Körfez şeyhleri siyonist rejimle aynı safta

İsrail uçağının Körfez semalarından uçarak Abu Dabi’ye gidip-dönmesiyle övünenler, Filistin halkına karşı siyonist rejimin safında olduklarını, küstahça bir üslupla ilan ettiler. Direnen Filistin halkı ile onunla dayanışma içinde olanlar da, muhakkak ki, siyonist işgale karşı mücadeleyi, Körfez’deki ödlek petro-dolar şeyhlerine karşı mücadele ile birleştirme dönemine gireceklerdir.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 04 Eylül 2020
  • 17:00

Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) siyonist İsrail rejimiyle ilişkileri ‘normalleştirme’ anlaşması imzalaması geniş yankı uyandırmıştı. Amerikancılar anlaşmayı alkışlarken, Arap dünyasının ilerici-devrimci güçleriyle halkların duyarları kesimleri anlaşmayı, “Filistin halkını sırtından hançerleyen bir ihanet sözleşmesi” olarak nitelendiriyor.

Bu konuda ihtiyatlı davranan Kuveyt dışındaki körfez ülkelerinin ‘şeyh-emir-kral takımı’ yıllardan beri İsrail’le işbirliği yapıyordu. ABD uşağı bu rejimler, Arap halklarından çekindikleri için bu işbirliğini açık etmiyor, hatta inkar ediyorlardı. BAE’nin attığı adımla her şey aleni bir hal aldı. Şeyh takımı yüzündeki maskeyi çıkarıp attı. Ancak bu adımı atarken Filistin için çaba sarf ettiklerini söyleyecek kadar da pişkinler. 

Normalleşme kapsamında birçok adım atıldı. Siyonist rejimin şiddet aygıtlarının şefleri şeyhlere konuk oldu. Filistin halkını katleden çetelerin kurduğu İsrail ordusuna kutlama mesajları gönderen şeyhlerin beslediği medyadaki aparatlar, artık her alanda normalleşme adımlarının atılması gerektiğini vaaz etmeye başladı. Bazıları küstahça açıklamalar yaparak Filistin’in Davut Peygamber zamanından beri Yahudilerin yurdu olduğunu iddia ederek Filistin halkına hücum ediyor. 

İsrail-Körfez şeyhleri işbirliğini pekiştiren her adım, medya tarafından bir gösteriye dönüştürülüyor. Gırtlağına kadar yolsuzluk-rüşvet bataklığına saplanmış bulunan İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ise, ikide bir ekranlara çıkıp şeyh takımıyla ilişkinin geliştirilmesinde oynadığı rolle övünüyor. Bu vaazlar bağnaz siyonistleri etkilese de Netanyahu rejimine karşı sokaklara çıkanlar bu vaazlara itibar etmiyor. 

Son gösteri, siyonist bir heyeti taşıyan İsrail uçağının Abu Dabi’ye indiği sırada gerçekleştirildi. Birlikte poz veren Siyonist şeflerle şeyh takımı, taraflar arasındaki ilişkilerin artık ‘olağan’ olduğu mesajını verdiler. Olay bir İsrail uçağının Abu Dabi’ye inmesinden ibaret değil. Bir diğer önemli ayrıntı Suudi Arabistan’ın hava sahasını İsrail uçaklarına açmış olmasıdır. Tel Aviv ile Abu Dabi arasında uçan İsrail uçağının “kutsal topraklar”ın hava sahasını kullanması, Suudi krallığının da BAE yolunda olduğuna işaret ediyor. 

Elbette BAE Suudilerin onayı olmadan böyle bir adım atamazdı. Zira emperyalist/siyonist güçlerle işbirliğinin esas aktörü Suudi Arabistan’dır. Bu Ortaçağ artığı şeriatçı rejim sadece Ortadoğu’da değil, dünyanın dört bir yanındaki karşı-devrimci çeteleri finanse ederek, Washington’daki efendilerine büyük hizmetlerde bulunmuştur. Buna rağmen İsrail’le ilişkileri ‘normalleştirme’ konusunu ağırdan alıyor. Zira Arap halklarının tepkisinden halen de çekiniyor. 

İsrail uçağının Körfez semalarından uçarak Abu Dabi’ye gidip-dönmesiyle övünenler, Filistin halkına karşı siyonist rejimin safında olduklarını, küstahça bir üslupla ilan ettiler. Direnen Filistin halkı ile onunla dayanışma içinde olanlar da, muhakkak ki, siyonist işgale karşı mücadeleyi, Körfez’deki ödlek petro-dolar şeyhlerine karşı mücadele ile birleştirme dönemine gireceklerdir.