteki başlığı sorunun tek başına feminist kadınların sorunu olmadığı, dolayısıyla da sadece feministlerin bunu başaramayacağıydı. Bu fikre, “Kadın sendikacılar bunu tek başına yapamaz. Feministler tek başına bunu yapamaz. Kadın dernekleri ve siyasi partilerin kadınları bunu tek başına yapamaz vb.” biçiminde maddi dayanak da kazandırılmak istendi.

Bu toplantıdan sonra, Vaud, Cenevre, Fribourg, Valais, Ticino ve Neuchatel’de yerel kolektiflerin oluşturulması için bir dizi adım atıldı.

Grevin, “Kadın grevi mi yoksa feminist grevi mi?” olarak tanımlanması da temel bir tartışma konusuydu. Burada ayrıntısına girme gereği duymadığım tartışmalar sonucunda grevin, “Kadın/Feminist Grevi” olarak tanımlanması konusunda ortaklaşıldı. Erkekler dışlanmadılar, “grevle dayanışan erkekler” olarak tanımlandılar. Erkeklerin grev yapmak zorunda olmadıkları ama “grevci kadınlara, eşlerine, iş arkadaşlarına çok yönlü destek ve dayanışma”da bulunabilecekleri dile getirildi.

Grevin illegal veya legal olması, değişik bölgelerdeki kolektiflerin gündeminde olan önemli bir öteki konuydu. İsviçre Anayasası’nda politik içerikli grevlere yer verilmediği için grevin güçlü olması özel bir önem kazanmaktadır. Zira güçlü bir grev yasal ve dokunulmaz olur. Bu konuda kamu sendikası ve UNIA sendikasında çalışan hukukçular tarafından bilgilendirme ve sendikalar tarafından kursların organize edilmesi ihtiyacı gündeme getirilip kararlaştırıldı.

Bölge kolektiflerinde, bir manifesto hazırlamak için çalışma grupları örgütlendi ve tartışmalar sonucu manifesto hazırlandı. 19 maddelik manifestonun bazı maddeleri şunlar:

1) İş-ücret eşitsizliği: Kadınlar ve erkekler arasında %20 ücret farkı var. Bu eşitsizliğin kadınların emeklilik aylığı üzerinde de etkileri var. Ek olarak, çoğunlukta çalıştığımız işletmelerde (üçüncül sektör, bakım sektörü, satışlar vb.) ücretler daha da düşüktür. Psikolojik ve cinsel taciz, ayrımcılık vb. yaşanmaktadır. Ayrıca kamu hizmetlerinde büyük kesintilere gidilmektedir,

2) Şiddet-cinsel taciz: Cinsiyetçilik ve ayrımcılık… Biz kadınlar cinayetlere ve şiddete maruz kalıyoruz. Kamusal, özel ve profesyonel alanda bunlar gündelik yaşamımızın bir parçası. Bedenimiz ve doğurganlığımız hakkında sadece biz söz sahibi olmalıyız.

3) Göç ve ırkçılık: Uluslararası dayanışma ve eko-feminizm… Göçmen kadınların koşulları fecidir. Ülkelerinde oldukları gibi umut olarak gördükleri İsviçre yolculuklarında da şiddet yaşadılar. İşin başka bir acı yanı ise kölelik koşullarında çalışıyor olmalarıdır. Bazılarının başkaları tarafından sömürülmesini reddediyoruz! Kapitalist üretim tarzı her alanda öldürüyor. Kadınların tarım alanındaki sömürüsü ise daha vahşicedir.

4) Kapitalizm ataerkilliği ve tüketimi: Kapitalizm, tüketim tarzımız, yaşam şeklimiz üzerinde giderek daha fazla ağırlık oluşturuyor. Satış elemanları olarak çalışan kadınlar, yaşam ve çalışma koşullarını baltalayan bir politikanın kurbanlarıdır (uzun iş saatleri, düşük ücretler vb.).

5) Siyasi ve kamusal alan: Kadınlar hala azınlıktadır. Yaşlı ve zengin erkeklerin egemen olduğu bu çevrelerde kadınların taleplerini duymak imkansızdır.

Bununla birlikte Almanca ve İtalyanca bir internet sitesi hazırlandı ve Fransızcaya da çevrildi: https://frauenstreik2019.ch.

Vaud Kantonu’nda, birçok bölgede (Nyon, Renens, Vevey, Yveron vs.) mahallelerde, yerel derneklerde ve üniversitelerde, yüksekokullarda kadın grevi için kolektifler oluşturuldu. Her kolektif kendi çapında facebook sayfası, site, twitter, mail aracılığıyla ilişkiler geliştirdi ve eylemler düzenlendi. İş ve eğitim alanında neler talep edebilirim ve kadın sorunu üzerine, kadına yönelik şiddet ve baskı üzerine tartışmalar düzenlendi.

UNIA, USV, SSP vb. sendikalar işyerlerinde kadın grevine yönelik çalışmalar yürüttüler, yürütmektedirler. Greve katılımın sınırlandırılması için işyerlerinde baskılar yaşanıyor ve işten atılmak korkusu yaratılmak isteniyor.

Bölge kolektifleri, yani değişik kantonlarda oluşan kolektifler kendi aralarında düzenli iletişim sürdürdüler. Farklı kantonlardaki kolektiflerin temsilcilerinin katılımıyla ve herkese açık olacak şekilde İsviçre çapında merkezi bir koordinasyon oluştu. Ayda bir kez toplanan bu koordinasyonda çalışmanın sorunlarını tartışmaktadır. Kantonlardaki kolektiflerin her bir koordinasyon oturumuna en az bir temsilci göndermeleri özellikle önemsenir. Koordinasyon ayrıca, kolektifler tarafından temsil edilmeyen, ancak grevin örgütlenmesinde yer almak isteyen topluluklar arası veya dernekler arası birliklere de açıktır.

Ayrıca grev, e-mailin yönetimi, kayıtların güncellenmesi ve toplantıların gündeminin hazırlanması gibi idari ve pratik yönleriyle ilgilenen bir sekretaryaya da sahiptir.

Lozan başta olmak üzere Fransız kantonlarında 14 Haziran Kadın Grevi’ne güçlü bir katılım hedefiyle özenli ve ciddi bir çalışma yürütülmektedir.

Lozan BİR-KAR taraftarı bir sosyal danışman