Portekiz’de işçiler öfkeli
Portekiz'in çeşitli kentlerinde binlerce işçi daha yüksek ücret için 26 Eylül Cumartesi günü protesto gösterisi düzenledi. İşçiler asgari ücretin 850 avroya çıkarılmasını talep ediyorlar. Portekiz 635 avro ile şu anda Batı Avrupa'nın en düşük ücret ödeyen ülkelerinden biri.
Protesto çağrısını ülkenin en büyük sendikası olan Portekiz İşçileri Genel Konfederasyonu (CGTP) yaptı. Protestocu işçiler, hükümeti korona salgınından bu yana daha fazla risk altında olan işleri güvence altına almak için daha fazlasını yapmaya çağırdı.
Portekiz'deki resmi işsiz sayısı üçte bir artarak 400.000 civarına yükseldi. Turizm endüstrisi özellikle etkilendi.
Sosyal Demokrat Başbakan Antonio Costa'nın başında olduğu hükümet, tekelleri pandemiden kurtarmaya yönelik çeşitli projeler başlattı. İşçilerin "geçici olarak işten çıkarılması" da bu projeye dahil.
Polonya’da madenlerin kapatılmasına karşı grev
Polonya'da en büyük kömür şirketi, devlete bağlı PGG'de çalışan maden işçileri, Polonya kömür endüstrisinde planlanan yaklaşık binlerce kişilik istihdamın yok edilmesini protesto etti.
21 Eylül Pazartesi’den itibaren birkaç yüz madenci, Silezya'daki kömür madenlerinde yeraltında greve gitti. Wujek madeninde başlayan grev diğer madenlere de sıçradı. 25 Eylül Cuma günü, grev hareketinin başladığı madenlerden birinin yakınındaki Ruda Slaska'da bir gösteri yapıldı.
Polonya hükümeti, 2040 yılına kadarki enerji politikaları doğrultusunda madenlerdeki on binlerce kişilik istihdama son vermeyi gündemine almıştı. İşçilerin işsizliğe ve güvencesizliğe karşı başlattığı grevlerin ardından hükümetle sendikalar anlaşmaya vardı. 2049 yılına kadar tüm kömür madenlerinin kapatılması hedefi ortaya konurken, işçilerin üyesi olduğu Solidarity adlı sendikadan yapılan açıklamada, hiçbir işçinin işini kaybetmeyeceği konusunda anlaşıldığı belirtildi.
Ukrayna’da maden işçilerinin grevi
Ukrayna’nın en büyük demir madeni Kryvyi Rih Demir İşletmesi’ne ait 4 madende işçiler 3 Eylül’den bu yana grevde. Oktyabrskaya madeninde başlayan grev, Gvardiiska, Ternivska ve Rodina madenlerinde çalışan işçilerin de katılımıyla genişledi. 400’ün üzerinde maden işçisi kendilerini madene kapatarak talepleri kabul edilinceye değin madenlerden çıkmayacaklarını açıkladı. Maden işçileri yüksek ücret, güvenlik ve sağlık önlemlerinin genişletildiği daha iyi çalışma koşulları talep ediyor.
Yer altında mücadele eden işçilerin aileleri ve işçi arkadaşları da yönetim binasının önüne çadır kurdular, yeraltındaki madencilerle dayanışmayı büyütmek için çeşitli miting ve gösteriler örgütlüyorlar.
2017’de de ücret artışı ve daha iyi koşullar için mücadele eden maden işçilerine %50 zam yapılacağı sözü verilmişti. Ancak zam teklifi önce %10’a ardından da %7’ye düşürülerek kuşa çevrilmişti.
İşçiler geçen aylar içinde tüm ek ödeneklerin de ellerinden alındığını ve yönetimin ücretlerini bile zamananında ödemediğini söylüyor. Yolsuzluk yapan şirket yönetimini istifaya çağıran işçiler, yasalarda maden işçiliğinin ağır ve tehlikeli işkolu olmaktan çıkarılarak emeklilik yaşının uzatılmasına karşı da mücadele ediyor.
İşçilerin mücadelesi sürerken yönetim yer altında çalışan işçilerin ücretlerini %10, yer üstünde çalışanların ücretlerini ise %25 oranında arttırma sözü verdi. Ama işçiler talepleri kabul edilinceye kadar mücadele edeceklerini vurguluyor.
