Savaşın kaynağı kapitalizme karşı mücadeleye!

“Savaşa hayır” demek çözümü bulanıklaştırıyor. Biz ezilenlerin ezenlere karşı başlattığı savaşlara “Hayır” mı diyeceğiz? Elbet demeyeceğiz. Biz işçi ve emekçiler, emperyalist-kapitalist dünya sisteminin efendilerinin eseri olan haksız savaşlara “Hayır” demeliyiz. Dünya halkları iki dünya savaşı ve onlarca bölgesel savaşı yaşadılar. On milyonlarca canla bedel ödendi. Milyonlarca insan haksız savaşlarda yaşamını yitirirken, dünya halkları savaşın ağır faturasını ödemek zorunda kaldılar.

  • Mücadele postası
  • |
  • Güncel
  • |
  • 05 Eylül 2019
  • 10:05
ikon

Kayseri İşçi Birliği olarak, ellerimizde taleplerimizi içeren dövizlerimizle, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Kayseri Meydanı’nda yapılan basın açıklamasına katıldık. Belki de ilk defa 1 Eylül Dünya Barış Günü etkinliğinde biz işçiler de yer almıştık. Coşkuluyduk. Eylemden sonra duygularımı paylaşmak istedim.

Polonya’yı işgalden iki ay öncesine kadar hiçbir ülkeye saldırmayacağını söyleyen Hitler şöyle diyordu: “İnsanları seviyorum, çiçekleri seviyorum, hatta Yahudileri de…” Bu sözlerin yalan olduğu çok geçmeden anlaşıldı. Alman orduları 1 Eylül 1939 yılında Polonya’ya saldırdı. Bunula da bitmedi. Hitler 6 milyon Yahudi’nin katledilmesinin emrini veren kişi oldu. Ve 6 yıllık savaşın sonunda Sovyet Kızıl Ordusu, Alman emperyalizmini durdurdu. Alman emperyalizminin yenilgisinin mimarı oldu.

Savaşlar emperyalist-kapitalist dünya sisteminin beslendiği kaynaklardan biridir. Kapitalizm savaştan beslenir. Kapitalizmin dünyaya yayıldığı bugünkü koşullarda bölgesel savaşlar süreklilik kazanmış durumda. Emperyalistler arası çelişkiler durmadan keskinleşiyor. Bölgesel vekalet savaşlarının ardında emperyalistler bulunuyor. Emperyalist işgalin, yağmanın, katliamların, dünyanın kan gölüne dönmesinin sorumlusu olan emperyalist-kapitalist sisteminin ağababalarının Dünya Barış Günü ile ilgili yaptıkları açıklamaların dünya halkları nezdinde zerrece kıymeti harbiyesi yoktur.

Bugün dünyada yaşanan katliamların, on binlerce insanın haksız savaşlarda katledilmesinin sorumluları emperyalistlerdir. Emperyalistler arasında süren rekabet ve egemenlik mücadelesinin faturasını dünya halkları ödüyorlar. Emperyalist ABD’nin başrolde olduğu Irak işgali 20 Mart 2003’te Irak’ın başkenti Bağdat’ın bombalanmasıyla başlamıştı. On yıl süren savaşta bir milyon insan yaşamını yitirdi, 1,5 milyon kişi ise evlerini terk etmek zorunda kaldı.

Yine emperyalistlerin egemenlik yarışı kapsamında Suriye’de sekiz yıldır süren iç savaşta 511 bin insan katledildi. Beş milyon kişi kalıcı engellerle yaşamaya mahkum edildi. En az 6,1 milyon Suriyeli ülke içinde evlerinden oldu, 5,6 milyon kişi de ülke dışına kaçtı.

“Savaşa hayır” demek çözümü bulanıklaştırıyor. Biz ezilenlerin ezenlere karşı başlattığı savaşlara “Hayır” mı diyeceğiz? Elbet demeyeceğiz. Biz işçi ve emekçiler, emperyalist-kapitalist dünya sisteminin efendilerinin eseri olan haksız savaşlara “Hayır” demeliyiz. Dünya halkları iki dünya savaşı ve onlarca bölgesel savaşı yaşadılar. On milyonlarca canla bedel ödendi. Milyonlarca insan haksız savaşlarda yaşamını yitirirken, dünya halkları savaşın ağır faturasını ödemek zorunda kaldılar.

Savaşın kaynağı kapitalizmdir. Biz işçilerin yapması gereken, savaşların bitmesi için emperyalist kapitalist dünya düzenine karşı mücadeleyi yükseltmektir.

Kayseri İşçi Birliği çalışanı bir işçi