AKP iktidarının her yanından irin ve lağım akıyor. İktidarlarına biraz daha ayakta tutmak için her türlü kirli-karanlık ilişkinin içine girdikleri gibi, saçma -akıl dışı- denilebilecek adımlarına, açıklamalarına da tanık oluyoruz. Ya da artık gizleyemedikleri, gizlemek istemedikleri itiraflara...
AKP'li Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Suriyeli mültecilerden dert yananları yatıştırmak isterken itirafta bulundu ve şunları söyledi: "Türkiye, merhametinden dolayı 5 milyon Suriyeliye bakıyor ama bunu sadece merhametinden dolayı yapmıyor. Bunu çok iyi bilmek lazım. Sınır ötesinde Halep hattı, Türkmenler hattı bizim 400 yıldır sınır güvenliğimizi sağlayan insanlar. İkincisi de şu anda Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt devleti kurmaya çalışıyorlar. Biz de kurdurmamaya çalışıyoruz. Bu kadar insana da Türkiye’de boşuna kucak açmadık. Suriye’nin kuzeyinde bir taraftan Türk Silahlı Kuvvetleri, bir taraftan da Özgür Suriye Ordusu, orada bir Kürt devleti kurdurmamak için ayrı ayrı mücadele ediyorlar. Orada bir Kürt devleti kurulması demek, Türkiye’nin güney doğusunun bıçakla yarılmış gibi yarılıp atılması demek..."
5 milyon Suriyelinin Türkiye'ye getirilmesinde meselenin onların can güvenliğini sağlamak değil de sınırı korumak olduğunu ifade eden konuşmasında bakan Yanık, Suriye'de iç savaşı tırmandırdıklarını, Kürt düşmanı politikalarını sürdürdüklerini böylece ifşaa etmiş oldu. Bakan Yanık'ın Adana-Yüreğir Kiremithane Mahallesi’ndeki ziyaretinde yaptığı bu itiraf konuşması AKP-MHP iktidarının Ortadoğu hayallerinden bağımsız değil elbette...
Emperyalist/Siyonist katillerin Ortadoğu planlarının emir eri olan sermaye devleti, kendi sınırlarını büyütme düşü içerisindedir. Ama icazet almadan adım atması mümkün değil. AKP-MHP iktidarı, Suriye'yi tarumar etmek istiyor ama savaşın egemenleri olan ABD ve Rusya'dan izni koparamıyor. Onlar izin verdikçe, izin verdiği kadar sınırı geçebiliyor. Bu sınırları aşamadığı durumda da bulunduğu sınır hattında yerleşim yerlerine ve köylere bombalar yağdırıyor.
Sermaye devletinin Kürt halkının mücadelesine ve kendi sınırlarının ötesindeki bir Kürt devleti fikrine bile tahammülsüzlüğü bilinen bir gerçek. Bakan Yanık’ın sözlerini de AKP-MHP iktidarının açık beyanı olarak görmek gerek.
Konuşmasında "Suriyelilerle alakalı Cumhurbaşkanı’mız sürekli olarak söylüyor, orada inşallah güvenlik tesis edildikten sonra bu insanlar zaten kendi ülkelerine gitmek ister, biz de isteriz ama şu anda oraya gönderecek bir yer yok" cümlelerine yer veren Yanık, hedefledikleri "Kürt temizliği"ni yaptıktan sonra Suriyelileri gerisin geri göndereceklerini belirtiyor.
AKP iktidarının göçmen politikasının her aşamasının kendi sefil çıkar ve amaçları için olduğu bir bir açığa çıkıyor. Suriye'de savaşın etkilerinden kaçıp gelenler hem oy deposu hem ucuz işgücü hem de geri gittiklerinde Kürt bölgelerini yeniden yapılandırma aracı olarak görülüyorlar. Emperyalistlerin emrine amade davranırken arada rest çeker tavırlarıyla içeride prim yapmaya çalışıyorlar. Emperyalistlerle ilişkileri çerçevesinde ve içte de kendi iç dengelerini gözeterek belirledikleri göçmen politikasında da ihtiyaçları doğrultusunda hareket ediyorlar.
Ülkedeki mülteciler toplumun büyük kesimi tarafından tepki ile karşılanıyor. Kimisi işsizliği kimisi AKP’nin oy oranını kimisi ev kiralarını kimisi kadına yönelik tacizkar tutumları mültecilere bağlayarak, asıl sorunu, asıl düşmanı görmezden geliyor. Tam da bundan dolayı artık AKP sözcüleri yardımsever görüntülerinin ardındaki gerçek niyetlerini ortaya koyarak toplumun tepkisini etkisizleştirmeye çalışmaktadırlar.