İstanbul Kartal’da 1 Eylül Dünya Barış Günü mitinginde buluşan kitleler AKP iktidarının içeride ve dışarıda yürüttüğü savaş ve saldırganlık politikalarını protesto etti.
Ahmet Şimşek Koleji önünde buluşulduktan sonra kortejler oluşturularak Kartal Meydanı’na yürüyüş gerçekleştirildi. DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin yanı sıra HDK, EMEP, TİP, Halkevleri, ESP, Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu’nun (BDSP) da aralarında olduğu siyasi parti ve derneklerin katıldığı yürüyüşte en önde İstanbul Emek ve Demokrasi Güçleri’nin “Savaşa karşı barış, kayyuma karşı halk iradesi” pankartı taşındı.
Polisten Kızıl Bayrak gazetesine engelleme girişimi
Kortejlerde savaş ve saldırganlık politikalarına, kayyım saldırısına, kadına yönelik şiddete karşı dövizler ve pankartlar taşındı, sloganlar atıldı. “Gerici-faşist zorbalığa geçit yok!” şiarlı pankartının taşındığı BDSP kortejinde de bunlara ek olarak devrim ve sosyalizm şiarları yükseltildi; “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni!”, “Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği!”, “Sınıfa karşı sınıf, düzene karşı devrim, kapitalizme karşı sosyalizm!”, “Yaşasın sosyalist işçi-emekçi cumhuriyeti!” sloganları haykırıldı.
BDSP kortejinin alana girişinde polis keyfi bir şekilde Kızıl Bayrak gazetelerini engellemeye çalıştı. Polis keyfi yasaklamaya “Tertip komitesi istemiyor” bahanesini öne sürse de bunun yalan olduğu kısa sürede ortaya çıktı. Bunun üzerine polis dayatması boşa düşürülerek alana giriş yapıldı. Polisin, sabah Tertip Komitesi’ne bildiri ve gazeteleri engelleyeceğini söylediği öğrenilirken, bu dayatma böylece kabul edilmemiş oldu ve alanda Kızıl Bayrak gazetesi satışı yapıldı.
“Barışı halklar kuracak”
Kortejler alana ulaştıktan sonra devrim mücadeledesinde yaşamını yitirenler için saygı duruşunda bulunuldu. Miting programı Tertip Komitesi adına yapılan konuşmayla devam etti. Atilla Özdoğan, savaşa karşı barış şiarını haykırmak için buluşulduğunu ifade ederek, halkların kuracağı barışın önemine işaret etti.
Devamında, kayyım atanarak görevden alınan Mardin Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Ahmet Türk’ün gönderdiği mesaj okundu. Hakkında çıkarılan adli kontrol kararı nedeniyle mitinge katılamadığını ifade eden Ahmet Türk, “Barış; iradesini kayyımlara teslim etmeyenlerin kararlılığı, örgütlü duruşu ile gelecek” vurgusu yaptı ve Dünya Barış Günü’nü kutladı. Mesajın okunmasının ardından müzik dinletisi için Gölge Kültür sahne aldı.
“Tek adam rejimi için savaş politikaları uygulanıyor”
Sonrasında, Şebnem Korur Fincancı ve Orhan Alkaya tarafından ortak açıklama okundu. 1 Eylül’ün 1939’da Polonya’nın işgali ve 2. Emperyalist Paylaşım Savaşı’nın başladığı gün olduğu hatırlatılan açıklamada, iki dünya savaşına karşın dünyada barışın hakim kılınamadığı üzerinde duruldu ve günümüzde devam eden emperyalist hegemonya mücadelelerine, savaşlara değinildi. AKP iktidarının savaş politikalarının yürütücüsü olduğu üzerinde durulan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Milli güvenliği, beka meselesi olarak gösteren AKP ve Erdoğan iktidarı, Suriye'de ve bölgede Kürt halkının kazanımlarını bir tehdit olarak görmekte, bunun üzerinden yürüttüğü milliyetçi, savaş ve çatışma yanlısı politikaları ile muhalefeti ve tüm toplumsal kesimleri susturmaya, yedeklemeye, ayrıştırmaya ve hizaya çekmeye uğraşıyor. Ekonomik ve siyasi olarak sıkışan iktidar, savaş ve çatışma siyasetini tek adam rejimini sürdürmenin vazgeçilmez bir aracı olarak uyguluyor.”
“Silahların sesi açlığın, yoksulluğun sesini bastırıyor”
Devamında, ekonomik krizin emekçilere fatura edildiği üzerinde durulan açıklamada, “Bölgede ve ülkemizde savaşın, silahların sesi, yoksulluğun, açlığın, işsizliğin, mülteci dramının, kadın cinayetlerinin sesini bastırmaktadır” denildi. Erdoğan’ın merminin fiyatıyla ilgili sözlerinin teşhir edildiği açıklamada, ekonomik krizin yarattığı sefaletin küçümsendiği, işçi ve emekçilere dayatılan sefalet ücretlerinin meşrulaştırılmaya çalışıldığı belirtildi.
Kadın cinayetlerinin politik mahiyetine dikkat çekilen açıklamada, doğayı talan politikaları ile ülkenin doğal zenginliklerinin emperyalist güçlere peşkeş çekildiği ifade edildi.
Tek adam rejiminin demokrasiyi hiçe sayan uygulamalarına dikkat çekilen açıklamada kayyım saldırısının bütün Türkiye halklarının hakkını hedef aldığı üzerinde duruldu. “AKP kendi içindeki bölünme ve yeni parti kurma çabalarını da bertaraf etmek için herkesi AKP'nin bekası için hizaya sokma çabasındadır” denilen açıklamada AKP-MHP dinci-faşist iktidarının miadını doldurduğu, ömrünü baskı, yasak ve savaş politikalarıyla uzatmaya çalıştığı ortaya kondu. Bu saldırıları hep birlikte püskürtme vurgusuyla açıklama noktalandı.
Açıklamadan sonra MKM Müzik Grubu’nun seslendirdiği ezgilerle miting noktalandı.