1884 yılında kurulan Cibali Tütün fabrikası, cumhuriyetin ardından 1925 yılında Fransız tütün işletmecisinden devlete devredildi. 1940 yılına kadar ülkedeki sigara üretimini tek başına karşılayan Cibali Tütün fabrikasında çalışanların çoğunluğu kadın idi.
Bir dizi sosyal hakka sahiptir Cibali tütün işçileri. Öğle yemeği, revir, işçilerin acil maddi ihtiyaçlarının karşılanması için “işçi sandığı” gibi... Bu hakların verilmesinde o dönemde tütün üretiminde Cibali’nin özel yeri olduğu kadar, işçilerin dayanışmasının belirleyici olduğu görülmektedir. Aynı zamanda 40’lı yıllarda fabrikada kreş açılır. Cibali tütün fabrikası kreşi, Türkiye’de ilk fabrika kreşi olarak bilinir. Kreşe işçiler doğrudan müdahil olurlar. Çocuklara işçilerden ayrı yemekler çıkar, doktor kontrolü yapılır. Hatta fabrika yönetimi tarafından da övgüye konu edilir.
Türkiye’de sınıf hareketinin yükseldiği 70’li yılların sonunda en dinamik fabrikalardan biridir Cibali. İşçi eylemlerinde, grevlerde, direnişlerde başta kadın işçiler olmak üzere Cibali işçileri yerlerini alır.
21 Aralık 1979 sabahı, Cibali Tekel işyeri temsilcisi, sabah vardiyaya gelirken faşistler tarafından katledilir. Bunu duyan işçiler ilk vardiya iş bırakır, iki gün boyunca işyeri temsilcisinin katledilmesini protesto etmek amacıyla üretim durdurulur. Sonrasında biriken sorunlar için direniş devam eder. Bu sorunları sıralarsak; can güvenliğinin olmaması, Tek Gıda İş Sendikası’nın 22 ay geçmesine rağmen TİS görüşmelerine başlamaması, yemeklerin iyi çıkmaması, servislerin olmaması, kreşin kapasitesinin yetersizliği... Cibali Tekel işçilerinin direnişi sıkıyönetimin, hükümetin, sendika bürokratlarının baskı, tehditlerine rağmen iki ay boyunca devam eder.
12 Eylül darbesi tüm toplumun üzerinden silindir gibi geçmesine rağmen, 80’lerin ikinci yarısından itibaren işçi sınıfı yeniden uyanışa geçer. 89 bahar eylemleri adı verilen Türkiye’nin en yaygın ve kitlesel işçi eylemlerinde Cibali Tekel işçileri de aktif bir şekilde yeralır. 80 darbesinin ardından uygulanan ekonomi politikalar sonucu işçiler alabildiğine yoksullaşmış durumdadır. Sorunlar birikmekte, öfke günden güne artmaktadır. Cibali Tekel de kadın işçiler için ekonomik sorunların yanında en ciddi sorun kreşin kapasitesinin yetersizliğidir. Yaklaşık 40 kadın işçinin aynı dönem hamile kalması ve kreş sırasının bir türlü gelmemesi kadınları harekete geçiren önemli bir gündem maddesi olur. Kadınlar yeni kreşin açılması için imza toplayıp Sosyal Sigortalar Kurumu’na verirler. Ardından cumhuriyet gazetesine haber yaptırırlar. İki hafta sonra SSK’dan müfettişler gelerek inceleme yaparlar ve kısa süre içinde kreş genişletilerek sorun çözülmüş olur. Kreş hakkının kadın işçilerin öz gücü ve inisiyatifleri ile çözülmesi kadınlara özgüven sağladığı gibi, sonraki süreçte sendika seçimlerinden bahar eylemlerinde kadınların ön saflarda yeralmasına da etki sağlar.
Cibali Tekel fabrikası 1994 yılında kapatıldı. Buna rağmen kadın işçilerin mücadelesi, gelecek kuşaklara miras olarak kaldı.
İşçi-Emekçi Kadın Komisyonları