Yeni bir MESS Grup TİS süreci Eylül ayı itibariyle başlayacak. Ancak sermaye çevreleri ve hükümet fiili olarak süreci başlatmış bulunuyorlar. Masaya metal işçisi adına oturacak sendikalarda ise hiçbir hareketlilik yok. TM şatafatlı bina açılışları, patronlar ve şirket CEO’larının ağırlandığı genel kurullar vs. derdinde. Birleşik Metal taslak çalışmaları diye göstermelik toplantılarla göz doldurma peşinde. Çeliş İş’in varlığı-yokluğu hala tartışmalı, etkisiz eleman...
Zor bir TİS süreci bizleri bekliyor. Ekonomik kriz, ağırlaşan yaşam ve çalışma koşulları, baskılar, işten atmalar derken, artan ihtiyaçlarımız, yükselen beklentilerimiz ortada. Sermaye çevreleri ve AKP el ele vermiş TİS süreçlerinde sefaleti dayatma, hak gasplarını arttırma, krizin faturasını biz işçilere çıkartma derdindeler. Yeni ekonomi paketleri gündeme getiriyorlar. Patronlar istiyor AKP hayata geçiriyor. Kıdem tazminatını gasp et, BES’i zorunlu hale getir, yağmalanacak yeni fon yarat, çalışma yaşamında kuralsızlığı daha da pekiştirecek yasalar çıkart vb...
Tüpraş sözleşmesinde YHK darbesiyle %6 zam ve 3 yıllık sözleşme dayatıldı. MATA’da Birleşik Metal 3 yıllık sözleşmeye ve sefalet ücretine imza attı. 200 bin işçiyi ilgilendiren Kamu TİS’lerinde hükümet %6 zam teklif etti.
Kardeşler!
Belli ki hükümet ve sermaye peşi sıra gelen TİS süreçlerinde kendilerine göre bir çıta belirlemişler ve teker teker hayata geçiriyorlar. 3 yıllık sözleşme, %5-6 oranında zam ve bir dizi hak gaspı. Bunlara eklenen grev yasakları tehdidi. Yani biz ne istersek o olur mesajı...
TİS toplu pazarlık ise, grev hakkı olmayan işçinin yani üretimden gelen gücünü kullanamayan işçinin pazarlıkta ne gibi bir yaptırım gücü olabilir? Evet, ülkede son yıllarda TİS süreçleri bir orta oyununa dönüşmüş bulunuyor. Grev yasaklarına karşı kılını kıpırdatmayan, grev hakkı olmadan sendikalı olmanın bir anlamı olabilirmiş gibi davranan sendika ağalarıyla danışıklı dövüş oyunları. Bu oyunu ancak biz metal işçileri bozabiliriz.
Tüm bunlar olurken sendikalar ne yapıyor? Hiçbir şey! Onlar adına tarihi dedikleri protokollerle kendilerini güvenceye almaya, kuru laf kalabalığı ile günü kurtarmaya, süreci geçiştirmeye çalışıyorlar. TM’ciler “fabrikalarda protokol imzaladık, ses çıkartanın canına okuyacağız” diye dolanıyor. Birleşik Metal güya toplantılarla sürece hazırlanıyor ama hemen her gün bir şeyler oluyor ses-seda yok. TİS’i masa başından ibaret görüyor; ne verirlerse onu alır, iki cilalı sözle propagandasını yapar, kurtarırız diye düşünüyorlar.
Metal işçisi kardeşim! Biz sürece müdahil olmazsak, başımıza yeni bir çorap örmeleri işten bile değil. Görünen köy kılavuz istemez. Dayatmaları püskürtmek, haklarımızı kazanmak ancak bizlerin birliği ve örgütlülüğü sayesinde olacak. Başlamak için en iyi gün bugün. Tabandan birliğimizi kuralım, taleplerimizi belirleyelim, dayatmalara karşı çıkalım, sendika ağalarına tepkimizi ve basıncımızı gösterelim ve her şeyden önemlisi ses vermeye başlayalım. Nasıl yapacağımızı Metal Fırtına zamanı gördük, öğrendik, sonuçlarını da aldık. Zaman bekleyecek, sendika ağalarının oyalamalarına takılacak zaman değil. Beklemek malum sonucu kabul etmek demek.
(Metal İşçileri Bülteni’nin Temmuz 2019 tarihli sayısından alınmıştır...)