Brüksel'de toplu taşıma işçileri greve gitti
Brüksel'de toplu ulaşım işçileri, çeşitli işçi sendikalarının çağrısı üzerine 28 Eylül’de 1 günlük greve gitti. İşçiler emeklilik, işsizlik ve sağlık ödeneklerinin artırılmasını, emeklilik maaşlarının da aylık en az 1.500 avroya çıkartılmasını talep ediyor.
Grev nedeniyle Brüksel’de ulaşım büyük ölçüde durdu, pek çok metro, otobüs ve tramvay hatlarında seferler yapılmadı. Seferlerin devam ettiği hatlarda ise sınırlı hizmet sunulabildi. İşe gitmek için özel araçların kullanılması şehirde trafik sıkışıklığına yol açtı.
Almanya'da Continental'da işten çıkarma tehdidine karşı protesto
Otomotiv tedarikçisi Continental tekelinde işten çıkarmaları protesto etmek için 29 Eylül Salı günü farklı yerlerden yüzlerce işçi Continental Denetleme Kurulu'nun toplantısının yapıldığı tekelin Hannover'deki genel merkezinin önünde protesto gösterisi yaptı. Madencilik, kimya ve enerji birliği (IG BCE) sendikası, denetim kurulundan, yaklaşık 1.800 işçi çalıştıran Aachen lastik fabrikasının kapatılmasına karşı oy kullanmasını talep ediyor.
Tekel sözcüsünün açıklamasına göre Continental kapitalistleri, otomobil endüstrisindeki "yapısal değişim" ve korona krizi nedeniyle dünya çapında 30.000 kişilik istihdamı "değiştirmek" istiyor. Sadece Almanya’da 13.000 kişinin etkileneceği ifade ediliyor. Çalışanlar daha nitelikli hale gelse de, istihdam yok ediliyor veya taşınıyor.
Korona salgınındaki kapsamlı devlet yardımına rağmen, kapitalistler kâr getiren fabrikaları kapatıp düşük ücretli ülkelere taşıyarak daha fazla kâr etmeyi amaçlıyor.
Norveç'te otobüs şoförlerinin grevine katılım artıyor
Norveç'te 20 Eylülde Yrkestrafikkforbundet, Fellesforbundet, Jernbaneforbundet ve Fagforbundet adlı dört sendikaya üye 3 bin 800 otobüs şoförünün başkent Oslo ve Vikin’de başlattığı grev ülkenin çok sayıda iline yayılırken, taraflar arasında anlaşmayla sonuçlandı. Grevdeki otobüs sürücülerinin sayısı 8 bin 300'e yükselmişti.
Otobüs şoförleri, daha yüksek ücret, gecikmeler için fazla mesai ücreti ve daha düzenli bir çalışma süresi talep ettiler. Şoförlerin örgütlü olduğu Fellesforbundet, Jernbaneforbundet og Yrkestrafikkforbundet sendikaları, grevi örgütledi.
2006 yılında maaşların sanayi işçisinin maaşına uygun olması gerektiği konusunda anlaşmaya varılmıştı. Ancak son yıllarda ücret açığı büyüdü.
Otobüs şoförleri sadece sanayi işçilerinden değil, tramvay sürücülerinden de daha düşük ücret alıyor. Bir tramvay sürücüsün yıllık kazancı 500 bin kron iken, bir otobüs şoförü 433 bin kron ücret alıyor. Yeni işe başlayan otobüs şoförü yıllık 340 bin kron alıyor. Şoförler bu ücretin yaşamlarını sürdürmelerini zorlaştırdığını söylüyor.
Grev 1 Ekim günü kısmi kazanımlarla bugün sonlandırıldı ve otobüsler yeniden çalışmaya başladı. Otobüs şoförlerinin üye oldukları Fellesforbundet, Yrkestrafikkforbundet, Norsk Jernbaneforbund ve Fagforbundet sendikaları ile işveren örgütü NHO Transport arasında ücret konusunda uzlaşma sağlandı. Daha düzenli çalışma süresi talebi ise kabul edilmedi.
