Kreş tartışması 31 Mart yerel seçiminden beri gündemde. “Biz iktidara kreş demeyi öğrettik.” diyen Ekrem İmamoğlu’nun öne çıkan seçim vaatlerinden biri, İstanbul’a ilk etapta 150 mahallede, sonrasında da tümünde kreş açmaktı. Binali Yıldırım’ın kreş vaadi ise “kreş olmayan 300 mahallede 955 kreş” idi. 23 Haziran seçimlerinin ardından mazbatasını alan İmamoğlu’nun kreş vaadinin ne kadarını gerçekleştireceğini zaman gösterecek.
23 Haziran seçimlerinin ardından İmamoğlu’nun kreş vaadi TÜSİAD’ın İmamoğlu’nu tebrik ziyaretinde de gündeme geldi. Ziyarette, “Kadınların çalışma hayatına katılımı önündeki zorluklar konusundaki araştırmalar, çocuk bakımının belirleyici nedenlerden birisi olduğunu gösteriyor. Kreşlerin yaygınlığı ve ekonomik olarak erişilebilirliği yeterli değil” denilerek, TÜSİAD’ın kreşlerin yaygınlaştırılmasına yönelik raporu sunuldu. İmamoğlu ise, “Ortak akıl masasına gerçekten derin kabiliyetleri olan aynı zamanda çok ciddi hazırlıkları olan, sosyal politikalar açısından hassas oldukları alanda çok özel hazırlıkları olan TÜSİAD’ın veri tabanından faydalanmak istiyoruz” diyerek, kreş projelerini hayata geçirirken sermayenin ihtiyaçlarını gözeteceğinin sinyalini vermiş oldu.
Görüşmede adı geçen TÜSİAD raporunda kreş sorunun çözümü için neler öneriliyor?
TÜSİAD’ın “İş ve Özel Yaşam Dengesi Yolunda Çocuk Bakım ve Kurumlarının Yaygınlaştırılması” raporu Şubat 2019 tarihli. Hemen 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü öncesinde yayınlanan raporda kreş hizmetinin yaygınlaştırılmasının önemi ekonomik ve toplumsal fayda açısından değerlendirilmekte, kreş uygulamaları ile ilgili dünya örnekleri incelenmekte, Türkiye’deki uygulamalar değerlendirilmekte, ardından da Türkiye’de kreşlerin yaygınlaşması için öneriler getirilmektedir.
TÜSİAD’ın raporunda sunulan önerilerde sermayenin üzerindeki “kreş yükü”nü hafifletecek bir dizi önerinin yanı sıra, devletten sermaye için vergi indirimleri, teşvikler talep edilmektedir. En fazla öne çıkan öneri ise TÜSİAD’ın “Kreş Çeki/Kuponu” önerisidir. “Kreş Çeki/Kuponu” uygulaması raporda şöyle açıklanmaktadır: “Kreş hizmetlerinden faydalandırılacak çalışanlara (anne ya da baba) yemek fişlerine benzer, bu işlerle ilgilenen işletmeler tarafından organize edilen ve işverenler tarafından satın alınan ‘Kreş Çekleri’ verilmesi.” Böylece hem kuponun organize edilmesi için sermayeye yeni bir alan açılırken hem de patronlar üzerindeki yük azaltılmaya çalışılmaktadır. Öneride vurgulanan yemek fişi uygulamasının çalışanlar açısından gerçek hayattaki karşılığı dikkate alındığında kreş çeki ile özel bir kreşin masrafının karşılanamayacağı açıktır. Kısacası “Kreş Çeki/Kuponu” önerisi TÜSİAD’ın kreş sorununa bakış açısının ve çözümünün iyi bir özetini sunmaktadır.
“Belediyelerin Kreş Hizmetlerinin Yaygınlaştırılması” başlığı altında yapılan bir diğer öneride, “Belediyeler hem kreş hizmeti sunumunda özel sektörle iş birliği yapabilmeli hem de ihtiyaçlar ve talepler doğrultusunda özel sektör çalışanları için bu hizmeti verebilmelidir. İşverenlerin çalışanları için kreş hizmetlerini belediye kreşlerinden almaları durumunda GVK 23/16 kapsamındaki vergi istisnasından yararlanılabilmelidir.” denilmektedir. Böylece belediyelerin sermaye için kreş açması ve sermayedarların sanki kendileri kreş açmışlar gibi vergi indiriminden yararlandırılması talep edilmektedir.
Peki belediyelerdeki mevcut durum ne?
“Belediyelerin Kreş Hizmetlerinin Yaygınlaştırılması” başlığı altında sunulan istatistiki veriler ise mevcut haliyle İstanbul’da yerel yönetimlerin sundukları kreş hizmetini anlamak açısından faydalı bilgiler sunmaktadır. Raporda yer alan 2018 verilerine göre İstanbul’da belediyelerin açtığı kurumlarda 5 bin 782 çocuk bakım ve eğitim hizmeti almakta, İstanbul’un 39 belediyesinden 16 tanesi kreş veya gündüz bakımevi hizmeti vermektedir. En fazla kreş sayısının olduğu Sancaktepe’de bu sayı 15’tir. Kreş veya gündüz bakımevlerinin hizmet verdiği çocukların yaşları Maltepe, Avcılar ve Sancaktepe belediyeleri haricinde 3 yaştan (36 ay) başlamakta, Avcılar, Beyoğlu, Sancaktepe ve Tuzla Belediyeleri’nin kreş hizmetleri ücretsiz iken, diğer belediyelerde ücretler 220 ila 700 TL arasında değişmektedir. Kısacası belediyeler mevcut haliyle çok sınırlı ve büyük oranda paralı olarak kreş imkanı sunmaktadır.
Mevcut istatistikler belediyelerin kreş ihtiyacını karşılamanın çok gerisinde olduğunu göstermektedir. İmamoğlu’nun TÜSİAD destekli “İlk aşamada 150, sonrasında her mahalleye kreş” vaadinin ise sermayenin taleplerini karşılamak eksenli yürüyeceği görülmektedir. Ayrıca belediyelerin imkanları ve bütçesi dikkate alındığında İstanbul’daki ilkokul öncesi çocukların kreş ihtiyacının belediyeler aracılığıyla çözülemeyeceği açıktır. Bu durumda yapılması gereken ilkokul öncesi her çocuk için “nitelikli ve ücretsiz kreş” talebi için dişe diş mücadele vermektir.