AKP şefi bir kez daha Yahudi lobilerinin huzurunda…

AKP şefinin Yahudi lobileri ve Siyonist İsrail'den bir kez daha 'teveccüh' görmesi şaşırtıcı değil. Geniş halk kitlelerine sefalet ve zorbalıktan başka bir şey sunmayan saray rejimini Siyonistlerin desteği kurtarır mı? İşte bu şüphelidir. Zira miadını doldurmuş, tarihin siyaset çöplüğüne atılmayı bekleyen bir rejimdir söz konusu olan…

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Güncel
  • |
  • 04 Ekim 2022
  • 16:30

AKP şefi Tayyip Erdoğan Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) toplantısından döndükten kısa bir süre sonra Amerika’ya gitti. Kalabalık bir heyetle gerçekleştirdiği ziyaretin dikkat çeken gündemi, Yahudi lobi ve kuruluşlarının üst örgütü/federasyonu ile gerçekleştirdiği görüşmeler oldu. Hem toplu hem özel basına kapalı görüşmeler yaptı.

Tayyip Erdoğan güya Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na katılmak için gitmişti. Ancak Genel Kurul’dan günler önce gitmesi ve yanına aldığı kalabalık heyete bakıldığında esas mevzunun başka olduğu görülüyor. Hulusi Akar, İbrahim Kalın, Mustafa Varank, Mevlüt Çavuşoğlu, Ömer Çelik, Nurettin Nebati gibi çok sayıda AKP’linin yanı sıra Türkiye’deki Yahudi Cemaati’nin önde gelen bazı isimleri de heyete dahil edildi. Dikkat çekici olan Yahudi Cemaati liderlerinin de New York’a taşınmasıdır. Ziyaretin esas amacının ‘Yahudi lobilerine kendini yeniden pazarlamak’ olduğu dikkate alındığında, neden böyle bir heyetin ABD’ye taşındığı daha iyi anlaşılıyor.

***

Tayyip Erdoğan’ın AKP ortada yokken de Yahudi lobileriyle “sıcak” ilişkileri vardı. Türkiye’de “siyasi yasaklı” iken Tayyip Erdoğan’a Beyaz Saray’ın kapılarını açan bu lobilerdi. AKP’nin kuruluş sürecinde bu lobilerin özel bir rolü olduğu, dinci-gericiliğin önde gelen bazı isimleri tarafından da itiraf edilmişti. İsrail’le ilişkilerinde bazı pürüzler olduğunda bile, AKP şefinin Amerika’ya gittiğinde kapısını ilk çaldığı yine bu lobiler olmuştur.

Lobilerin Tayyip Erdoğan’a verdiği destek, AKP rejiminin Siyonist İsrail’le ilişkileri geliştirmesiyle daha da belirginleşti. Nitekim Siyonist lobiler, İsrail’e verdiği destekten dolayı Tayyip Erdoğan’a “cesaret ödülü” verdiler. Bu ödülü almaya layık görülen tek “Müslüman” kişinin Tayyip Erdoğan da dikkate değerdir. 29 Ocak 2009’da Davos’ta dönemin İsrail Başbakanı Şimon Peres’i “one munite” çıkışıyla “tersleyen” AKP şefinin lobiler nezdindeki imajı biraz yıpranmıştı. Hatta ödülü bizzat takdim eden kişi, bundan dolayı geri alınmasını istedi. Ancak lobiler bu yönde bir karar almadılar.

İsrail’le siyasi/diplomatik alanda yaşanan bazı gerilimlere rağmen AKP rejimi birçok alanda Siyonistlere hizmet etmeye devam etti. Örneğin bu dönemde iki ülke arasındaki ticaret hacminin en az beş kat arttığı sık dile getirilen gerçeklerden biri. Uluslararası ilişkilerde ise İsrail’e destek vermeye devam etti. 10 Türkiye vatandaşının İsrail askerleri tarafından özel bir şekilde seçilerek katledildiği Mavi Marmara davasını bile 20 milyon dolar karşılığında Siyonistlere satan da bu rejimdir. Bu “özel ilişkiler”, AKP şefine her sıkıştığında Yahudi lobilerinin kapsını çalma imkanı sağlamıştır. Saray rejimi çöküşün kıyısına varmışken yine onların huzuruna çıkması şaşırtıcı olmadı.

***

AKP heyetinin lobi şefleri ile hahamlarla görüşebilmesi için yoğun bir çaba harcandığı anlaşılıyor. Tele 1 Kanalı’nın Amerika’daki Temsilcisi Yılmaz Polat, Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Behran Turan’ın son dönemde tüm boş zamanlarını sinagoglarda geçirdiğini, hiçbir ayini kaçırmadığını söylüyor. AKP’li büyükelçinin lobilerin yanı sıra hahamlarla kurduğu yakın ilişkilerin sonuç verdiği görüldü. Zira Tayyip Erdoğan ile müritleri lobi şeflerinin yanı sıra hahamlarla da uzun görüşmeler yaparak meramlarını anlattılar. Bol bol hatıra fotoğrafı çektirip yayınlatarak nasıl da “samimi ilişkiler” içinde olduklarını göstermeyi de ihmal etmediler.