Anlaşmaya göre, otobüs şoförlerinin ücretlerinde yıllık 19 bin 500 kron artış olacak. Ayrıca, 2021 yılı için saat ücretinde 2,5 kron artış garantisi üzerinde de anlaşıldı.
Sendikaları temsilen katılan 34 delegeden 12’sinin “hayır” oyuna karşılık 22’isinin “evet” oyu vermesiyle grev sona ermiş oldu.
Toplumun büyük bir desteğini alan otobüs sürücülerinin grevi 3 bin 800 otobüs şoförüyle 20 Eylül Pazar günü başlamıştı. Geçtiğimiz Cumartesi günü ise 4 bin 500 otobüs şoförü daha greve çıkararak toplam 8 bin 300'den otobüs şoförü greve gitmişti.
Vekter grevi sürüyor
6 Eylül’de başlayan Vekter (güvenlik görevlisi) grevi büyüyerek devam ediyor. Securitas ve Avarn'ın gibi büyük şirketlerde çalışan ve Norveç İşçi Sendikası’na üye 383, Parat Sendikasına üye 420 Vekter, kapitalistlerin örgütü NHO Service ile sendika arasındaki toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde bir sonuca varılmaması üzerine greve gitmişlerdi.
Grevdeki çalışan sayısı Arbeidsmandsforbundet, Securitas ve Avarn Security'de çalışan yüzlerce kişinin de katılmasıyla 1192’ye yükseldi. Grev bilet kontrolü, alışveriş merkezleri, resepsiyonlarda, mobil ve alan kontrollerinde etkili oluyor.
Sendikalar 23 Eylül’de, Oslo'daki Vekterlerin greviyle dayanışma için bir eylem yaptı.
Vekter’ler (güvenlik görevlisi) ücret artışı taleplerinin yanında mesleğe hazırlanan çıraklar için daha iyi bir düzenleme getirilmesini istiyorlar.
Danimarka'da cinsel tacize tepki
Danimarka'da kadın siyasetçiler cinsel tacize maruz kaldıklarını açıkladı ve bir bildiri yayımlayarak tacize tepki gösterdi.
"Artık bu soruna bir son verilmeli. Partiler sorunun varlığını kabul etmeli ve çözümü için çalışmalı." ifadesinin kullanıldığı bildiride, parlamentodaki bütün siyasi partilerden kadınların imzaları yer alıyor.
Danimarka'da geçen ay TV2 kanalının kadın sunucusu Sofie Linde'nin Danimarka devlet televizyonu DR'de çalışırken cinsel tacize maruz kaldığı açığa çıkmıştı. Bu açıklamaların ardından medyada görev yapan 701 kadın imza toplayarak Linde'ye destek vermişti. Bu alanda çalışan çok sayıda kadın da yaşadıklarını #MeToo etiketleriyle sosyal medyada ve basında paylaşmaya paylaşmıştı.
Haiti'de cumhurbaşkanının istifası için eylemler
Haiti'nin başkenti işçiler, öğretmenler, öğrenciler ve lise öğrencileri tarafından birkaç gün üst üste düzenlenen üç gösteriye sahne oldu. Göstericiler Cumhurbaşkanı Jovenel Moise'nin istifasını istedi.
Cumhurbaşkanı yolsuzlukla ve halkın ihtiyaçlarını önemsememekle suçlanıyor. Ünlü bir anayasa hocası ve baro başkanının bir radyo röportajından kısa bir süre sonra öldürülmesi de hükümete karşı öfkeyi büyüttü. Göstericiler, ABD'nin müdahalesini kararlılıkla reddediyor.
Sudan'da şeker işçileri kısmi kazanımlar elde etti
20 Eylül'de Kenana Şeker işçilerinin grevinin sona erdirilmesi için Teknisyenler Birliği'nin Yeniden Kabul Girişimi üyeleri, kapitalistler ve hükümet yetkilileri arasında bir anlaşma imzalandı. Grev bir aydan fazla sürdü ve kapitalistler, devrimci işçilerin işten çıkarılmasının araştırılması için bir komite kurulmasını kabul etmek zorunda kaldı. İşçilerin maaşlarındaki kesintiler geri çekildi. Ücret ve emekli maaşlarının yükseltilmesi ve sosyal yardım konusundaki taleplerse yerine getirilmedi. Bu nedenle yüzlerce işçi akşam saatlerinde kentte gösteriler düzenledi.
