İhvancılığın (Müslüman Kardeşler) liderliğine soyunarak İslam dünyasının efendisi olma hayallerine kapılan saray rejimi, Katar emiri sayılmazsa, bölge ülkelerinden izole oldu. Ekonominin çöküşte olduğu günlerde Suudi Arabistan’ın pazarı da yüzüne kapandı. AKP-MHP rejimi Suudi pazarına girebilmek için, artık hileli yollara başvuruyor. Reuters haber ajansı, Türkiye’nin Suudi Arabistan’a ihracatının 2021 yılının ilk iki ayında yaşanan düşüşle yıllık bazda yüzde 93 gerileyerek 38 milyon dolara düştüğü haberini verdi. Göründüğü kadarıyla hileler, bu zararı kısmen de olsa azaltma telaşından kaynaklanıyor.
Mısır, Suud Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin terör listesine aldığı İhvancılara ev sahipliği yapan sermaye iktidarı, İstanbul’u bir tür ‘İhvan yuvası’ haline getirerek bölgesel rekabeti kışkırttı. Saray’ın yayılmacı hamlelerine karşı Suud krallığı öncülüğünde birleşen Körfez şeyhleri, ‘Türk Malları’na resmi olmayan bir ticaret ambargosu başlattılar. Suudi kralı, resmi olmayan yollarla da olsa ‘Türk Malı’ damgalı mallara boykot başlattı. Saray rejiminin işbirliğini yeniden başlatmak için Suud krallığı, BAE krallığı ve Mısır karşısında geri adımlar atmasına rağmen ekonomik ambargo henüz gevşetilmedi.
Reuters’in verdiği haberde, bazı Türk ihracatçıların, Suudi Arabistan’ın gayriresmi ambargosunu atlatmak için gıda, tekstil ürünleri ve diğer malların giriş rotalarını değiştirdiği iddia edildi. Reuters’e konuşan bir diplomat, Türk mallarının, ancak “yakın ülkelerde üretim yapılmasına ve ihracatçıların gümrük belgelerini almalarına ve ‘Made in Turkey’ ürün etiketlerini kaldırmalarına olanak tanıyarak malların Suudi Arabistan’a giriş yapabildiğini” söyledi.
Suudi Arabistan’a inşaat malzemeleri satan bir ihracatçı ise Reuters’e şu açıklamayı yapıyor: “Şimdi aracıların Türk mallarını diğer limanlara götürdüğü ve belgeleri ücret karşılığında Çin veya Avrupa’dan geliyormuş gibi görünecek şekilde düzenledikleri bir karaborsa ortaya çıktı.”
Türk sermaye devletinin, aracılara pay verip, hileli yollara başvurması Suudi Arabistan’a mal satmaya ne kadar muhtaç olduğunu gözler önüne seriyor. Aynı zamanda AKP şeflerinin “bölgesel güç” hatta “bölgenin lideri” olma heveslerinin vardığı noktayı da ortaya koyuyor.