Heyetler arası görüşmelerin yanı sıra, AKP şefinin ikili özel görüşmeler yaptığı da bildirildi. Yani görüşmelerin bir kısmı kapalı kapılar ardında gerçekleştirildi. Lobilerin şefleri arasında ABD’deki mali sermayenin önde gelen isimleri de var. Tayyip Erdoğan’ın özel görüşmelerde onlardan kredi dilendiğini de tahmin etmek güç değil. Dilencilik bir sonuç yaratır mı bilinmez, ancak İsrail’in kapılarının AKP şefine açılacağına kesin gözüyle bakılıyor. Yani kısa süre sonra AKP’den kalabalık bir heyetin Kudüs’te boy gösterme ihtimali yüksektir.

Tayyip Erdoğan İsrail kapılarının açılmasını epeydir bekliyordu. Hem Körfez şeyhlerini hem Siyonist rejimi memnun etmek için Türkiye’de bulunan Hamas örgütünün militan ve yöneticilerini kovmuştu. Filistin/Kudüs üzerinden yapılan demagojilerin üslubu değişirken, Siyonistlerle işleri yoluna koymak söz konusunda olduğunda “Müslüman kardeş Hamas”ı harcamakta biran bile tereddüt etmedi. Bu kararın Yahudi lobileriyle görüşmeleri kolaylaştırdığını tahmin etmek güç değil.

***

AKP şefi hem lobilerle görüşerek hem onların medyada açtıkları alanı kullanarak ABD emperyalizmine kendini pazarlama imkanı buldu. “ABD’ye, kimse size benden daha iyi uşaklık yapamaz, kimse İsrail’le benden daha iyi ilişki geliştiremez” mesajları veren Tayyip Erdoğan, çöküş aşamasına gelen rejimini korumak için efendilerinden destek bekliyor.

Pazarlama/imaj faaliyetleri arasında AKP şefi ile maiyetinin Manhattan Yarımadası’nda bulunan Central Park’ta tur atması da vardı. Türkiye’de yüze yakın zırhlı özel araç ve yüzlerce otomatik silahlı adam tarafından korunurken, camilere bile böyle giden Tayyip Erdoğan, Central Park’ta “uygar bir lider” görüntüsü verip parkta gördüğü çocukların başını okşadı. Fanilerle bile hatıra fotoğrafları çektirdi.

Saray beslemesi medya bu görüntüleri bol bol servis etti. Ancak görüntülerdeki yapaylık pazarlama hamlesini itici kılıyordu. Buna karşın “imaj tazeleme” gösterisinde önemli bir boşluk kaldı. ABD Başkan Joe Biden ile görüşmek bir yana, fotoğraf karesinde yan yana gelme “şerefine” bile nail olamadı. Biden’le görüşebilmek için günlerce New York’ta avarelik yapan AKP şefi, bu konuda tam bir hüsran yaşadı. Normalde BM Genel Kurulu sırasında ayaküstü de olsa adamlar yan yana gelip bir poz verirlerdi. Ancak Biden bu defa bunu bile Tayyip Erdoğan’dan esirgedi.

Biden’ın dikkate almaması, dinci-gerici sahtekarların şişirdiği “dünya lideri Tayyip Erdoğan” balonunun havasını boşaltı. Erdoğan Yahudi lobileriyle yaptığı görüşmeler ve orada örgütlenen AKP güdümündeki vakıfları ziyaret ettikten sonra birkaç gün avarelik yapmak durumunda kaldı. Belli ki, aracılar ve milyonlarca dolarlar ödenen danışma şirketleri Biden’ı AKP şefiyle görüşme konusunda ikna edememişler.

Biden’ın yaşattığı hüsrana rağmen, ziyaretin kısmen amacına ulaştığı söylenebilir. Zira AKP ile Yahudi lobileri ve İsrail’le ilişkilerin geliştirilmesine katkı sağlamıştır. Tayyip Erdoğan İsrail kapıları açılınca, Siyonist rejim üzerinden Biden’ın kapasını açmaya çalışacaktır. Muvaffak olması kolay görünmüyor. Yine de İsrail’e sunacağı hizmetlerin bunu sağlama ihtimali var.

***

Küçük bir azınlık dışında halkın geniş kesimlerine sefaletten başka bir şey sunamayan mafyatik AKP-MHP rejiminin beka sorunu günden güne derinleşiyor. Bu kokuşmuş rejim, bir kez daha emperyalist/Siyonist güçlere umut bağlıyor. Tayyip Erdoğan’la maiyetinin efendilerinin huzuruna çıkıp destek dilenmek dışında bir umarları kalmamış görünüyor. Hal böyleyken bazı şoven-milliyetçiler Tayyip Erdoğan’ın artık Amerikancı olmadığını iddia edip adamı parlatmaya çalışıyorlar. ‘Amerikancıdan Amerika karşıtlığı bekleme’ saçmalığı, bu kesimleri dinci-faşist rejimin payandası durumuna düşürüyor.

AKP şefinin Yahudi lobileri ve Siyonist İsrail’den bir kez daha ‘teveccüh’ görmesi şaşırtıcı değil. Geniş halk kitlelerine sefalet ve zorbalıktan başka bir şey sunmayan saray rejimini Siyonistlerin desteği kurtarır mı? İşte bu şüphelidir. Zira miadını doldurmuş, tarihin siyaset çöplüğüne atılmayı bekleyen bir rejimdir söz konusu olan…