Mısır’da Sisi karşıtı protestolar
Mısır’da 27 Eylül Pazar günü çeşitli kentlerde -Kahire metropol bölgesinin farklı yerlerinde ve Giza Valiliği'nde- Cumhurbaşkanı Abdülfettah el-Sisi'nin istifası için gösteriler düzenlendi.
Polis göz yaşartıcı gaz ve bazı durumlarda gerçek mermi kullanarak gösterilere saldırdı. Polisin saldırısına karşı protestocular taşlar ve barikatlarla kendilerini korumaya çalıştı.
İsrail’de karantinaya rağmen protestolar: Bibi evine dön
İsrail’de Covid-19 nedeniyle ilan edilen karantinaya rağmen Başbakan Benjamin Netanyahu karıştı protestolar bu hafta da devam etti.
Batı Kudüs’teki Başbakanlık rezidansı önünde toplanan ve Başbakan Benjamin Netanyahu'yu istifaya çağıran binlerce kişi “Bibi evine dön” sloganlarını haykırırken, göstericilerin bazıları da “Suç başbakanı” yazılı tişörtler giydi. “Demokraside hasta olmak diktatörlükte sağlıklı olmaktan iyidir” yazılı pankart taşındı.
Netanyahu yolsuzluk davası ve Covid-19 sürecini yönetemediği gerekçesiyle 4 ayı aşkındır kitlesel gösterilerle protesto ediliyor.
Gösterinin yapılacağı meydana çıkan yolları trafiğe kapatan polis, eyleme katılanlara sosyal mesafeye dikkat etmeleri konusunda sık sık anons yaptı, çok sayıda kişi de gözaltına alındı.
Karantinayı gerekçe göstererek İsrail kabinesi, protestoların sınırlandırılmasını istemişti. Meclis tarafından önce reddedilen söz konusu yasa tasarısı Salı günü geç saatlerde kabul edildi. Yasanın görüşüldüğü saatlerde de Knesset önünde kitlesel gösteri gerçekleştirdi.
ABD’de çelik işçileri 6 haftadır grevde
Pensilvanya Farrell'deki NLMK (Novolipetsk Steel) çelik fabrikasındaki 450 çelik işçisinin 22 Ağustos'ta başlattığı grev sürüyor. İşçiler, şirketin sağlık sigortasında sunduğu iki değişikliğe karşı mücadele ediyorlar. Talepleri; sağlık sigortasında kendi paylarının yükseltilmesi ya da yüzde 100'ün üzerinde prim artışı.
NLMK, Rusya merkezli olup, ülkedeki en büyük dört çelik üreticisinden biridir.
Meksika'da kadın göstericilere polis saldırdı
Mexico City'de kürtaj hakkı için düzenlenen protesto yürüyüşü sırasında polis ve protestocular arasında çatışma çıktı. Yürüyüş, Pazartesi günü Meksika başkentinin merkez meydanı Zócalo yolunda polis tarafından durduruldu.
Polis göstericilere karşı biber gazı kullandı. Kadınlar, kürtajın ülke çapında yasallaştırılması çağrısında bulundu.
Güney Kore’de doktorların grevi kazanımla sonuçlandı
Güney Kore’de asistan doktorlar başta olmak üzere hekimlerin bir ay süren sınıf mücadelesi Kore Tabipler Birliği’nin (KMA) geçen hafta Sağlık Bakanlığı ile varılan anlaşması ile kazanımla sonlandırıldı.
21 Ağustos'ta 16 bin asistan doktor greve başlamıştı. Bölge hastanelerinden diğer asistan doktorlar ve doktorların da 26 Ağustos’ta katılımıyla grev genişlemişti. Doktorlar ve asistan doktorlar hükümetin “sağlık reformu”nu protesto ediyordu. Grevci doktorlar, tıp eğitimindeki eksiklikler, ağır çalışma koşulları, kırsaldaki illerde zayıf tıbbi altyapı gibi başlıklarda eleştirilerde bulunuyordu. Doktorların grevi sonucunda hükümet, tartışmalı sağlık reformu askıya aldı.